Afrika

Amerika'yı Afrika’daki Sahel Bölgesinden Rusya mı Çıkardı?

Amerika, Nijer'deki askeri güçlerini çekti. Çad ile askeri iş birliğine son verme kararı aldı. Sahel bölgesindeki askeri varlığını da sona erdirmeye hazırlanıyor. Rusya ise bu boşluğu doldurmaya çalışırken, Washington kendi güçleri için çok da uzak olmayan bir alternatif arayışına girdi; ABD Savaş Araştırmaları Enstitüsü ise bu alternatifin Gana ya da Fildişi Sahili olabileceğini öne sürüyor.

Abone Ol

Muslim Port Haber Merkezi | Sevde Köse

Nijer ve ABD'li askeri yetkililer arasında Nijer’in başkenti Niamey'de, Niamey hükümetinin istekleri doğrultusunda ABD askerlerinin geri çekilmesine yönelik mekanizmaları tartışmak üzere beş gün süren müzakereler sona erdi.

Nijer'de iktidardaki askeri yönetimin X (eski adıyla Twitter) sayfasında pazar akşamı yapılan ortak açıklamada, tarafların Amerika güçlerinin 15 eylüle kadar Nijer'den çekilmesinin tamamlanmasını öngören bir anlaşmaya vardıkları duyuruldu.

Anlaşmada, iki tarafın çekilen güçlerini korumak ve çekilme süreci boyunca Amerikan personelinin giriş ve çıkış prosedürlerini kolaylaştırmak için iş birliği içerisinde olacağı belirtildi.

Ajanslar bu kararı, “Nijer'deki iki askeri üste bulunan yaklaşık bin ABD askerinin artık Nijer topraklarında daha fazla istenmediği” şeklinde yorumladı.

Amerika Afrika Saheli'ndeki Kontrol Merkezini Kaybetti

Amerikan araştırma dergisi Responsible Statecraft tarafından 26 Nisan'da yayınlanan bir çalışma, ABD güçlerinin Nijer'den çekilmesini, “Amerika'nın, başkent Niamey'e yaklaşık 920 kilometre uzaklıktaki Agadez kentinde inşa edilmesi 110 milyon dolara mal olan önemli bir askeri üssü kaybetmesi ve ABD'nin, Nijer'de operasyonlara başladığı 2013 yılından bu yana ordunun eğitimi için harcadığı yüz milyonlarca doları kaybetmesi” şeklinde değerlendirdi.

Araştırma dergisi askeri üssün, insanlı uçuşlar ve İHA’lar aracılığıyla hava gözetleme başta olmak üzere çeşitli operasyonlar için kullanıldığını ve Sahel bölgesinin tamamı için bir gözetleme merkezi olarak hizmet verdiğini, dolayısıyla bu üssün kaybının ABD kuvvetleri için büyük bir stratejik kayıp anlamına geldiğini belirtti.

16 Mart 2024 tarihinde Nijer'de iktidardaki askeri yönetim, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Molly Fee ve ABD Afrika Komutanlığı (AFRICOM) komutanı General Michael Langley'in de aralarında bulunduğu bir ABD heyetinin Niamey'e yaptığı ziyaretin ardından ABD ile savunma iş birliği anlaşmalarının iptal edildiğini duyurdu.

İngiliz Abaad Araştırmalar Merkezi (Dimensionscenter) tarafından hazırlanan bir rapor, bu ziyaret sırasında Nijer askeri cuntasının başı General Abdurrahmane Tchiani’nin ABD heyetiyle görüşmeyi reddettiğine işaret ederek buna rağmen heyetin Nijerlileri iki ülke arasındaki ortak savunma iş birliği anlaşmasını sürdürmeye ikna etmek amacıyla kalma süresini geçtiğimiz 12-14 mart tarihleri arasına uzattığını kaydetti.

Ancak bu çabalar sonuç vermedi ve Amerikan heyeti ülkeyi terk etti. Bunun ardından Nijerli yetkililer, anlaşmanın adil olmaması, Nijer devletine bir dayatma olması, Nijer’in anayasal ve demokratik kurallarını ihlal etmesi gerekçesiyle Amerikan güçlerinin ülkeden çekilmesi ve iki ülke arasındaki askeri anlaşmanın sona erdirilmesi yönünde bir karar aldı.

