Filistin

Kuzey Gazze En Kapsamlı Irkçı Tasfiye Uygulamasına Tabi Tutuluyor

Filistin İnsan Hakları Merkezi, Gazze'nin kuzeyinin, İsrail'in gerçekleştirdiği en büyük etnik temizlik operasyonuyla karşı karşıya olduğunu belirtti ve işgal saldırısının son beş gün boyunca ve halen cinayetler, kuşatma ve yüz binlerce insanı hedef alan zorunlu göç açısından tehlikeli boyutlara ulaştığını vurguladı.

Abone Ol

Bu durum, Gazze genelinde bir yıldan uzun bir süredir devam eden soykırım suçunun derinleştiğine işaret ediyor.

Merkez, yayınladığı açıklamada, işgal devletinin büyük bir etnik temizlik operasyonu yürüttüğünü ve yüz binlerce silahsız Filistinli sivile karşı her türlü öldürme, yıkım ve aç bırakma yöntemini kullandığını belirtti. İşgalin, sivilleri zorunlu göçe tabi tutma niyetini saklamadığını ve uluslararası hukukun kurallarının, Filistin topraklarında açıkça ihlal edilmesine rağmen uluslararası toplumun sessiz kaldığını kaydetti.

İşgal güçleri, geçen cumartesi gününden bu yana, Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliya ve Beyt Lahiya kasabalarına yönelik onlarca yoğun hava saldırısı düzenlerken, topçu atışları ve duman bombalarıyla desteklenen kara harekâtı, Cibaliya Mülteci Kampı'nın doğusunda ve Beyt Lahiya'nın kuzeybatısında gerçekleşti.

Merkez, işgal güçlerinin pazartesi günü Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya sakinlerine zorunlu göç talimatı verdiğini ve onları Gazze'nin güneyinde yeni oluşturulan sözde güvenli bölgeye gitmeye zorladığını belirtti. Aynı zamanda, işgal güçleri bazı stratejik noktalarda konumlarını koruyarak Cibaliya Mülteci Kampı ile Cibaliya kasabasını birbirinden ayırmak için kontrolü sürdürdü ve İsrail'e ait insansız hava araçlarıyla (drone) sivillere ateş açarak bölgedeki hareketliliği kısıtladı.

İşgal uçakları, halkı Gazze'nin güneyine göç etmeye çağıran bildiri dağıtarak, Gazze'nin kuzeyini tamamen boşaltma amacını ortaya koydu. Aynı zamanda işgal güçleri, Beyt Lahiya'daki Kemal Advan Hastanesi'nin kapısına duman bombaları atarak yangın çıkmasına ve hastanede tedavi görenler ve sağlık personeli arasında paniğe yol açtı. Hastanenin tekrar hizmet dışı kalmasından endişe duyuluyor.

Salı günü, İsrail savaş uçakları, saat 14:50'de Kemal Advan Hastanesi çevresindeki evlere ve binalara saldırdı, büyük hasara ve yaralanmalara yol açtı. Aynı zamanda işgal güçleri, insansız hava araçlarıyla ana ve ara yollarda hareket eden herkese ateş açarak, yaralıların hastaneye ulaştırılmasını engelledi ve sağlık personelinin çalışmalarını zorlaştırdı.

İlerleyen saatlerde, işgal güçleri, hastanede bulunan hastaların ve sağlık personelinin tahliye edilmesini talep etti. Bu durum, İsrail'in bölgedeki yaşam koşullarını tamamen yok etme amacında olduğunu gösteriyor.

Kemal Advan Hastanesi Müdürü Dr. Husam Ebu Safiyye, işgal güçlerinden resmi olarak hastanenin 24 saat içinde tamamen boşaltılmasını talep eden bir çağrı aldığını ve bu sürede hastaların, yaralıların ve tüm sağlık personelinin hastaneden çıkarılmasının istendiğini bildirdi.

Ayrıca, işgal güçleri, Kemal Advan Hastanesi'nden çocukları Baptist (El-Ma'medani) Hastanesi'ne nakletmek üzere görevlendirilen bir sağlık görevlisini gözaltına aldı.

Merkez, işgalin yürüttüğü sistematik bombardımanların, Beyt Lahiya'daki Kemal Advan, Cibaliya'daki el-Avde ve Endonezya hastanelerini tamamen işlevsiz hale getirmeyi amaçladığını belirtti. Bu hastanelerin geçen yılın Kasım ve Aralık aylarında işgalin geniş çaplı kara saldırıları sırasında hizmet dışı kaldığına dikkat çekildi.

