Kıta Amerika

Amerika / Doları Çöküyor Mu?

Dolar, Amerika'nın 'güç' olarak öne çıkmasını sağlayan nedenlerden birisi ve önemli bir sembolü olarak kabul görüyor. Peki sosyal sistemin ve demokratik modelin çürümeye başladığını gösteren çok sayıda iç krizin patlak verdiği ABD'de dolar da çöküyor mu?

Abone Ol

Muslim Port Haber Merkezi | Sevde Köse

Amerika'nın yeşil para biriminin gücü aşağıdaki gibi birçok faktörden kaynaklanmaktadır:

Ekonomik Faktörler

  • ABD'nin sahip olduğu servet, doğal rezervler, nakit ve varlık miktarı.
  • Amerika Birleşik Devletleri'nin üretim kapasitesi, ihracat gücü ve ticaret dengesi durumu.
  • ABD finans piyasalarının çekiciliği, büyüklüğü, derinliği, açıklığı, şeffaflığı ve bilgiye erişim kolaylığı.
  • ABD'nin finansal sistem ve küresel ticaret üzerindeki hegemonyası.
  • Petrol gibi dünyanın en çok ticareti yapılan emtialarının ABD doları ile korelasyonu.
  • Dolara olan talebin sürdürülebilirliği ve gücü.
  • Doların diğer para birimleri karşısında alım ve satım kolaylığı.
  • Dolar sabitlenmesi; dünyada 60'tan fazla ülkenin yerel para birimleri ABD para birimine endekslidir.

Siyasi ve Jeopolitik Faktörler

  • ABD yönetiminin etkinliği ve iç toplumsal uyumu.
  • ABD'nin dünya üzerindeki dış politika gündemini empoze etme yeteneğini temsil eden siyasi hakimiyet seviyesi.
  • Askeri gücü ve jeopolitik hakimiyeti.
  • 1990'larda Doğu Bloku'nun çöküşünden sonra oluşan dünya düzeninin kenetlenmesi.

Modelin Gücü

  • Amerikan ekonomik, siyasi ve kültür modelinin üstünlüğünü kurma.
  • Model ve uygulama arasındaki uyumu sağlama.

Bu faktörler diyalektik bir ilişki içinde birbirine bağlıdır. Ekonomik faktörler siyasi ve jeopolitik faktörlerin temelini oluştururken, ikincisinin gücü birincisini olumlu yönde etkilemekte ve birlikte doların gücünü belirlemektedir.

Bu ilişki aynı zamanda tek yönlü de değildir, zira doların gücünün azalması ekonomik, siyasi ve jeopolitik faktörleri olumsuz etkiler. Aynı şekilde bunun tersi de geçerlidir.

Ancak, diyalektik bir şekilde gerçekleşen bu karşılıklı destek döngüsü, doların gücünü destekleyen genel faktörlerin zayıflamaya başlamasıyla birlikte son yirmi yılda azalmaya başlamıştır. Bu faktörler aşağıda ele alınmıştır:

Birincisi: İç Faktörler

Amerika, sosyal adaletin ve demokratik modelin çürümeye başladığını gösteren giderek kötüleşen çok sayıda iç krize katlanıyor.

Enflasyon Krizi

İnatçı enflasyon krizi ve yüksek ulusal yoksulluk oranı, Amerikan ürünlerinin rekabet gücünü sınırlamaya devam ederek ihracatta düşüşe ve yabancı ithalatta artışa neden olmakta bu da ticaret dengesinde kalıcı ve kümülatif bir dengesizliğe yol açmaktadır.

Bu durum ise gelirlerin düşmesine, dış ve iç finansman ve kredi taahhütlerinin yerine getirilmesinde zorluklara ve yüksek konut maliyetlerinin devam etmesine neden olmaktadır. Bu nedenle Amerika Birleşik Devletleri'ndeki evsizlerin sayısı, %28'i çocuklu ailelerden oluşan yaklaşık 650.000 evsizin kaydedilmesinin ardından 2023 yılı için rekor seviyelere ulaşmıştır.

