Muslim Port Haber Merkezi | Yunus Emre Kaynak
Dünya çapındaki erişim probleminden etkilenen platformların Facebook şirketine ait olması sebebiyle, sorunun Facebook'un veri merkezlerindeki bir problem nedeniyle ortaya çıkmış olabileceği tahmin ediliyor.
Kullanıcılar Instagram'a erişmek istediklerinde hata ile karşılaşıyor. Whatsapp üzerinden mesaj gönderilemiyor.
Whatsapp'tan yapılan açıklamada "Bazı kullanıcıların Whatsapp'ta erişim sorunu yaşadıklarını biliyoruz. Uygulamanın normale dönmesi için çalışıyoruz." denildi.
New York Times'a konuşan bir Facebook yetkilisi, bir siber saldırının söz konusu olmadığını, sadece bir siber saldırının tüm sistemleri devre dışı bırakma ihtimalinin oldukça zayıf olduğunu söyledi.
Cloudflare teknoloji uzmanı John Graham-Cumming'a göre ise sorun Facebook veri sağlayıcılarından kaynaklanıyor.
İnternete erişim sorunlarını raporlayan NetBlocks platformu da Facebook'a ait uygulamaların çöktüğünü duyurdu.
Tüm dünyadan kullanıcılar, konuyla ilgili Twitter üzerinden binlerce paylaşım yaptı.
İlerleyen dakikalarda Facebook'tan da bir açıklama geldi.
Açıklamada Facebook ürünlerine erişim sorunu olduğunun farkında olduklarını ve uygulamaların en kısa sürede normale dönmesi için çalıştıkları bildirildi.
Instagram'dan da benzer bir açıklama yapıldı.
Türkiye Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan da, sosyal medya platformlarında dünya genelinde erişim sorunu yaşandığını ve bundan Türkiye'deki kullanıcıların da kısmen etkilendiğini bildirdi.
Facebook Hisseleri Erişim Sorunuyla Yüzde 5'in Üzerinde Değer Kaybetti
Sosyal medya platformları Whatsapp, Instagram ve Facebook'a dünya genelinde yaşanan erişim sorununun etkisiyle Facebook'un hisseleri yüzde 5'in üzerinde düştü.
Sosyal medya devlerine dünya genelinde yaşanan erişim sorunu, her üç sosyal medya platformunu çatısında barındıran Facebook'un New York borsasında işlem gören hisselerini de olumsuz etkiledi.
Söz konusu uygulamalara erişim sorunu devam ederken, Facebook'un hisseleri yüzde 5'in üzerinde değer kaybetti
Eski Facebook Çalışanı Şirket Politikalarına Dair Çarpıcı İddialar Ortaya Atmıştı
Facebook'un yanlış bilgilendirme ile mücadele ekibinin eski müdürü, şirketin iş modelinin nefret söylemini teşvik ettiğini, demokrasiye zarar verdiğini ve hatta "toplumları parçaladığını" söyledi.
Bu yıl mayıs ayında Facebook'tan ayrılan Frances Haugen, Instagram'ın genç kızların ruh sağlığı üzerindeki etkisini ortaya koyan raporlar da dahil olmak üzere şirket içi araştırmaları geçen ay Wall Street Journal'a sızdıran muhbirdi.
Pazar günü Amerikan TV kanalı CBS'e konuşan Haugen, Facebook için çalışırken, ürününü daha güvenli hale getirmek yerine büyümeye öncelik veren bir şirket olduğunu gördüğünü söyledi.
Haugen, CBS'teki 60 Dakika programına verdiği demeçte, "Tekrar tekrar gördüğüm şey, halk için neyin iyi olduğu ile Facebook için neyin iyi olduğu arasında çıkar çatışmaları olduğuydu ve Facebook tekrar tekrar kendi çıkarlarını optimize etmeyi seçti" dedi.
Haugen, Haziran 2019'da Facebook'a katıldı ve seçimlerle ilgili yanlış bilgilerle mücadele etmekle görevli bir ekip üzerinde çalışıyordu.