Ayrıca, işgal uçakları yakın zamanda faaliyete geçen bir fırını bombalayarak, işgal yönetiminin sivillerin yaşamlarını sürdürmelerini sağlayan tüm tesisleri kasıtlı olarak yok ettiğini ortaya koydu.

Salı günü saat 15:00'te de, Cibaliya Mülteci Kampı'ndaki Ebu Kamer İstasyonu'nun yanında yer alan Zeynuddin Fırını önünde toplanan bir grup sivile yönelik çok sayıda bomba saldırısı düzenleyen işgal güçleri, 13 kişinin şehit olmasına ve en az 5 kişinin yaralanmasına neden oldu.

Saat 18:30'da ise işgal güçleri, Cibaliya'nın Mezaya Caddesi'ndeki onlarca kişiyi evlerinden çıkmaya zorladı ve kadınlar ile çocukların bölgeden ayrılmalarını istedi. Ardından erkekleri kimlik kontrolünden geçirdikten sonra serbest bırakarak Cibaliya'ya gitmelerini istediler.

Aynı gün, işgal güçlerinin ateşi sonucu bölgeden kaçmaya çalışan anne, baba ve oğullarından oluşan üç sivil hayatını kaybetti.

Çarşamba günü saat 12:00'de, bir İsrail insansız hava aracı, Cibaliya kasabasında yüzlerce mülteciye ev sahipliği yapan Er-Rafi'i Okulu'nu bombaladı. Bu saldırıda 3 kişi hayatını kaybetti, 15 kişi de yaralandı.

Saat 12:30'da ise, Cibaliya Mülteci Kampı'nın batısındaki En-Na'ce Kuyusu mıntıkasında bulunan Ebu Zer ailesine ait bir evi bombalayarak, 6 kişinin ölümüne, diğerlerinin yaralanmasına neden oldu. Enkaz altındaki yaralılar, kurtarma ekiplerinin bölgeye ulaşmasının zor olması nedeniyle çıkarılamadı.

Saat 13:00'te, Ebu Şerh Kavşağı çevresinde evlerini terk etmeye çalışan bir grup sivile ateş açan işgal güçleri, 10 kişinin ölümüne, olay yerinde bulunan diğer kişilerin de yaralanmasına yol açtı. Sağlık ekipleri yaralıları bölgeden çıkaramadı.

Ayrıca, işgal uçakları, öğleden sonra Cibaliya Mülteci Kampı'ndaki El-Yemenu's-Said Hastanesi'nde bulunan mülteci çadırlarını bombalayarak, 16 kişinin hayatını kaybetmesine, en az 17 kişinin de yaralanmasına neden oldu.

Saat 16:00'da, Cibaliya Mülteci Kampı'nın batısındaki Ebu Şerh Kavşağı yakınında bir grup gazeteciyi hedef alan işgal uçakları, El-Aksa Tv kanalının kameramanı Muhammed et-Tanani'nin şehit olmasına ve kanalın muhabiri Tamir Lebid'in yaralanmasına neden oldu. Gazeteci Fadi el-Vahidi ise göğsünden yaralandı ve durumu ağır.

Merkez, birçok caddede ve enkaz altındaki evlerde ulaşılması mümkün olmayan şehitler ve yaralıların bulunduğunu belirtti.

Ayrıca, Cibaliya ve Beyt Lahiya'da kuşatma altındaki on binlerce ailenin, işgal güçlerinin ateş açması nedeniyle hareket edemediğini, gıda ve su temin edemediğini, dolayısıyla birçok kişinin açlık veya susuzluktan ölme riskiyle karşı karşıya olduğunu bildirdi.

Filistin İnsan Hakları Merkezi, uluslararası toplumu, sivilleri korumak ve Gazze'nin kuzeyindeki nüfusun zorla tahliye edilmesini durdurmak için acil harekete geçmeye çağırdı.

Merkez, İsrail'in Gazze'de soykırımı durdurma taleplerini göz ardı etmesinin, ABD ve bazı Batılı ülkelerin sağladığı dokunulmazlık sayesinde mümkün olduğunu belirtti. Bu ülkelerin, işgal güçlerine silah ve mühimmat sağlamaya devam ederek ve siyasi destek vererek Filistin halkına yönelik ciddi ihlallere ortak olduklarını vurguladı.