Ekonomik Eşitsizli

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından hazırlanan bir rapora göre, Biden yönetimi tarafından uygulamaya konulan bazı ekonomik reformlara rağmen eyaletlerin yerel yasa ve yönetmelikleri yürürlüğe koyma yetkisi reformların etkisini sınırlandırdı, bu durum da ABD siyasi yapısında ekonomiye gölge düşüren bir krize işaret etmektedir.

Ekonomik eşitsizlik ve servetteki ırksal uçurum daha da kötüleşmeye devam etmektedir: Beyaz ailelerin servetinin her bir dolarına karşılık siyahi ailelerin 24 senti, İspanyol ailelerin ise 23 senti var. Yeterli sağlık, beslenme, eğitim, istihdam ve barınma olanaklarına erişimdeki ırksal eşitsizlikler, adalet sistemiyle temas edilen hemen her noktada ortaya çıkmaktadır. Özellikle üreme bakımını sınırlayan yasaların giderek artması milyonlarca beyaz olmayan kadını risk altına sokmaktadır.

Gelir eşitsizliği endeksi ise diğer zengin ülkelere kıyasla yüksektir; nüfusun en zengin onda biri tüm gelirin neredeyse yarısını alırken, ülkedeki özel servetinin yalnızca %1,5'ine sahip olan en yoksul yarısı sadece %13'ünü almaktadır.

Hapis Oranlarının Artması

Yaklaşık iki milyon kişinin cezaevinde olduğu ve milyonlarca kişinin de şartlı tahliye ve denetimli serbestlik altında bulunduğu ABD, hapsetme oranlarında dünyada ilk sırada yer alıyor. Ayrıca siyahi mahkumların oranı toplam nüfus içindeki oranından çok daha yüksektir.

Çocuk İşçiliği

ABD çalışma yasalarındaki muafiyetler, 12 yaşından küçük çocukların tarımda (çalışan çocukların en çok ölümüne neden olan sektör) çalışmasına izin vermektedir.  2023 yılında, çoğu tehlikeli ve sömürücü koşullarda çalışan vasilerinin refakatinde olmayan göçmenlerden oluşan çocuk işçiliği ihlallerinde keskin bir artış yaşandı. Aynı sene aşırı dozda uyuşturucu ölümleri artmaya devam ederek geçen yıl 111.000'in üzerinde yeni bir rekor seviyeye ulaştı, ayrıca aşırı doz ölümlerinde de ırksal farklılıklar görülmektedir.

Kutuplaşmanın Artması

Demokrasiye yönelik tehdit göstergeleri sürekli artıyor. Kanun koyucular kitapları yasaklamaya, sınıflarda özgür tartışmayı kısıtlayan yasalar çıkarmaya ve insan haklarını desteklemek için başarılı bir şekilde örgütlenen sıradan vatandaşların ilham verici hikayelerini silmeye devam ederken insan haklarını ihlal eden ülkelere yönelik askeri destek de devam ediyor.

Barışçıl ve sorunsuz bir iktidar devrine ilişkin göstergeler ise azalıyor. Trump'ın seçim sonuçlarını tersine çevirme planını desteklemek için 6 Ocak 2021'de isyancı grupların ABD Kongre binasını basması örneğinde olduğu gibi. Özellikle Trump'ın seçilmemesi halinde ülkenin kan gölüne döneceğini söylemesiyle birlikte, başkanlık seçimleri yaklaştıkça kutuplaşmanın dozu da artmaktadır.

İkincisi: Dış Faktörler

Ekonomik Düzeyde

Amerika Birleşik Devletleri yıllardır dünyanın önde gelen ekonomik gücü olma konumunu Çin'e ve başka ülkelere yavaş yavaş kaptırıyor. Nitekim ABD üretiminin dünyanın toplam üretimine katkısının payı azalmakta ve Çin'in toplam üretimine göre değeri düşmektedir. Ayrıca buna, ABD'nin inovasyon ve icat açısından küresel konumundaki gerilemesi de eşlik etmektedir.

