Muslim Port Haber Merkezi | Tuğrul Kenan Korkmaz
Synder ve ekibinin, soruşturma neticesinde daha önce takipsizlikle sonuçlanan iddialardan dolayı suçlu bulunulursa hapis ve para cezasına çarptırılacakları belirtiliyor.
2018 yılında takipsizlikle sonuçlanan soruşturmanın ardından, dosyanın yeni atanan Başsavcı Dana Nessel tarafından yeniden açılması, uzun zamandır adalet bekleyen şehir halkı için yeni bir umut oldu.
Salgında 10 yaşlarındaki tek kızını kaybeden Flint'li bir anne; 'Tanrıya şükür, sonunda adalet çalışmaya başladı. Bu belki artık bizim hayatımızda bir şeyleri değiştirmeyebilir veya kaybettiklerimizi bize geri vermeyebilir ama sonunda hak ettikleri cezayı alacaklarını umuyorum.' ifadelerini kullandı.
Hazırlanan yeni iddianamede, eski Vali Synder ve aralarında dönemin Kent işleri danışmanı Harvey Hollins, Bayındırlık şefi Howard Croft, Sağlık Departmanı Müdürü Nick Lyon, Eyalet Sağlık Yöneticisi Dr. Eden Wells ve Vali Danışmanı Rich Baird'in de bulunduğu 9 eski görevlinin; 'görevi kasıtlı olarak ihmal etme, halkı yanlış veya eksik bilgilendirme, gerekli önlemleri almama, yalancı şahitlik, adaleti engelleme ve krizi araştırmak üzere devlet tarafından atanmış bir araştırma ekibini tehdit etme' gibi suçlarla itham edildikleri belirtildi. Basına bilgi veren Başavcılık sözcüsü Courtney Covington Watkins; 'Müfettişlerimiz olayı aydınlatmak için gayretle çalışıyor. Soruşturmayla alakalı olarak daha fazla bilgi edindiğimizde bunu basınla paylaşacağız." ifadelerini kullandı.
Öte yandan bir basın kuruluşuna verdiği beyanatta suçlamaları reddeden Snyder'in avukatı Brian Lennon: "Suçlamaları destekleyecek hiçbir kanıt yok. Dosyanın tekarardan açılması müvekkilim hakkında siyasi bir suikast girişimidir." dedi. Ancak eski vali Rick Snyder, 2016'da yaptığı Eyalete Sesleniş konuşmasında, Flint sakinlerinden özür dilemiş, 'Hükümet sizi yüzüstü bıraktı: gerek eyalet gerekse yerel yöneticilere duyduğunuz güveni kırarak sizi hayal kırıklığına uğrattığım için çok özür dilerim. Flint halkı olarak daha sorumlu ve iyi yöneticileri hak ediyorsunuz. Yaşadığınız sorunu çözmek için tüm sorumluluğu alıyorum.' ifadelerini kullanmıştı.
Soruşturmanın yeniden açılmasıyla birlikte 'Flint Su Krizi' ve 'Flint için Adalet' etiketleri sosyal medyada yeniden hızla gündem oldu.
Ne Olmuştu?
Rick Synder liderliğindeki Michigan Eyalet yönetimi 25 Nisan 2014 tarihinde tasarruf maksatlı bir girişimle Flint Şehri'nin su kaynağını Huron Gölü'nden Flint Nehri'ne çevirdi. Gerekli arıtma önlemleri alınmadan yapılan bu değişiklik neticesinde, 18 ay boyunca sürecek Su Krizi başladı.
Fabrika atıklarıyla kirlenen Flint Nehri suyu, eski boru hatları kullanılarak şehre verilmeye başlandığında, musluklarından zehirli su aktığını fark eden halk tepkisini belirtmeye başladı. Ancak yöneticiler bu tepkiyi kasıtlı olarak duymamayı ve önlem almamayı tercih etti. Borulardaki yoğun kurşun korozyonu ve fabrika atıklarıyla kirlenmiş suyun kullanımına bağlı olarak, şehir sakinlerinde hızla yayılan Lejyoner Hastalığı Salgınında yüzlerce kişi hayatını kaybederken binlerce kişi rahatsızlandı. Resmi kayıtlara göre ise 90 kişi hastalandı, 12 kişi ise hayatını kaybetti.
Snyder yönetimi, şehrin çocuklarında gözlenen yüksek kurşun seviyeleri, krize çözüm bulmaya çalışan bir doktor tarafından kamuya açık bir şekilde ortaya çıkarılana kadar önemli bir işlem yapmadı. Yetkililer, salgın 2014'te başladığından beri Lejyoner vakalarını kaydediyorlardı, ancak salgın yatışana kadar halkı bilgilendirmediler. Binlerce çocuk dahil olmak üzere tüm halk kurşunla kirlenmiş suya maruz kaldı. Uzmanlara göre halk, hayatlarının geri kalanında ciddi kronik sağlık sorunları yaşayabilir.
Haftalarca gösteri ve protestolar yapan halk, meselenin Irkçılık Boyutuna vardığında hemfikirdi. Politik belgeselleriyle tanınan ve kendi de Flint'li olan Michael Moore düzenlenen bir protesto gösterisine katılmış, yetkililerin ihmalkarlığını kent sakinlerinin çoğunun siyahi olmasına bağlamış ve ırkçılık yapıldığını söylemişti. Moore, 'Buradaki halkın, duruma el atmak için siyasi gücü olmadığını biliyorlar. Bu ırkçılık ve yoksulluk krizinden başka bir şey değil. Sorun buradan kaynaklanmıştır.' ifadelerini kullanmıştı.
Müslümanlar tarafından kurulan Islamic Relief ve Who is Hussain gibi sivil toplum örgütleri krizden ağır şekilde etkilenen halka içme suyu dağıtımları yapmış, sorunun çözümü için ülke ve dünya gündemine girmesini sağlamışlardı.
Eyalet yetkilileri gereken önlemleri almadığı için kendi çapında filtreleme önlemleri alan halk, uzun bir süre sadece şişelenmiş su tüketti. Krizin ekonomik bilançosunun milyonlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.
Krizin üzerinden altı yıl geçmiş olmasına rağmen, halk su altyapısını değiştirmeye devam ediyor. Fakat çoğunluk hala şişelenmiş su tüketmeye devam ederken musluklardan akan suya hala güvenmediklerini belirtiyor.
16 MART 2016 TARİHLİ HABERİMİZ: AMERİKA'DA SU ÜZERİNDEN IRKÇILIK YAPILIYOR!