Filistin tarihi nitelikte bir seçime gidiyor. Filistin'deki tüm grupların gayreti yanında Türkiye, Mısır ve Katar'ın özel gayretleri ile Kahire'de şeref yasasına imza atan tarafların ardından Devlet Başkanı Mahmut Abbas, İsrail işgali ve ablukası altındaki Filistin topraklarında 22 Mayıs'ta milletvekili, 31 Temmuz'da devlet başkanlığı ve 31 Ağustos'ta da Filistin Ulusal Konseyi seçimlerinin yapılmasını öngören kararnameyi 15 Ocak'ta imzaladı.
Geçen hafta kaleme aldığımız yazımızda bu seçimin anlamını, yaşanan süreci, İsrail, ABD ve bazı Arap devletlerinin seçim karşıtı reflekslerini uzun uzun anlatmıştım. Siyonist rejim için kaos, ihtilaf ve Filistinli taraflar arasındaki kriz işgal sürecini kolaylaştıracağından her zaman tercih sebebidir. Bu sebeple Filistin halkının lehine ve faydasına olacak her durumdan İsrail rahatsız olmaktadır. Bu sebeple İsrail ve yandaşı ülkeler eliyle bu seçimin iptali yönünde yoğun bir baskı yapılmaktadır.
Seçim yaklaştıkça İsrail süreci manipüle etmeye yönelik gayretini farklı boyutlara taşıyabilir, terör ve istihbari ağırlıklı operasyonlarda yaptığı düşünüldüğünde daha da dikkat edilmelidir diye ifade etmiştik ki, İsrail bütün alanlarda sistematik olarak saldırıya geçti. Tam seçime yakın, hiçbir sebep yok iken bir Gazze saldırısı tamda İsrail'e yakışır nitelikte bir iş olacaktır demiştik oldu. Sistematik bir şekilde önce Mescid-i Aksa'da namaz kılan gençlerin üzerine saldırdı. Arkasından Müslüman ahaliyi rahatsız edecek tacizlere girişildi, Müslümanların tarım arazileri, yüz yıllık zeytin ağaçları işgalciler eliyle yakıldı ve nihayetinde zalim en iyi bildiği işi yaptı ve Ramazan günü Gazze'yi bombaladı. Birkaç gündür de hiçbir gerekçe yok iken Hamas adaylarını tutukluyor.
İsrail ne yapmak istiyor?
İsrail ve yandaşları için en büyük korku seçimlerin yapılması ve Hamas'ın zafere ulaşmasıdır. İlk ve kolay olan yol seçimin iptal edilmesidir. Önce Kudüs'te seçim yapılamayacağını ve oradaki ahalinin seçime katılamayacağını ifade eden İsrail, ardından dünya kamuoyuna propaganda içerikli bir çağrı yaparak Hamas'ın kazanması halinde İslam Devleti kuracağını ilan etti. Bu etkisiz propaganda, seçimi dünya kamuoyunun bilinçli bir şekilde gözden ırak tutması ile karşılık bulmuş gibi görünüyor. Bunun yanında her türlü kuralsızlığı yapma konusunda geri durmayacağını yandaşlarına deklare etmiş gibi gözüküyor. Geçen yazımda buna karşı küresel çabanın yollarını uzun uzun anlatmış idim. Bugünkü yazımda adım adım ve tane tane yapılması gereken öncelikleri ifade etmeye çalışacağım.
Filistin Seçimleri Öncesi Yapılması Gerekenler
Her şeyden önce Filistin halkının aldığı seçim kararı bir halkın bağımsızlığının bir tezahürü ve gereğidir, bu İsrail'i ilgilendirmez.
Büyük bir gayret içinde var olan Filistin içi ittifakın devamı için büyük gayret ve hilme ihtiyaç var. Özellikle şeref metnine tüm tarafların sadakati oldukça önemlidir. Büyük, küçük tüm grupların bu sadakat metnine bağlılığı temin edilmelidir. Hamas ve Fetih gruplarının itidal ve sabır içinde davranması çok önemlidir. Zira İsrail ve yandaşı Arap devletler bu konuda Fetih üzerinde bir baskı yaratarak, Kudüs'tekilerin oy kullanmamasını gerekçe göstererek seçim kararından Fetih grubunun çekileceği yönünde bir iç propaganda rüzgarı oluşturmuşlardır. Bu süreçte insanları satın almaya yönelik her türlü işçilik yapılabilecektir.
Bu seçimlerin hemen öncesinde açık İsrail tehdidi ve üstelik hiçbir gerekçesi yok iken yapılan zulüm dünya kamuoyuna açık açık gösterilmeli ve bu sürecin seçimleri yaptırmamaya yönelik olduğu anlatılmalıdır.
