İtalya Müslümanlarının önde gelen simalarından Abdurrahman Rosario Pasquini, 88 yaşında vefat etti. Adından da anlaşılabileceği gibi sonradan İslam'ı benimseyen Pasquini, Milano'da yapımına büyük emek verdiği Rahman Camii'nin avlusundaki küçük Müslüman mezarlığına defnedildi. 'Gençlerin hocası' lakabıyla anılan Pasquini'nin cenaze töreninde yerli ve yabancı yüzlerce Müslüman hazır bulundu.
Rosario Pasquini, Roman-Katolik bir ailenin oğlu olarak, 1934'te -bugün Hırvatistan sınırları içinde kalan- Fiume kentinde dünyaya geldi. 1953'te Milano Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydolan Pasquini, yaklaşık altı yıllık sıkı bir eğitimin ardından 1960'ın ilk aylarında Milano Barosu'na kaydolarak avukatlığa başladı. Sonraki 12 yıl boyunca avukatlığa devam eden Pasquini, mesleğin getirdiği ağır stres ve yoğun çalışma temposu nedeniyle alkol ve aşırı sigara bağımlılığına sürüklendi. Pasquini, ailesinin artık hayatından endişe etmeye başladığı bu zor süreci, iş vesilesiyle tanıştığı ve kısa zaman içinde derin bir dostluk kurduğu Ali Ebû Şveyme sayesinde atlattı. Ali Ebû Şveyme, tıp tahsili için Milano'ya gelen ve burada hayatına devam etme kararı alan Ürdünlü bir Arap'tı. Ebû Şveyme ile yaptığı uzun soluklu sohbetler, Pasquini'nin hayatında olağanüstü bir dönüşüm meydana getirecek ve nihayet 1974'te İslam'a girişiyle neticelenecekti.
'Abdurrahman' ön adını benimseyen Rosario Pasquini'nin hidayete erişinden kısa bir süre sonra, Ürdünlü dostunun İtalyan karısı Paola da İslam'ı kabul etti. Paola'nın seçtiği isim de sembolikti: Hatice.
Kötü alışkanlıklarından tamamen sıyrılan ve kendisini İslam'a adayan Abdurrahman Rosario Pasquini, 1977'de 'İslam'ın Mesajı' isimli İtalyanca bir dergi yayınlamaya başladı. Aynı yıl Milano'da geniş bir kültür merkezi şeklinde tasarlanan Rahman Camii'nin temellerini atan Şeyh Rosario ve arkadaşları, külliyeyi 1988'de ibadete açtılar. Rahman Camii, İtalya topraklarında yüzlerce yıl sonra inşa edilen minareli ve kubbeli ilk Müslüman mabediydi.
Cami ve kültür merkezinde sayısız İtalyan'ın İslam'la tanışmasına vesile olan Şeyh Rosario, ülkesinin vatandaşlarına İslam'ı kendi dillerinde anlatabilmek için 1991'de 'Kalem Yayınevi'ni kurdu. Toplamda 300'den fazla eseri İtalyanlarla buluşturan yayınevi, bilahare Pasquini'nin hazırladığı İtalyanca Kur'an mealini de basarak bu alanda önemli bir boşluğu doldurdu.
Milano'nun en başarılı avukatlarından biri olarak başladığı hukuk kariyerindeki tecrübesini İtalya'da Müslümanların hayatın her alanında görünür hale gelmeleri için kullanan Şeyh Rosario, bu hedef doğrultusunda devlet kademelerinde girişimlerde bulundu. Müslümanların İtalya'nın eşit vatandaşları olması yolundaki gayretlerini son nefesine kadar devam ettiren Pasquini, ilerleyen yaşına rağmen, gençlerle kurduğu sıkı diyalogla da dikkatleri çekti. İtalya'ya sonradan yerleşenlerin entegrasyon süreçlerinin yönetiminden aile hayatlarının İslamî usuller çerçevesinde tanzim edilmesine kadar, Şeyh Rosario, Müslüman camia üzerinde derin bir tesir meydana getirmişti.
Abdurrahman Rosario Pasquini, 2017'de yine Milano'da vefat eden İtalyan mühtedi Abdulvahid Pallavicini'den sonra, şehirdeki Müslümanların sığınağıydı. Milanolu aristokrat ailelerden birine mensup olan Pallavicini, 1951'de, Alman asıllı İsviçreli aristokrat mühtedi Titus Burckhardt (1908-1984) vesilesiyle İslam'a girmişti. Ancak, Kuzey Afrika ve Mağrib esintili Şazelî tarikatının Milano'da yaygınlaşmasını sağlayan Pallavicini'nin mutasavvıf karakterinin aksine, Şeyh Rosario daha sade ve 'Şeriat merkezli' bir İslam anlayışına sahipti.
Dünyanın her yerinden yabancıların akın ettiği ve gelip geçtiği İtalya'da, yerli mühtedilerin oynadığı rol, oldukça kritik. Arapların veya başka milletlerden Müslümanların sergilediği örnekliğin yanında, yerli tonların varlığı İtalyanların İslam'ı kabulünde hızlandırıcı etki yapıyor. Şeyh Rosario'nun 24 Mart Perşembe günü Rahman Camii'nde düzenlenen cenaze törenine katılan cemaat içindeki çeşitlilik de bunun pratik bir ispatıydı.
Rahmet olsun.
(*) Taha Kılınç'ın bu yazısı Yeni Şafak Gazetesi'nden alıntılanmıştır.