Kasım 2020'deki ABD başkanlık seçimleri öncesinde Facebook, seçmenlerin doğru bilgilere ulaşması ve seçim sonrası karışıklık risklerini azaltmaya yardımcı olacağı taahhüdünü vermişti. Bunun için de bir dizi önlem duyuruldu.
Şirket İçi Raporda Sarsıcı İfadeler
Haugen tarafından CBS'ye sağlanan Facebook belgelerine göre şirket, hem platformlarında nefret söyleminin yayıldığının hem de ne kadar zorlu bir sorun teşkil ettiğinin farkında.
Şirket içi bir raporda, "Facebook'ta nefretin sadece yüzde 3-5'i ve şiddete teşvikin sadece yüzde 0,6'sı hakkında bir şeyler yapabilecek kapasitede olduğumuzu tahmin ediyoruz. Üstelik bu konuda dünyanın en iyi strateji ve takımlarına sahip olmamıza rağmen" deniyor.
Rapordaki bir başka ifade de; "Facebook ve alt uygulamalarındaki nefret söylemi, bölücü siyasi konuşma ve yanlış bilgilerin dünyanın dört bir yanındaki toplumları etkilediğine dair çeşitli kaynaklardan kanıtlarımız var" deniliyor.
Haugen'e göre, Facebook'un nefret söylemi sorununu çözmek, daha yoğun içerik denetimi ve daha katı kurallardan fazlasını gerektirebilir.
Haugen, kullanıcılara hangi içeriğin gösterileceğine karar veren algoritmada 2018'de yapılan bir değişikliğin, öfkeli bir yanıtı tetikleme olasılığı daha yüksek olan içeriği tercih edilmesine neden olduğunu kaydetti.
Haugen "Facebook etkileşim ve tepki alan içerik için optimizasyon yapıyor. İnsanları öfkeye teşvik etmek, diğer duygulardan daha kolay" diyor.
Haugen, şirketin, karını etkileyebileceği için algoritmayı değiştirmek istemediğini iddia etti ve sözlerini şöyle tamamladı:
"Facebook, algoritmayı daha güvenli olacak şekilde değiştirirlerse, insanların sitede daha az zaman harcayacaklarını, daha az reklama tıklayacaklarını, daha az para kazanacaklarını fark etti. Facebook'ta kimse kötü niyetli değil, ancak teşvik edilen şeylerin hiyerarşisi yanlış. Facebook, daha fazla içerik tükettiğinizde daha fazla para kazanıyor. İnsanlar duygusal bir tepki uyandıran şeylerle uğraşmaktan zevk alıyor ve ne kadar çok öfkeye maruz kalırlarsa, o kadar çok etkileşime giriyorlar ve o kadar çok tüketiyorlar."
'1.5 Milyardan Fazla Facebook Kullanıcısının Kişisel Bilgileri Satılığa Çıkarıldı'
Privacy Affairs, 1.5 milyardan fazla Facebook kullanıcısının kişisel ve özel bilgilerinin popüler bir hacker forumunda satılmaya başlandığını aktardı.
Privacy Affair'de yer alan habere göre söz konusu olayın, şimdiye kadar Facebook tarihinde en büyük ve en önemli bilgi sızıntısı olduğu ifade edilirken, sızıntıların internet kullanıcıların 'siber suçluları ve ilkesiz reklamcıları' tarafından küresel çapta hedef alınmasına yol açacağı belirtildi.
Öte yandan, sızıntının, 500 milyon kullanıcının etkilendiği ve birkaç ay önce meydana gelen sızıntıyla bağlantısı olmadığı da tahmin ediliyor.
Facebook Neden Çöktü?
Facebook'un sınır geçit protokolünde yapılan yeni bir ayar sebebiyle çöktüğü tahmin ediliyor. Şirketin yeni bir güncellemeyi yayına aldığı bunun hemen ardından bütün sistemlerin patladığı fikri hakim.
