Muslim Port Haber Merkezi | Bekir Şirin
Gerek İslam'a alenen savaş açan Fransa'nın gerekse de diğer sömürgeci ülkelerin uygulayıcı rolünde olduğu zulüm düzeninden kurtulmanın tek yolu İslam Birliği'nin kurulup yeniden dünyaya adil bir düzenin hakim olması. Müslümanların bir araya gelmesiyle oluşturulacak 'D-8, İslam Barış Gücü' ve 'D-60' gibi organizasyonlar da sömürüye verilen mücadelede hayati öneme sahip.
İslam düşmanlığını devlet politikası haline getiren kan, gözyaşı, sömürü ve misyonerlik geçmişiyle Fransa'nın kirli tarihini ve bugün yaptığı sömürüleri masaya yatırdık. Geçmişten gelen düşmanlıkla alenen İslam'a, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e (S.A.V.) ve dolayısıyla tüm Müslümanlara savaş açan Fransa'nın tarihinde birçok soykırım ve katliam var. 'Sömürgecilik' denildiğinde akla ilk gelen, hala dünyayı ve özellikle Afrika'yı milyarlarca dolar sömüren Fransa, milyonlarca cinayete de imza attı.
Sömürgecilik, işgalcilik, emperyalizm, katliam ve soykırım gibi kavramlar günümüzde etkisini sunmaya devam ederken insanlığın söz konusu acı tablolardan kurtuluşunun yolu İslam'ı tam anlamıyla yaşamaktan ve İslam Birliği'nden geçiyor. Sadece Müslümanların değil, tüm insanlığın dünyada refaha kavuşmasını gaye edinen ve tüm zihinsel altyapısı İslam'a ait olan Milli Görüş sistematiği mazlumların önünde acilen uygulanması gereken bir reçete olarak duruyor.
EKONOMİK SÖMÜRÜYÜ ANCAK FAİZSİZ BİR NİZAM ORTADAN KALDIRABİLİR
Gerek İslam'a alenen savaş açan Fransa'nın gerekse diğer sömürgeci ülkelerin sebep olduğu felaketler ve sebepleri irdelendiği takdirde dünyanın İslami bir yönetim sistemine ve İslam Birliği'ne ne kadar ihtiyaç duyduğu gözler önüne seriliyor. Fransa gibi sözde uygar özde barbar ülkelerin ekonomik sömürüye dayanan sistemini ortadan kaldırmanın çaresi faizsiz bir nizam ile mümkün. Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın da belirttiği üzere insanlığa sadece zulüm getiren faize karşı topyekûn bir savaş açılması ve söz konusu mikroptan kurtulunması gerekiyor.
GERÇEK EĞİTİM İSLAM İLE MÜMKÜN
Fransa ve diğer emperyalist ülkelerin dünyayı sömürme sürecinde eğitim konusu da çok önemli bir rol oynuyor. Özellikle materyalizm başta olmak üzere Batı düşünce sistematiği doğrultusunda hazırlanan müfredatlar sömürü sisteminde sacayağını meydana getiriyor. Sömürge olgusunun uzun vadede devamının anahtarı olan eğitim alanında da İslami bir sistemin tam anlamıyla egemen hale gelmesi gerekiyor. Batı'nın gelecek nesilleri zehirlemesinin önüne geçebilmek adına İslam'a eğitim alanında da sımsıkı sarılmak büyük bir zaruret olarak duruyor.
KÜLTÜR EMPERYALİZMİNDEN KURTULMAK ŞART
Fransa gibi sömürgeci ülkelerin hedeflerindeki ülkeleri ele geçirmelerinin yollarından biri de kültür ve yaşam alanından geçiyor. Özellikle kitle iletişim araçlarında hakimiyete büyük önem veren emperyalist güçler, bu sayede istedikleri değerleri ve seküler hayat tarzını halklara empoze edebiliyor. Modern sömürü metodunda önemli bir başlık olan kültür ve yaşam alanlarında tam anlamıyla İslam'a teslim olunması gerekiyor. Zira Hz. Ömer'in (R.A.) de ifade ettiği üzere, inanıldığı üzere yaşanmadığı takdirde yaşanıldığı gibi inanılmaya başlanıyor ve söz konusu durum da toplumları tam anlamıyla sömürüye açık hale getiriyor.
D-8, İSLAM BARIŞ GÜCÜ VE 'D-60' GİBİ ORGANİZASYONLAR HAYATİ ÖNEME SAHİP
Dünyadaki sömürü sisteminin ortaya çıkardığı felaketlerden kurtulabilmek için yapılması gerekenin hakkın yeryüzüne hakim olması ve dolayısıyla tüm insanlığın saadete erişmesi için cehdetmek olduğu görülüyor. Zulümden kurtulabilmek için cihad ruhunun yaşanması gerektiği gün gibi ortada dururken, Müslüman birlik içerisinde olması da büyük önem arz ediyor. Müslümanların bir araya gelmesiyle oluşturulacak 'D-8, İslam Barış Gücü' ve 'D-60' gibi organizasyonlar da sömürüye verilen mücadelede hayati öneme sahip.
İSLAM'A, HZ. MUHAMMED'E (S.A.V.) VE MÜSLÜMANLARA SAVAŞ AÇMALARININ BİR SEBEBİ DE BU!
Fransa başta olmak üzere zulüm düzeni uygulayan ülkelerin planlarını bozmanın tek yolu İslam'ı hayatın tamamına hakim olan yegane güç olarak görmek ve bu doğrultuda hareket etmek. Eğitimden ekonomiye, sosyal hayattan askeri alana kadar her yerde İslam'ın uygulandığı bir hayata kavuşmamız olmazsa olmaz bir gereklilik olarak duruyor. Günümüzdeki zulüm düzeninin son bulmasını sağlayacak olan İslam'a, İslamiyet dininin tüm insanlığa örnek olarak sunduğu Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e (S.A.V.) ve Müslümanlara yönelik açılan savaşın çıkış noktalarından birinin de bu olduğu görülüyor. Zira İslam'ın yeryüzüne hakim olması durumunda Fransa, İngiltere, ABD, Rusya ve daha birçok devletin uygulayıcısı olduğu vahşi düzen sona erecek ve tüm insanlık Allah'ın izniyle rahata kavuşacak.