ABD'nin terörizme karşı sözde savaş başlatması ve “terörizm” gerekçesiyle ekonomik ve mali yaptırımlar uygulamasından bu yana doların uluslararası rezervler içindeki payının yirmi yıldır istikrarlı bir şekilde düşüş yaşadığı görülüyor. Doların adeta bir cezalandırma aracı olarak kullanılması birçok ülke ve kuruluşu, dolara olan yüksek bağımlılıklarının kendilerini ve politikalarını ABD çıkarlarına rehin tuttuğunu fark etmelerinin ardından dolara alternatifler aramaya sevk etmiştir.

Doların küresel bir para birimi olarak konumunun gerilemesi şu şekilde okunabilir:

  • Avrupa'da devletler ve Avrupa Birliği düzeyinde ABD dış politikalarından bağımsızlığı güçlendirme ve dolara bağımlılığı azaltma yönündeki eğilimlerin büyümesi.
  • Dolar cinsinden olmayan uluslararası anlaşmalar yapma yönündeki küresel eğilimin büyümesi; Çin ve BAE arasında Çin Yuanı cinsinden ilk anlaşmanın uygulanması, Malezya ve Hindistan arasındaki anlaşmalar, Rusya ve Hindistan'ın dolar dışı petrol anlaşmaları imzalaması, Brezilya ve Çin'in dolardan vazgeçme konusunda anlaşması ve Rusya ve Çin'in yerel para birimleriyle petrol alışverişi yapmayı kabul etmesi bu tarz anlaşmalara örnek olarak verilebilir.
  • Malezya Başbakanı'nın dolara olan bağımlılığı azaltmak için bir Asya Para Fonu kurulması önerisi.
  • BRICS grubunun artan gücü ve üyeleri arasındaki iş birliği düzeyi ve yeni bir para birimi çıkarma ve üyeliğini genişletme planları.
  • Suudi Arabistan'ın petro-dolar modelinden uzaklaşmaya ve Çin Yuanı ile petrol satmaya başlama konusundaki açılımı.
  • Doların küresel döviz piyasalarındaki kullanımında düşüş yaşanması.1
  • Doların küresel rezervler içindeki payının yirmi yıldır istikrarlı bir şekilde azalması.2
  • Kripto para birimlerinin büyümesi ve bunlara yönelik küresel eğilimin artması.3

Jeopolitik Düzeyde

ABD hegemonyası birçok cephede eş zamanlı jeopolitik zorluklarla karşı karşıyadır: Rusya ile Ukrayna cephesi, Çin ile Tayvan ve Hint-Pasifik cephesi, Arap dünyası ve bölgede Filistin direnişi cephesi, destek cepheleri ve ABD'nin bölgedeki nüfuzuna yönelik İran tehdidinin devam etmesi.

Afrika kıtasındaki Amerikan hegemonyası ve stratejik çıkarları, Afrika'nın kaynaklar üzerindeki egemenliği ve sömürgecilik mirasından kurtulma eğilimlerinin artmasıyla düşüşe geçmektedir. Bu da doların gücünü ve küresel para birimi olarak konumunu doğrudan etkiliyor.

Küresel Sistem Düzeyinde

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Amerikan emperyalizmi ve müttefiklerinin hegemonyasını güçlendirmeye önemli ölçüde katkıda bulunan uluslararası kurumlar, düzenlemeler ve yasalarla yönetilen bir uluslararası sistem ortaya çıkmış ve Doğu Bloku'nun çöküşünden sonra ABD, tek kutuplu sistem olarak bilinen sistemde tek küresel hegemonya olmuştur. Ancak, ABD'nin genişlemesi ve hegemonyası için küresel kuluçka ortamını oluşturan ve yeni uluslararası ve bölgesel güçlerin yükselişiyle yönlendirilen bu sistem, ABD'nin küresel ekonomik, finansal ve jeopolitik hakimiyetinin azalması ve ABD'nin uluslararası kurumlardaki etkisini tehdit etmesi anlamına gelen çok kutuplu yeni bir sistemin oluşumu lehine dağılmaya başlamıştır. Küresel sistemin parçalanması ise doğrudan doların gücünün azalmasına yol açacaktır.