Amerika'nın Nijer'de Kalma Çabaları Boşa Çıktı

ABD daha sonra Nijer'i kararından vazgeçirmek amacıyla ABD Dışişleri Bakanlığının nisan ayı sonunda Nijer'e ikinci bir heyet ziyareti yapacağını duyurdu. Aynı ay içinde ABD Genelkurmay Başkan Yardımcısı Christopher Grady Associated Press'e yaptığı açıklamada “ABD güçlerinin Nijer ve Çad'dan çekilmesi konusunda nihai bir kararın verilmediğini ve ülkesinin hâlâ Nijerli yetkilileri kendileriyle yapılan askeri anlaşmayı uzatmaya ikna etmeye çalıştığını” söyledi.

Ancak, ABD güçlerinin çekilmesi için bir takvim üzerinde anlaşmaya varılmasına yönelik ortak bildiriden, Amerikalıların tüm girişimlerinin başarısız olduğu ve ortak bildiride belirtildiği gibi geri çekilmenin barışçıl bir şekilde gerçekleşmesi konusundaki endişelerinin arttığı anlaşılıyor.

Nijer Başbakanı Ali Mahamane Lamine Zeine ise, 16 Mayıs'ta Washington Post'a verdiği röportajda ABD'yi ülkesinin içişlerine karışmakla suçlayarak, Amerikalı yetkililerin Nijer'in hangi ülkelerle anlaşabileceğini sınırlandırmaya çalıştığını ve bölgede terörle mücadele adına hiçbir şey yapmadıklarını, ülkede ABD askerlerinin varlığını meşrulaştırmayı başaramadıklarını ifade etti.

Amerika'nın Afrika'da Alternatif Arayışı

Amerikan Savaş Araştırmaları Enstitüsü tarafından 9 Mayıs'ta yayınlanan bir araştırma, “Fildişi Sahili, Gana ve Benin'in, Washington'un bölgedeki nüfuzunun ve izleme yeteneğinin devam etmesini sağlamak amacıyla Amerikan hava üssünün devredilmesi konusunda diğer alternatif seçeneklerin ağır bastığını” ileri sürdü.

Geçtiğimiz günlerde ABD Afrika Komutanı (AFRICOM) Fildişi Sahili ve Benin'i ziyaret etti ve gözlemciler bu ziyareti Nijer üssü için alternatif bir yer arayışıyla ilgili olduğu şeklinde yorumladı.

Wall Street Journal, ABD'nin Nijer'deki üslerine alternatif arayışı kapsamında Fildişi Sahili, Benin ve Gana'da insansız hava aracı üsleri kurmak amacıyla ön görüşmelere başladığını bildirdi.

Ancak Savaş Araştırmaları Enstitüsü tarafından hazırlanan rapor, Nijer ve Çad'daki ABD üslerinin sağladığı hedeflenen bölgelere aynı hızlı erişimi sağlayamadıkları için bu alternatif yerlerin bazı zorluklarla karşı karşıya olduğunu dolayısıyla Amerikan kuvvetlerinin Sahel ve Kuzey Afrika bölgesinde gözetleme faaliyetlerine devam edemeyeceğini ortaya çıkardı.

Amerika'nın Afrika'daki Yerini Rusya mı Alıyor?

İki ülke arasındaki tarihi düşmanlık göz önüne alındığında Nijer, hem Amerika'nın hem de Rusya'nın askeri varlığına ev sahipliği yapmanın bir arada mümkün olmadığının farkına vardı. Bu nedenle Niamey yetkilileri Ruslardan yardım istediğinde çatışmayı önlemek için Amerikalıları sınır dışı zorunda kaldı.

Mayıs ayı başında ise iki taraf sürtüşmenin eşiğine geldi. Reuters'a konuşan Amerikalı askeri bir yetkili, Rus güçlerinin Nijer'de ABD askerlerine ev sahipliği yapan bir hava üssüne girdiğini vurgulayarak iki taraf arasında yaşanacak herhangi bir sürtüşmenin sonuçları konusunda uyarıda bulundu.