Sorunun nedeni henüz tespit edilemezken, bir siber güvenlik firmasının üst düzey yetkilisi Dane Knecht, internet trafiğini ulaştırmak üzere ağlar tarafından kullanan Facebook Sınır Geçit Protokolü yollarının 'internetten çekildiğini' ifade etti.
İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre, siber güvenlik uzmanı Kevin Beaumont, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, "Bu çok büyük bir konfigürasyon hatasına benziyor, Facebook şu sıralar esasen internette yok" ifadelerini kullandı.
İnternet üzerindeki kararların ana makinelere gönderilmesi işlemine izin veren modele Sınır Geçit Protokolü (BGP) denir. Yani bu protokolle sistemleriniz internete bağlanır. Ağla etkileşim halinde olur. Eğer bu protokol çalışmazsa dışarıyla etkileşim kesilir. Yani Facebook, Instagram, WhatsApp ve Oculus'un dış dünyayla bağlantısı kesilmiş durumda.
Erişim Sorunu Çözmek İsteyen Facebook Çalışanları Ofise Giremiyor
New York Times muhabiri Sheera Frenkel, Facebook çalışanlarının, erişim sorununu çözmek için gittikleri ofise giremediklerini belirtti.
Frenkel, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, 'Az önce bir FB çalışanı telefonla bana, erişim sorununu değerlendirmek isteyen personelin bu sabah binaya giremediğini söyledi, çünkü kartları kapıdaki kilidi açamıyor' ifadesini kullandı.
Pandora Belgeleri İle Bağlantısı Olduğu İddia Ediliyor
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ) 12 milyona yakın dosyadaki verilere dayanarak dünya liderlerine, siyasetçilere ve ünlülere ait gizli finansal bilgileri dün kamuoyuyla paylaştı.
Pandora Papers (Pandora Belgeleri) adı verilen dosyada, aralarında Ürdün Kralı II. Abdullah, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve ailesi, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy ve eski İngiltere Başbakanı Tony Blair gibi birçok dünya lideri ve ünlünün vergi cennetlerinde bulunan hesaplarına ilişkin bilgiler aktarılıyor.
Belgelerde ayrıca Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Brezilya ve başka ülkelerden 130 milyarderin hesaplarına ilişkin ayrıntılara da yer veriliyor.
AB Komisyonu, Pandora belgeleriyle ilgili yaptığı açıklamada, "Adı geçen şahıslarla ilgili yorum yapma konumunda değiliz. Komisyon, genel olarak şeffaflığı destekliyor; vergi usulsüzlüğüne karşı çalışmayı sürdürmeliyiz" ifadelerine yer verdi.
Belgeler Nasıl Ortaya Çıktı?
117 ülkedeki 150 medya kuruluşunda 600'den fazla gazetecinin bir yıl süren çalışmalarıyla ortaya çıkarılan ve dünyanın en büyük gazetecilik ortaklığından biri olan çalışmada elde edilen milyonlarca belge ile 35 siyasi lider, 91 ülkede 330'dan fazla siyasetçi ve kamu görevlisi ve ünlüye ait bilgiler ifşa edildi.
Pandora Belgeleri ismi açıklanmayan hesap sahiplerinin vergi cennetlerinde bulunan gizli banka hesaplarını, özel jetlerini, yatlarını, malikanelerini ve Picasso, Banksy ve diğer başka ustaların sanat eserlerini açığa çıkarıyor. Zengin elitlerin denizaşırı sırlarının sızdırıldığı belgelerde bu kişilerin vergi ve gizlilik cennetlerini kullanarak nasıl mülk satın aldıklarını, servetlerini gizlediklerini ve vergiden kaçındıklarını ortaya koyuyor.
Pandora Belgeleri'nin odağında müşterilerine şirket kurmada yardımcı olmak için özel yetkili 14 offshore (denizaşırı) şirket yer alıyor.
