Türkiye

Uluslararası Kongre Tamamlandı: Dünya Keşmir’e Kör ve Sağır Kalmasın

ESAM tarafından düzenlenen Uluslararası Keşmir Kongresi, Ankara’da tamamlandı. Dünyanın dört bir yanından kongreye katılan akademisyenler, araştırmacılar, hukukçular ve alanında uzman birçok isim, Keşmir’de yaşanan hukuksuzluğu bir bir ortaya koydu.

Abone Ol

Muslim Port Haber Merkezi

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Keşmir Kongresi, 'Uluslararası Hukuk Çerçevesinde İşgal Altındaki Keşmir'e Bakış' başlığı ile Ankara'da gerçekleştirildi. Kongrede, Keşmir ve uluslararası aktörler başta olmak üzere aktivizm, dayanışma ve hukuk başlıkları derinlemesine ele alındı.

'İŞGAL VE SÖMÜRGECİLİĞİN HUKUKİ BOYUTLARI ELE ALINACAK'

Kongrenin il gününde açılış konuşmasını gerçekleştiren ESAM Genel Sekreteri Atik Ağdağ, emperyalist ve sömürgeci devletlerin son yüzyılda bıraktığı sorunlardan birisinin Keşmir olduğuna dikkat çekerek, 'Keşmir davası Müslümanlar için bir insanlık davası diğer insanlar için ise bir sorun olarak durmaktadır. Keşmir Hukuk Forumu ile iki gün sürecek bu kongrede işgali, sömürgeciliği, hukuki boyutlarını ele almaya çalışacağız. Yeni yerleşimci sömürgeyi istişare edeceğiz' dedi. Keşmir Hukuk Forumu Yönetim Kurulu Başkanı Nasir Qadir ise Hindistan'ın geçtiğimiz aylarda bölgeye ilişkin verdiği karar ile bölgenin uluslararası hukuk bağlamında özelliğini değiştirdiğini hatırlatarak, 'Hepimizin malumu üzere Hindistan yeni bir oyunu başlattı. 5 Ağustos tarihinde bu bölgede özerkliği kaldırdı. Bu durum işgal altındaki toprakların çerçevesini değiştirdi ve bu adım asgari işgali getirdi. Konunun uluslararası hukuk bağlamında istişare etmek için de buradayız' diye konuştu.

'KEŞMİR KONUSUNDA DÜNYANIN UMURSAMAZ OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ'

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İslam aleminin birçok probleminin bulunduğuna dikkat çekerek, özellikle Keşmir ve Filistin meselesinin 75 yıldır sürdüğünü ifade etti. Keşmir'de uzun zamandır süren ve bir türlü çözülemeyen problemlerin daha da arttığını vurgulayan Karamollaoğlu, şunları kaydetti: 'Alınan BM kararları Hindistan'ı ve BM'yi pek ilgilendirmiyor gibi duruyor. Baskıların artması da bunun bir göstergesi. Keşmir meselesinde 75 yıldır maalesef bir mesafe kat edildiğini söyleyemiyoruz. Bu tabi gayret gösteren kardeşlerimizin gayretlerinden kaynaklanmıyor. Kendi menfaatlerinin tehdit altına girdiğini gören Batılı ülkeler adım atmaktan çekiniyorlar. Biz Keşmir konusunda dünyanın hiç de umursamaz olduğunu görüyoruz.'

'İSLAM ÜLKELERİ BU KONUYU AJANDALARININ BAŞINA YAZSAYDI SORUN ÇÖZÜLÜRDÜ'

İkinci Dünya Savaşı'nın ardından İngiltere'nin çekildiği topraklarda kamuoyu kararlarını baz alındığına dikkat çeken Karamollaoğlu, Keşmir'in ise bu hassasiyetin dışında kaldığını belirterek, şöyle konuştu: 'Keşmir'de yaşayanların yüzde 90 civarında Müslüman ve Hindistan'ın baskısı altında kalmayı istemiyor. Hindistan bu yüzden neredeyse orada nüfus kadar asker bulundurmaktan çekinmiyor. Bazı kanunlar ile de bunu daha da pekiştirmeye, kamuoyunun kararına önem göstermemeye başladılar.