Amerikalılar bu kez diretmeden Nijer'den ve muhtemelen Çad'dan çekilmelerinin Rusya için bir kazanç ve Afrika'daki nufüzları açısından bir azalma olduğunu kabul etti. Nisan ayında Senato bir oturumunu ABD'nin geri çekilmesine karşılık Rusya'nın Afrika'daki genişlemesini incelemeye ayırdı.

Bu oturum sırasında ABD Afrika Komutanlığı Başkanı General Langley, Rusya'nın NATO'nun güney kanadını temsil eden Libya'daki ve Fas’taki etkisine ek olarak Orta Afrika ve Sahel bölgesini de hızla kontrol etmeye çalıştığını dile getirdi.

Nisan ayında Nijer Radyo ve Televizyon Kurumu, Rusya'nın Nijer kuvvetlerine modern hava savunma sistemleri de dahil olmak üzere askeri teçhizat teslim ettiğini duyurmuştu.

Aynı zamanlarda Associated Press, ülkenin hava savunmasını Rus teçhizatıyla güçlendirmek ve Nijerlileri bu teçhizatı kullanmaları için eğitmek üzere Rus askeri eğitmenlerin geldiğini bildirmişti. Yerel basında çıkan haberler ise, bölgedeki Rus Wagner güçlerinin yeni adı olan Afrika Kolordusu’nun Nijer'de konuşlanmaya başladığını ortaya çıkarmıştı.

Amerikan Savaş Araştırmaları Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmada, Rus güçlerinin Nijer'de konuşlanmaya başladığını doğrulanmakla beraber Rusya'nın Nijer'deki varlığının önümüzdeki aylarda sınırlı kalmasının olası olduğu ancak Kremlin için “Avrupa'yı enerji şantajı, göç akışları ve konvansiyonel askeri tehditlerle stratejik olarak tehdit etmek” için birçok stratejik fırsat yaratacağı belirtildi.

Araştırmada, Nijer'deki Rus güçlerinin ülkeyi yöneten askeri cuntanın gücünü arttıracağını ve bunun da büyük olasılıkla Rusya'nın Nijer'in doğal kaynaklarına erişim sağlama hedeflerinden birine ulaşmasını sağlayacağı kaydedildi.

ABD Enstitüsü'nün araştırmasında, Rus “paralı asker” konuşlandırmalarının daha önce de Rusya'nın diğer ülkelerdeki “otoriter rejimlerle” bu tür kişisel ilişkiler kurmasını sağladığını ve bu yolla Rus nüfuzunu güçlendirmeyi ve bu ülkelerin doğal kaynaklarından ayrıcalıklar elde etmeyi amaçladığı belirtildi.

Amerikan Savaş Çalışmaları Enstitüsü, Rusların Nijer'in Agadez kentindeki Amerikan üssünü ele geçirmesinin, “Agadez üssünün kuzeydeki Libya'daki Rus kontrolündeki hava üssünden yaklaşık 1.100 mil ve batıda ise Mali'nin başkenti Bamako'daki ana Rus üssünden de yaklaşık aynı mil uzaklıkta bulunması” nedeniyle Afrika'daki Rus üsleri arasındaki özellikle Kuzey Afrika ile Sahra altı Afrika arasındaki bağlantıyı güçlendireceği değerlendirmesinde bulundu.

Araştırmada, Rusya'nın Nijer'deki nüfuzunu arttırmasının en büyük kazancının, Rusya'nın Nijer'in kuzeyindeki büyük uranyum rezervlerine erişimi olacağını ve bunun da Rusya'nın nükleer enerji pazarındaki payını arttıracağını savunuldu.1

Nijer'den Sonra Çad'da Amerika'yı Kovmak İstiyor

Sahel bölgesindeki Batılı güçlerin sınır dışı edilmesi bir ülkeden diğerine yayılan bir olgu haline geldi. Mali ve Burkina Faso'daki Fransız kuvvetlerinin sınır dışı edilmesi ve Nijer'in ABD güçlerini topraklarından çıkarma kararının ardından Çad da aynı yolu izliyor.