Belgelerde Hangi Siyasiler Var?
Belgelerde öne çıkan en önemli isimlerden biri Ürdün Kralı II. Abdullah. Belgelerde kralın vergi cennetlerinde kayıtlı paravan şirketler aracılığıyla İngiltere ve ABD'de toplam 105 milyon dolar değerinde 14 lüks ev satın aldığı belirtildi.
Önemli bir diğer isim ise önümüzdeki hafta sonu yapılacak genel seçimlerde gücünü pekiştirmeyi uman Çekya Başbakanı Andrej Babis. Babis'in denizaşırı şirketler aracılığıya Fransa'nın Cannes kenti yakınlarında 22 milyon dolar değerinde lüks konut satın aldığı ancak mülkiyetini gizli tuttuğu bildirildi.
Pandora Belgeleri'nde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve ailesine ilişkin bilgiler de sızdırıldı.
Aliyev'in Londra'da 11 yaşındaki oğlu için 33 milyon sterline bir daire aldığı bilgisi yer alıyor. Ayrıca Aliyev ailesi ve yakınlarının 400 milyon dolarlık emlak anlaşmalarıyla bağlantıları olduğu bildiriliyor.
Kenya Devlet Başkanı Umumi Kenyatta'nın yıllarca offshore kurumlar aracılığıyla kişisel servetini katladığı, Pakistan Başbakanı İmran Khan'ın ise yakın çevresindeki kilit isimlerin gizlice milyonlarca dolar değerinde şirket sahibi olduğu açıklandı.
Belgelerde ayrıca Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenksiy ve geçtiğimiz günlerde silahlı saldırıya uğrayan danışmanı Sergey Şefir'e ilişkin iddialar yer alıyor. Belgelerde lider koltuğuna oturmadan önce oyuncu olan Zelenskiy'nin British Virgin Adaları'nda bir paravan şirkette hisse sahibi olduğu belirtiliyor. Sızdırılan belgelerde Maltex Multicapital Corp adlı bu şirketin film prodüksiyonu ve dağıtımı şirketlerinde hissesi bulunuyor.
Belgelerdeki diğer bazı önemli isimler ise şu şekilde:
Lübnan Başbakanı Necip Mikati, Birleşik Arap Emirlikleri Başbakanı Muhammed bin Reşit al Maktum, Karadağ Cumhurbaşkanı Milo Djukanoviç, Şili Cumhurbaşkanı Sebastian Pinera ve eski İngiltere Başbakanı Tony Blair belgelerde adı geçen diğer bazı siyasiler.
Belgelerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yakın üç isim yer alması dikkat çekti. Bu kişilerden birinin Putin'in yakın çevresinden Gennady Timşenko, diğerinin Putin'in "resmi olmayan propoganda danışmanı" Konstantin Ernst ve üçüncüsünün ise başkanlık çalışanlarından Svetlana Krivonogikh olduğu belirtiliyor.
Göze çarpan bir diğer isim de eski İngiltere Başbakanı Tony Blair. Belgelerde Tony Blair ve eşinin bir vergi cennetinde kayıtlı bir şirket satın alarak, Londra'da o şirkete kayıtlı yaklaşık yaklaşık 6.5 milyon sterlin değerindeki ofise 300 bin sterlinlik damga vergisi ödemeden sahip oldukları kaydediliyor.
Ayrıca eski IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn da belgelerde adı geçen üst düzey isimlerden biri. Belgelerde çeşitli ülkelerden birçok eski başbakan ve bakanın da adı geçiyor.
ICIJ Daha Önce Panama ve Cennet Belgeleri'ni Ortaya Çıkarmıştı
ICIJ'ye göre Pandora Belgeleri, otoriter rejimlerin ve eşitsizliğin giderek yayıldığı bir dönemde para ve gücün nasıl dağıldığına ve hukuk kuralları esnetilerek ya da çiğnenerek nasıl zengin ülkeler tarafından mali gizlilik sağlanabildiğine dair eşitsiz bakış açısını gözler önüne seriyor.
