Bakanlığın Perşembe günü yayımladığı genelgede, anti-kapitalizm "aşırı bir siyasi yaklaşım" diye tanımlandı, anti-semitizme muhalefet ve yasa dışı faaliyetlere onay vermeyle eş tutuldu.
Eski Gölge Maliye Bakanı John McDonnell, genelgeyle okullarda Britanya tarihindeki önemli olaylara atıfların filen yasaklandığını ve kararın 'iktidardaki Muhafazakar Parti içindeki yükselen otoritarizm'i simgelediğini savundu.
McDonnell şunları söyledi:
"Bu genelgeyle Britanya tarihi ve siyasetinde, Britanya sosyalizmi, İşçi Partisi ve sendikacılık dahil birçok konuya gönderme yapmak yasaklanacak. Çünkü bunların hepsi geçmişte kapitalizmin lağvedilmesini savundu.
"Bu, kültür savaşında yeni bir adım ve aşırı muhafazakar otoritarizme kayışın ivme kazandığını gösteriyor. Bu gelişme demokrasinin ifade özgürlüğü ve halkın eğitilmesini gerektirdiğine inanan herkesi kaygılandırmalı."
'Karar bir ülkenin nasıl hızla totalitarizme kayabileceğini gösteriyor'
Ekonomist ve Yunanistan'ın eski Maliye Bakanı Yanis Varufakis de "Genelge bir ülkenin ne kadar kolay kaybedilebileceğini ve sessizce totalitarizme kayabileceğini gösteriyor" dedi.
Varufakis şöyle konuştu:
"Bir eğitim sisteminin müfredatında William Morris; Iris Murdoch ve hatta Thomas Paine gibi Britanyalı yazarlarla ilgili kaynakların yasaklandığını düşünün. Aslında bunu tasavvur etmenize gerek yok, çünkü Boris Johnson hükümeti okullara bu talimatı gönderdi."
Hukukçu Jessica Simor ise, yeni Brexit yasası ile uluslararası yasaları çiğneyebileceğini açıklayan (yasa dışı bir faaliyete onay verilmesi) ve Yemen'de kullanılmak üzere Suudi Arabistan'a silah satan hükümetin (bir mahkeme bunun yasa dışı olduğuna hükmetmişti) kendisinin yeni genelgedeki ilkelere aykırı davrandığını söyledi.
Yazar ve siyasi aktivist Tarık Ali de "kararı ahlaki ve siyasi iflas" diye niteledi.