Başkan Donald Trump'ın görevinin sona ermesine yalnızca sekiz gün kala Pompeo, istihbarat topluluğu ve Kongre içindeki aksi şüphelere rağmen, İran'ın El Kaide liderlerine sığınak ve gruba destek verdiğini iddia etti.
Washington'daki Ulusal Basın Kulübü'nde bir konuşma yapan Pompeo, Ebu Muhammed El Masri adıyla bilinen El Kaide'nin iki numarası Abdullah Ahmed Abdullah'ın 7 Ağustos 2020'de öldürüldüğünü de doğruladı.
New York Times gazetesi geçen Kasım ayında, Afrika'daki iki ABD büyükelçiliğinin 1998 yılında bombalanmasına yardımcı olmakla suçlanan El Masri'nin İran'daki İsrailli ajanlar tarafından vurulduğunu öne sürmüştü. İran, topraklarında El Kaide "teröristi" olmadığını söyleyerek haberi yalanlamıştı.
El Kaide komutanının İran'da bulunmasının bir sürpriz olmadığını Pompeo, "El Masri'nin İran'daki varlığı bugün burada olmamızın nedenine işaret ediyor. El Kaide'nin yeni bir ana üssü var: İran İslam Cumhuriyeti" dedi.
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ise Pompeo'nun suçlamalarını Twitter'dan yalanladı ve "savaş kışkırtıcı yalanlar" olarak niteledi.
İran, Trump yönetimi döneminde dört yıl boyunca hedefteydi ve Pompeo daha fazla yaptırım ve hararetli bir söylemle son haftalarda Tahran üzerindeki baskıyı daha da arttırmaya çalışıyordu.
Seçilmiş Başkan Joe Biden'ın danışmanları ise Trump yönetiminin, İran'la yeniden ilişki kurulmasını ve İran'ın nükleer programıyla ilgili uluslararası anlaşmaya ABD'nin yeniden katılmasını yeni yönetim için zorlaştırmaya çalıştığına inanıyor.
Pompeo ayrıca İran'daki El Kaide liderlerine ve El Kaide Kürt taburlarının üç liderine yaptırımlar uyguladıklarını açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanı, Abdülrahman El Mağrebi olarak da bilinen İran'daki El Kaide lideri Muhammed Abbatay'ın konumu veya kimliğine dair bilgi sağlayanlara 7 milyon dolara kadar ödül verileceğini de açıkladı.
Pompeo; geçmişte İran'ı El Kaide ile bağlantılı olmakla suçlamış; ancak somut bir kanıt sunmamıştı.
İran'ın, El Kaide'nin 11 Eylül 2001 saldırılarıyla bağlantısı olduğu yönünde George W. Bush yönetiminin suçlamalarına ise itibar edilmemişti. Ancak İran'da saklanan El Kaide ajanları ile ilgili raporlar yıllar içinde su yüzüne çıktı.
Konu hakkında doğrudan bilgisi olan eski bir ABD istihbarat yetkilisi ise İranlılar'ın 11 Eylül saldırılarından önce veya sonra El Kaide ile hiçbir zaman dost olmadığını ve mevcut işbirliği iddialarının ihtiyatlı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Pompeo Twitter'dan da İran'ı Hedef Aldı
ABD'de görev süresinin bitmesine sayılı günler kalan mevcut yönetimin, İran rejimindeki üst düzey liderlere karşı attığı bu adım, Pompeo'nun bir tweet'inde belirttiğine göre, 'ABD ve İsrail'in neredeyse her gün aldığı tehditlerden' kaynaklanıyor. Pompeo, İran dini lideri Ali Hamaney, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ve İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani'nin fotoğraflarını eklediği tweet'ini şu notu yazarak paylaştı:
'Gelin İran'ı konuşalım. Bu fotoğraftaki adamlar neredeyse her gün ABD ve İsrail'i tehdit ediyor. Yaptırımlarımız sayesinde, İran'ın bu yıl teklif ettiği askeri bütçe yüzde 24 oranında azaldı. Bin 500'ün üzerinde kişi ve yapıyı hedef aldık ve rejimi, terörizm, balistik füze ve nükleer programın finansmanında kullanacağı 70 milyar dolardan mahrum bıraktık. Terörizmin, füzelerin ve İran rejiminin nükleer silah edinme konusundaki açık rotası, ABD'yi tehlikeye atıyor. Bu nedenle onlarla karşı karşıya geldik.'
Reuters'ın üst düzey iki kaynağa dayandırdığı haberinde, Pompeo'nun ABD istihbaratına ait gizliliği kaldırılmış belgeleri, İran'ı, El Kaide örgütüyle bağlantısı olmakla suçlamak için kullanmakta kararlı olduğu öne sürüldü. Kaynaklar, söz konusu bilgiler arasında El Kaide'nin ikinci lideri olan Ebu Muhammed el-Masri'nin Ağustos ayında İran'ın başkenti Tahran'da öldürülmesiyle ilgili detayların da yer aldığını iddia etti. Hizbullah üyesi olan ve Habib Davud olarak bilinen Masri, 1998'de ABD'nin Afrika'daki iki büyükelçiliğini bombalama eyleminde parmağı olmakla suçlanıyor.
ABD'nin seçilmiş Başkanı Joe Biden'ın danışmanları, Trump yönetiminin İran ile yeniden ilişki kurulmasını ve İran ile birlikte Kapsamlı Ortak Eylem Planı'na (KOEP) yani nükleer anlaşmaya yeniden dönüşü zorlaştırmaya çalıştığı görüşünde.
muslim port, voa, şarkul avsat