Küresel Beklentiler Düzeyinde

Finansal sermayenin ve borsa ekonomilerinin üretken ekonomiler aleyhine büyümesi ve baskın hale gelmesiyle birlikte, yatırımcıların ve büyük oyuncuların gelecek beklentileri mevcut ekonomik göstergelerin temel belirleyicisi haline gelmiştir. Yukarıda açıklanan faktörler göz önünde bulundurulduğunda, başlıca oyuncuların beklentileri gelecekte doların gücünün zayıflayacağı ya da çökeceği yönündedir. Bu da onları doların gücüne bağlı olmayan gerçek zamanlı yatırım kararları almaya yönlendirmektedir. Dolayısıyla doların gücünün gelecekte azalacağı tahmini, mevcut durumda da doların gücünün zayıflamasına katkı sağlıyor.

Doların Çöküşüne Dair En Olası Senaryolar

Doların gücünün düşüşüne dair göstergeler kademeli olarak artmaya devam ediyor. Doların çöküşünde biri iç, diğeri dış olmak üzere iki temel faktör belirleyici rol oynuyor ve bu iki faktör birbirini etkilemektedir:

  • Dış: Ana jeopolitik cephelerden birinde açık bir yenilgi.
  • İç: ABD'nin mali ve kredi yükümlülüklerini yerine getirememesi ve borç tavanı krizi.

Bipartisan Politika Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, ABD Kongresi'nin ABD borç tavanının yükseltilmesi konusunu ele alışı, doların küresel gücü üzerinde önemli bir etkiye sahip olacaktır. Borç tavanı yeterince yükseltilmezse, ABD mali yükümlülüklerini yerine getiremeyecek, bu da kredi notunun feci bir şekilde düşmesine yol açacak ve yatırımcıların ABD varlıklarını satıp daha güvenli para birimlerine geçmelerine neden olacak ve buna yaygın bir işsizlik şoku ve daha yüksek borçlanma maliyetleri eşlik edecektir. Bu durumu ABD Hazine Bakanı Janet Yellen da doğrulamaktadır.

Geçen aralık ayında Başkan Joe Biden borç tavanını 2,5 trilyon dolar artıran bir yasa imzaladı. Yaklaşık bir ay sonra ise Hazine Bakanlığı yeni tavanı tüketti ve olağanüstü borçlanma yetkilerini kullanmaya başladı. Borç tavanı tekrar yükseltilmezse Hazine Bakanlığı temerrüt noktasına ulaşacaktır.

Araştırma, ilk temerrüdün 2024 yazı ile sonbaharı arasında bir zamanda gerçekleşeceğini öngörmektedir. Bu tarih, jeopolitik zorluklar karşısında ABD'nin gücünün azalmasında belirleyici olacaktır. Borç tavanının yükseltilmesi halinde, ABD ekonomisinin tükenmesine, zaten yüksek olan kamu borçluluğunun daha da artmasına, gelir ve satın alma gücünün azalmasına, yoksulluk ve işsizliğin artmasına yol açacaktır.

Dolar krizinin, Amerika Birleşik Devletleri'nin müttefiklerine karşı ve düşmanlarına karşı cephelerde dış emperyal yükümlülüklerini yerine getiremediği bir zamanda ortaya çıktığı ise gözden kaçırılmamalıdır.

  1. Bu, JP Morgan tarafından geçen yıl ağustos ayı sonunda yayımlanan bir raporla da doğrulanmıştır.
  2. IMF (Uluslararası Para Fonu) verilerine göre.
  3. Dünyadaki merkez bankalarının %90'ı dijital para birimlerinin çıkarılması üzerinde çalışıyor ya da bunu tartışıyor

*Yazımız Al Jazeera kanalında yayınlanan makaleden çeviri yapılmıştır.