Körfez

Doğu Türkistanlı Alim Suudi Arabistan'dan Sınır Dışı Ediliyor

Doğu Türkistanlı din adamlarından Hemdullah Abduweli olarak da bilinen Aimadoula Waili, hiçbir suçlama olmadan Suudi Arabistan'da gözaltına alındı. "Birkaç gün içinde" sınır dışı edilebileceğinden şüphelenilen Abduweli, Çin’e iadesi durumunda hapis ve işkenceyle karşı karşıya kalacak.

Abone Ol

Muslim Port Haber Merkezi | Yunus Emre Kaynak

Hemdullah Abduweli olarak da bilinen Aimadoula Waili, Suudi Arabistan'dan Çin'e sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya olan iki Doğu Türkistanlıdan biri.

Doğu Türkistanlı Abduweli, resmi ikametgahı olan Türkiye'den 2020 yılında bir yıllık vize ile Mekke'ye hac ziyareti için gitti. Ancak, Riyad'daki Çin konsolosluğunun sınır dışı edilmesini talep ettiği iddia edildikten sonra saklanarak orada kaldı.

Komünist Çin hükümeti, Doğu Türkistan'da bir milyondan fazla Uygur ve diğer Müslüman azınlıkları gözaltına alarak ve soykırım niteliğinde işkencelere maruz bırakarak zulümlere devam ediyor.

Aylardır Gözaltında

Bu Uygurlardan biri olan Abduweli, Suudi Arabistan'a hac için gitmişti. Ancak gözaltı emri çıkmasının ardından havaalanına gitmenin otomatik olarak sınır dışı edilmesine yol açacağından korkarak, kendisini güvende tutmak için Suudi Arabistan'daki bir Uygurlunun evinde kalmaya başladı.

Ancak Kasım 2020'de evinde kaldığı Doğu Türkistanlı arkadaşı ile birlikte yetkililer tarafından gözaltına alındı ve Cidde'deki Dhahban Merkez Maksimum Güvenlikli Hapishanesine götürüldüler.

Middle East Eye'ye (MEE) konuşan Abduweli'nin kızı Nurin Hemdullah ve kız kardeşi, bir Suudi yargı yetkilisinin geçen hafta babalarını gördüğünü ve ona "birkaç gün içinde" Çin'e sınır dışı edilmek için "zihinsel olarak hazır" olmasını belirttiğini söyledi.

Abduweli'nin kızları, Suudi Arabistan'da davayı izleyen bir Doğu Türkistanlı ile görüştüklerini ve yargı yetkilisinin, her iki Uygurlunun da Çin'de veya Suudi Arabistan'da hiçbir suçlama olmamasına rağmen gözaltına alındığını söyledi.

Nurin, "Babamızın sesini bir yılı aşkın süredir duymuyoruz ve Çin'e gönderilebileceğini ve ondan sonsuza kadar ayrılabileceğini bilmek bizi üzüyor" dedi. "Muhtemel sınır dışı edilmesini duyduğumuzdan beri durmadan ağlıyoruz. Bu ayrılığı ne zaman düşünsek, acı dayanılmaz oluyor ve her seferinde kalbimiz kırılıyor."

Suudi Arabistan'ın Zorla İadesi An Meselesi

Suudi Arabistan'ın iki Doğu Türkistanlıyı ne zaman sınır dışı edeceği ise belirsizliğini koruyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Çin konusunda kıdemli araştırmacısı Maya Wang'da gözaltına alınan Doğu Türkistanlıların aileleriyle görüştü ve Suudi Arabistan'ı sınır dışı etmeyi durdurmaya çağırdı.

Wang, MEE'ye verdiği demeçte, "Suudi Arabistan, bu iki Uygur'u işkencelere maruz kalacakları muhtemel olan Çin'e zorla iade etmemelidir."

"Suudi Arabistan'ın, Çin hükümetinin İslam'a yönelik saldırısını eleştirmeye isteksiz olması zaten yeterince kötü. Ancak onları zorla iade etmek uluslararası hukukun şok edici bir reddidir."

Fas'ta da Benzer Bir Olay Yaşanmıştı

Geçtiğimiz yıllarda benzer bir olay Fas'ta meydana gelmişti. Pekin hükümetinin Interpol aracılığıyla bir Doğu Türkistanlı için çıkardığı tutuklama emri, Fas mahkemesinin Doğu Türkistanlı Müslümanı iadesi kararı ile sonuçlanmıştı.

Interpol'ün Aishan hakkında çıkarılan "kırmızı bülten" tutuklama emrini iptal etmesinin ardından Fas'ın Aishan'ın iadesini neden onayladığı belirsizliğini koruyor.

Interpol, genel sekreterliğinin Aishan hakkında yeni bilgiler almasının ardından Ağustos ayında kırmızı bülteni iptal etmişti.

Doğu Türkistanlılara Yönelik Hedefli Kampanya

Ekim 2020'de BBC News, Suudi Arabistan ve Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri de dahil olmak üzere diğer Müslüman çoğunluklu ülkelerin, Uygurları Çin'e geri göndermek için Pekin ile işbirliği yaptığını haberleştirmişti.

2019'da New York Times'a sızdırılan Çin belgeleri, Çin'in yeniden eğitim kamplarını nasıl yönettiğini ve Sincan eyaletindeki Uygur nüfusunun toplu gözetimini nasıl yaptığını göstermişti.

Belgelerden yapılan alıntılar, Çin'in yurtdışında bulunan veya Komünist Çin devleti tarafından sürekli izlenen yaklaşık 6.000 Doğu Türkistanlıyı nasıl tespit ettiğini göstermişti.

Komünist Çin devleti, gerekli yetkililere, "terör şüphesi" taşıyan kişileri ve "sınırı geçip yoğun eğitim ve öğretime yerleştirilen bireyleri" takip etmelerini emretmişti.