Siyah, Beyaz, Botsvana

Abone Ol

Botsvana Afrika ülkeleri arasında kuruluşundan itibaren gösterdiği ekonomik gelişmeyle en fazla dikkat çekenlerinden birisi oldu. Kuruluş tarihi olan 1966'dan 1980'e kadar dünya genelinde en hızlı büyüyen ülke.

Bu ilgi çekici ülkenin ilgi çekici bir lideri ve onun da ilgi çekici bir hayat hikayesi var. Seretse Khama ülkenin kurucu lideri. Bağımsızlıktan hemen sonra Botsvana'nın ilk devlet başkanı oldu. Gençlik evresinde, doğduğu topraklarda hem kabile şefliği gördü hem de topraklarından sürgün edildi. Britanya idaresinde olan Bechuanaland topraklarında doğdu ve burada kısa süre sonra kabile şefi oldu. Bu şeflik ona babasının ölümünden sonra miras kaldı ancak yaşı sebebiyle görevi üstlenemedi. Kendini eğitimine veren Seretse, Güney Afrika'da geçen yılların ardından avukat oldu ve Londra'da işe başladı. Çalışmaya devam ederken beyaz bir İngiliz olan Ruth Williams ile evlilik kararı aldı. Bu karar hem Ruth'un ailesini öfkelendirdi hem de Seretse'nin ülkesindeki kabilesinde homurdanmalar başladı.


Seretse Khama kabilesini ikna etse de, o sıralar beyaz azınlık üstünlüğü ile yönetilen ırk Güney Afrika yönetimi bu durumu kabullenmedi. Güney Afrika'nın Bechuanaland üzerinde hakimiyet kurma senaryosu, bir siyah-beyaz evliliği tehdidiyle karşı karşıya kalmıştı. Bu durumda İngiltere'den olaya müdahale etmesi istendi. İngilizler Khama hakkında parlamento soruşturması açtı çünkü bölgedeki madenler savaş sonrası ekonomiyi toparlayacak çıkış yolu olarak görülüyordu ve İngiltere'nin buradaki çıkarı riske atılamazdı.

Bu çetrefilli süreç Seretse-Ruth çiftinin sürgüne gönderilmesiyle sonuçlandı. Hem ülkede hem de ana imparatorlukta bu sürgün kararına tepki vardı. Hatta Khama'nın kabilesi onun yerine yeni bir şef seçme hakkını uygulamadı bile. İngilizlerin ise verdikleri karardan dönmesi pek mümkün gözükmüyordu. Böyle bir durum yaşanırken Seretse Khama tahttan vazgeçmesi şartıyla Bechuanaland'a eşiyle birlikte geri döndü. Daha sakin bir hayat yaşarken sonrasında politikaya atılmayı tercih etti. Önce yerelde parladıktan sonra oyunu daha büyük oynamaya karar verdi. Yaşadıkları ona ülkesinde önemli bir popülarite kazandırmıştı.

Sağlam ve ilkeli duruşu ona 1966 yılında ülkesinin bağımsızlığını getirdi ve ilk devlet başkanı seçildi. Çok kötü bir ekonomiyle işe başlamasına rağmen kısa zamanda büyük işler yaptı. İhracat seviyesi rekor kıracak rakamlara çıkarken, ülkenin alt ve üst yapısı hızla gelişti. Onu diğer Afrikalı yöneticilerden ayrı tutan yanlarından biri de yolsuzluğa karşı olan tutumuydu. Ülkesini yabancı askeri güçlere açmadı ve Zimbabve'ye barışın gelmesine de katkıda bulundu.

Sir Khama Botsvana'da yaptıkları ile ülke tarihine damga vurdu. Bunu yaparken ne kendi doğrularından vazgeçti ne de kendi vizyonunu eski sömürgeci ülkelerin vaatlerine değişti. İşte bunlar Botsvana'nın başarı hikayesinin 2 temel faktörüydü.

Siyahın ve beyazın bir ülkeye dönüştüğü bir hikaye...