Reuters tarafından yayınlanan, Çad Hava Kuvvetleri Komutanı Amin Ahmed'in Encemine’deki ABD Büyükelçiliği'ndeki askeri ataşeye yazdığı mektupta, “19 Nisan 2024 tarihinde General Muhammed İdris Debi başkanlığındaki Çad'daki askeri cuntanın, Amerikalıların buradaki askeri varlıklarını haklı çıkaracak belgeleri sunmamalarını gerekçe göstererek Çad'ın başkenti Encemine yakınlarındaki Adji Kosi hava üssündeki ABD askeri faaliyetlerinin derhal askıya alındığını duyurdu.” ifadesini kullandı.

Associated Press 25 Nisan 2024 tarihinde ABD'li yetkililerden naklettiği haberde “ABD’nin, Çad'daki yaklaşık yüz askerden oluşan kuvvetlerinin büyük bir kısmını geri çekeceğini ancak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Vedant Patel bu ayın başlarında düzenlediği basın toplantısında ABD'nin iki taraf arasındaki askeri ortaklığın geleceği konusunda Çad'daki yetkililerle hâlâ müzakerelerde bulunduğunu ve bu müzakerelerin Çad'da 6 Mayıs'ta gerçekleşen başkanlık seçimlerinin ardından yoğunlaşmasını beklediklerini söylediğini” aktardı.

Nijer Anayasa Konseyi'nin 17 Mayıs'ta askeri cunta başkanı Muhammed İdris Debi’nin oyların %61'ini alarak kazandığını duyurmasının ardından rakibi Succes Masra'nın kazananın kendisi olduğunu iddia ederek sonuçları reddettiğini açıklaması ve destekçilerini protestoya çağırması ise dikkati çekiyor.

Orta Afrika'da geniş bir alana sahip bir ülke olan Çad, komşu Batı Afrika bölgesinde radikal İslam olarak adlandırılan kesime karşı mücadelede Batılı ordular için kilit bir ortak olarak görülüyordu, ancak ABD ile askeri iş birliğini askıya alma kararı, eğer bunda ısrar ederse, yeni bir tutum olarak değerlendiriliyor.

İngiliz Abaad Merkezi tarafından hazırlanan bir raporda, Çadlı yetkililerin kararının daha fazla ayrıcalık ve ekonomik getiri garanti eden daha iyi bir anlaşma elde etmek için bir manevra olabileceği ancak gözlemcilerin Nijer'in ABD güçlerini topraklarından çıkarma konusunda kaydettiği ilerlemenin Çad'ı kararına sadık kalmaya teşvik edebileceği ve Rus alternatifi cazibesine ek olarak bunun en önemli kazanımının Sahel'de Batı'ya karşı artan halk tepkisine ayak uydurmak anlamına geldiğini düşündükleri kaydedildi.

ABD Savaş Araştırmaları Enstitüsü tarafından hazırlanan bir raporda ise, Rusya’nın Afrika'nın Sahel bölgesindeki güncel hedefinin Çad olduğu, bu eğilimin iktidardaki askeri cuntanın başı Muhammed Debi'nin ocak 2024'te Rusya'ya yaptığı ziyarete de yansıdığı üzere, Çad makamlarının Moskova ile yakınlaşmalarını güçlendirme çabalarıyla uyumlu olduğu, ayrıca Encemine’deki iktidar askeri cuntanın Rusya tarafından desteklenen Sahel bölgesindeki iktidarda olan askeri cuntalarla ittifaklar içine girdiği belirtildi.

Amerikan araştırma dergisi Responsible Statecraft tarafından geçtiğimiz nisan ayında yayınlanan bir araştırma da dahil olmak üzere tüm veriler, “Nijer'in ABD güçlerini topraklarından sürmesinin artan Batı karşıtı duyguları ve buna bağlı stratejik değişimleri yansıttığını” kanıtlamaktadır.

Bununla birlikte araştırma, ABD'nin Sahel bölgesindeki askeri varlığının yeni reddedilmesinin, ABD'nin bölgedeki rejimlerle başa çıkma oyununda ustalaşmamasından, demokrasiyi yeterince yerleştirememesinden ve iktidardaki askeri cuntalara gerekli korumayı sağlamamasından kaynaklandığını ve sonuçta her şeyi kaybetmelerine neden olduğunu ortaya koymaktadır.

*Yazımız Al Jazeera kanalında yayınlanan makaleden çeviri yapılmıştır.