ICIJ ve ortak çalıştığı medya kurumlarının ifşa ettiği belgeler gizli para işlerinin küresel siyasete ne kadar derin nüfuz ettiğini gün yüzüne çıkarıyor. ICIJ buna rağmen hükümetlerin ya da küresel kurumların denizaşırı finansal suistimallerin sona erdirilmesiyle ilgili bu kadar az yol almasının düşündürücü olduğuna dikkat çekiyor.
ICIJ daha önce dünya gündemini sarsan, birçok ülkede siyasi çalkantıya neden olan Panama ve Paradise (Cennet) Belgeleri'ni ortaya çıkarmıştı. Konsorsiyum son olarak geçtiğimiz günlerde Amerikan bankalarının gönderdiği Şüpheli Faaliyet Raporları'nın (Suspicious Activity Reports, SAR) gün yüzüne çıkmasıyla terörizmin finansmanı ve kara para aklama gibi konularda dünyadaki önemli bankaların oynadığı yasa dışı rolünü ortaya koyan FinCEN (Financial Crime Enforcement Network) Belgeleri'ni ifşa etmişti.
Çekya Başbakanı: 22 Milyon Dolar Bana Ait, Yanlış Bir Şey Yapmadım
Çekya Başbakanı Andrej Babis, Pandora Belgeleri'nde iddia edilen 22 milyon dolar tutarındaki off shore hesapları ve Fransa'da kendi adına satın alınan dev emlak yatırımı için "Yanlış bir şey yapmadım. Tüm para giriş ve çıkışları vergilidir." dedi.
Babis konuyla ilgili olarak, "Söz konusu para (22 milyon dolar) bir Çekya bankasından çıktı ve vergisi ödendi. Bu bana ait bir para ve tekrar Çekya bankasına geri döndü." diye konuştu.
CNN Prima News'e konuşan Çekya Başbakanı, tüm hesapların kendisine ait olduğunu belirterek "hiçbir şekilde yanlış bir şey yapmadığını" söyledi.
Ürdün Kralı Abdullah: Usulsüz Durum Yok, Kamu Kaynakları Kullanılmadı
Ürdün Kralı II. Abdullah, Pandora Belgeleri ile 'vergi cennetlerinde' ortaya çıkan hesaplarına ilişkin yaptığı açıklamada, usulsüz bir durum olmadığını ve kamu kaynağı harcanmadığını ileri sürerek hakkındaki haberleri yalanladı.
Ortaya çıkan durumun "abartıldığını" belirten Ürdün Kralı, 100 milyon dolardan fazla olduğu bildirilen işlemler hakkında güvenlik ihtiyaçları nedeniyle bilgi verilmediğini ve yurtdışındaki lüks ev satın alımında herhangi bir uygunsuzluk olmadığını söyledi.
Rönesans Holding'den 'Pandora Belgeleri' Açıklaması: Mevzuata Aykırı Hiçbir İşlem Yok
Yayınlanan Pandora Belgeleri'nde Türkiye'den adı geçen Rönesans Holding, vergi cennetlerine para aktardığı ve 105 milyon dolar bağış iddialarını yalanladı.
Pandora Papers (Pandora Belgeleri) adı verilen 12 milyona yakın dosyada adı geçen Rönesans Holding açıklama yayınlayarak iddialara cevap verdi. Pandora Belgeleri'nde Türk milyarder ve inşaat kralı Erman Ilıcak'ın adı geçiyordu.
Rönesans Holding'den yapılan açıklamada, "Rönesans, hiçbir zaman yurt içinden yurt dışına yerel ya da uluslararası mevzuata aykırı herhangi bir fon transferi yapmamıştır. Bu konularla ilgili tüm beyan, bildirim ve açıklamalar ilgili yerel ve uluslararası mevzuata uygun olarak ilgili makamlara yapılmıştır." denildi.