Uluslararası kurumlara yapılacak başvurularla seçim öncesi süreç ve seçim süreci ile ilgili makul ülkelerden gözlemciler davet edilmelidir. Özellikle Türkiye resmi kurumları ile Mısır ve Katar ile birlikte bu süreci içinde olmalı, Rusya, İran ve Çin yanında bazı batılı devletlerden de demokratik kuruluşlardan gözlemciler sağlanmalıdır.
Tüm ülkelerdeki Filistin büyükelçilikleri yanında, güçlü diaspora bu seçimlerin anlamını ve ülkenin gelişimi için ortaya koyulan ülke ittifakı uluslararası kamuoyuna takdim edilmelidir. Bu sürecin nihayetinde güçlü bir küresel baskı ortamı oluşturulmalıdır.
Filistin'deki taraflar arasındaki motivasyon çok önemlidir. Bu sebeple bu motivasyonu sürdürecek nezaket diplomasisi sürdürülmelidir. Sadece yöneticiler değil, tabanlar arasında da etkileşim sağlanmalıdır.
Yurt dışındaki düşünce ve lobi kuruluşları yanında, STK ve Enstitüler ile ortak toplantılar yapılmalı ve entelektüel evrenin konuya teması sağlanmalıdır.
Özellikle ülkemizin bu konuda alacağı vaziyet çok önemlidir ve bu konuda devlet ve devlet dışı kurumlarımıza önemli görevler düşmektedir;
Türkiye'nin sahip olduğu çok partili yapısı, seçim kültürü, demokratik müessese, YSK kültürü ve etkili siyasi tutundurma çalışmalarından Filistinli yapılar yararlandırılmalıdır. Siyasi yapılardan bağımsız olarak nitelikli ve özgün seçim kültürü Filistin'in geleceğine yapılmış en önemli yatırımdır. Bunun yanında halkın seçtiği meşru yönetimin Filistin'in kalkınması ve geleceğinde rol alması konusunda ülkemiz tüm enstrümanları ile vaziyet almalıdır.
Türk düşünce kuruluşları, STK'lar ve enstitüler Filistin toplumunu yakın gündemine almalıdır. Genel, yaygın yaklaşım ve algıların yerine noktasal veriler konmalıdır. Yakın gibi görünen uzak, gerçekten yakın kılınmalı ve Filistin yakın izlemeye alınmalıdır. Bu izleme Filistin devletinin özgünlüğünü emperyal bir etki ile işlevsizleştirmeyi değil, kapasiteyi artırmayı, temsil ve tam bağımsızlığı desteklemeyi ve Kudüs'ün mutlak özgürlüğüne giden yolu açmayı ifade etmektedir. Filistin halkı kendisi için en doğru olana karar verecektir, bize düşen seçimlerin en sağlıklı şekilde yapılmasını sağlamaktır.
Özellikle seçim, propaganda, seçmen iletişimi, medya yönetimi, yeni medya yönetimi gibi başlıklarda kapasite artırımı sağlanmalıdır.
Bu sebeple devlet ve devlet dışı kurum ve kuruluşlarımızdan onlarca gözlemci seçim süreçlerinde görev almalıdır. Kamu kurumları yanında, Türk Sivil Toplum Kuruluşları, Enstitü ve Düşünce Kuruluşlarından gözlemciler seçim sürecini izlemeli ve seçimin tüm dünyaya takdimi sağlanmalıdır. Seçim sürecine İsrail eliyle halel gelmemesi için bu süreç şeffaflaştırılarak, dünya kamuoyuna açılmalıdır. TBMM'deki Filistin dostluk grubu üyelerinden müteşekkil bir grup milletvekili mutlaka seçim gözlemcisi olmalıdır. Bu ve benzeri konulara yüksek ilgisi olan SP Konya milletvekili Sn. Abdulkadir Karaduman Bey'in seçim gözlemcisi olarak mutlaka seçi öncesi ve seçim esnasında bölgede bulunması sağlanmalıdır.
Seçim öncesinde İsrail tarafından yapılan engellemelerin tespiti ve seçim sonuçlarının uluslararası platformlarda tartışmasız kabul edilmesini teminen küresel enformasyon sağlanmalıdır. Uluslararası medya akreditasyonu dikkatle yönetilerek tüm dünyanın seçimlerle ilgili en doğru bilgiyi alması sağlanmalıdır. Filistin hükümeti ve siyasi taraflar medya akreditasyonu konusunda çalışma yapmalıdır. Hükümet yanında, taraflarda ve özellikle Hamas basın akreditasyon süreci ile seçimlere dünyanın dört bir tarafından medya mensuplarını getirmeli ve nitelikli bir basın ofisi kurulmalıdır.
Bu seçimin en önemli ve güçlü tarafı Hamas'tır. Aldığı inisiyatifleri oldukça doğru bir şekilde yönetmiş ve halkının teveccühünü kazanmıştır. Başarılı sürecinin ardından bugün halkın teveccühü Hamas'a yönelmiştir. Bu seçimden zaferle çıkması beklentisi Müslümanları mutlu ederken İsrail ve ABD için en büyük korkudur. Seçimi iptal ettirme çabası Hamas'ın seçimi kazanma ihtimali dolayısıyladır. ABD halk üzerinde baskı yaratarak Hamas'ın kazanması durumunda yardımları kesmekle halkı tehdit etmektedir. Bu bir ülkenin halkı üzerinde baskı yaratarak, demokratik gelişimi terör yoluyla kesme girişimidir. Hamas ve Filistin halkına düşen teenni ve sabır ile bu süreci götürmektir.
Etkili bir karşı propaganda ile halkını cesaretlendirmektir. Hamas seçimi Fetih'e ve diğer Filistinli gruplara karşı değil küresel Siyonizm'e karşıdır. Daha doğrusu tüm Filistinlilerin ortak mücadelesi Siyonizm'e karşıdır. Hamas propaganda söylemini bunu göz önüne alarak yapmalıdır.
Her insanına birebir temas ile ulaşmalı, vehmi ve korkuyu kalplerden uzak tutmalıdır. Her Filistin vatandaşının oy atması sağlanmalıdır. Özellikle Kudüs'teki Filistinlilerin oy kullanması konusunda İsrail'in var ettiği belirsizlik ortadan kaldırılmalıdır.
Makul bir propaganda dili ile farklılıklar değil, ortak bir gelecek söylemi anlamlıdır.
Halkın beklentileri konusunda ampirik çalışmalar, survey ve anket çalışmaları sık aralıklarla yapılarak kurulan SKM'de işlenmelidir.
Halkın korku ve endişelerini giderecek şekilde farklı ülkelerde uzmanlarında katkıları alınarak seçim stratejisi oluşturulmalıdır.
Yumuşak gücünü besleyen, mukavemet ve direncini artıran Hard Power unsurlar olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Yüksek mücadele ve mukavemet, makul bir dil ve siyaset öngörüsü ile bütünleştiğinde zafer mutlaka gelecektir.
Hamas mensupları Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca'nın seçim stratejilerini ve siyaset dilini; mutlaka ve dikkatle incelemelidir.
Hamas'ın Yerinde ve Zamanında Yaptığı Çağrı
Ben yazıyı kaleme alırken Hamas uluslararası kamuoyuna tamda önerdiğimiz ve olması gereken bir çağrıda bulundu. Hamas, uluslararası toplumu, Filistin topraklarında seçimlerin yapılmasını sağlamak için İsrail'e baskı uygulamaya çağırdı. Hamas' tan "Filistin Esirler Günü" münasebetiyle yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Hamas'ın aday listesinden bazılarını ifadeye çağırması ve gözaltına alması "Filistin'in iç meselesine açıkça müdahale etmek, seçim sürecini etkilemek ve yapılmasını engellemek için önüne engel koymak" olarak değerlendirildi. İsrail'in Hamas'ın aday listesinden bazılarını yakın zamanda gözaltına almasına atıfta bulunarak, "Uluslararası toplumu ve seçim sürecini destekleyen ülkeleri İsrail'in saldırganlığını engellemeye çağırıyoruz" denilen açıklamada, İsrail gözaltılar yoluyla ne yapmaya çalışırsa çalışsın Hamas'ın seçimlerin düzenlenmesine olan bağlılığı vurgulandı.
Bu seçimler Filistin halkının geleceğini ilgilendirmektedir. İsrail'de dahil başka hiçbir güç bu seçimlere engel olamaz. Filistinli tüm grupların bir hayırda ittifak etmesi tek başına bir kazanımdır. Filistin'de hiçbir kazanım mücadele olmaksızın olmamıştır. Biz Filistin halkının geleceği için bu seçimi yapacağına inanıyoruz, İsrail ve yandaşlarının ucuz gayretleri inşallah netice vermeyecektir. Bu süreçte yapılması gereken Filistin halkına ve özellikle İsrail ve ABD'nin örselemek için gayret ettiği Hamas'a uluslararası nitelikte katkı sağlamaktır.