İslam ülkeleri bu konuyu ajandalarının başına koymuş olsalardı bu sorun çözülürdü. Hindistan'a bir siyasi baskı uygulansaydı buna dayanamazdı diye düşünüyorum. Fakat bu konu bizde böyle olmadı. Türkiye olarak başta Erbakan Hoca olmak üzere bu konuya ehemmiyet verdiğimiz malumunuzdur. Bu konuda İslam ülkelerinin iki varlığı var. İslam İşbirliği Teşkilatı ki kendisinin varlığı ile yokluğu arasında fark bulunmuyor. Bir de Erbakan Hoca'mızın 7-8 ayda kurulmasına öncülük ettiği D-8'ler. İslam ülkeleri, D-8 ülkelerinin bile dertlerini kendilerine dert edinen bir yaklaşım gösteremediler. Öncelikle bu ülkelerin tamamının uyandırılmalarına vesile olacak girişimlere ihtiyaç var. Bu kuruşların Keşmir meselesini ajandalarının başına koymaları gereklidir. Keşmirli kardeşlerimizin 75 yıldır usanmadan bu konuyu gündemde tutmaya çalışmaları takdire şayan. Bu çabanın bundan sonraki nesiller tarafından da devam ettirilmesi hepimizin ümidi ve arzusudur' ifadelerini kullandı.

'HİNDİSTAN'A KARŞI MÜSLÜMAN ÜLKE LİDERLERİNDEN LİDERLİK TALEP EDİYORUZ'

Selamlama konuşmasını gerçekleştiren Azad Keşmir Meclisi Başkanı Abdul-Rasheed Turabi, 'Sayın Erbakan son 30-40 yılda Keşmir meselesini birçok kongrede dile getirdi. Müslümanlar açısından sorunlarını dile getirdi. Saadet Partisi ve ESAM da dile getirdi. Müslümanlar ile ilgili sorunları dünya gündemine getiren tek kuruluş olduklarını düşünüyorum. Liderimiz Necmettin Erbakan bize başkanlık etti. Bugüne kadar birçok kişi ile görüştük. Müslüman ülkeler arasında bir anlayış oluştu. Bizim uluslararası camiadaki duruşumuzu güçlendirdi. Her ne kadar raporlar olsa da OECD'nin, BM'nin kararları var, İngiliz Parlamentosu'ndaki münazaralar var fakat her şeye rağmen Hindistan duruşundan taviz vermiyor ve durumu kötüleştirmeye devam ediyor. Hindistan'a karşı Müslüman ülke liderlerinden liderlik talep ediyoruz. Bu zulmü durdurmanızı istiyoruz' dedi.

'ERBAKAN'IN DÜŞÜNCELERİ HÂLÂ UYGULANMAYA DEVAM EDİYOR'

Selamlama konuşmasını gerçekleştiren Pakistan Ankara Büyükelçisi Syed Atıf Rıza, 'Keşmir halkının 70 yıla yakın bir süredir Hindistan'ın işgali ve zulmü altında olduğunu görüyoruz. Necmettin Erbakan'ın rolünü tekrar anmak istiyorum. Kendisi Müslüman dünyasının en önemli liderlerinden birisi. Kendisinin düşünceleri, fikirleri hala devam ediyor. Bugün yaşadığımız sorunların hepsi Müslüman kardeşlerimizin kalbinde yer alıyor' diye konuştu.

'ERBAKAN'IN İSLAM LİDERLİĞİNİ TAKİP ETMELİYİZ'

Selamlama konuşmasını gerçekleştiren İran Ankara Büyükelçisi Muhammed Farazmand, 'Ayetullah Humeyni liderimiz ve halkımız Keşmir halkının sadık destekçileridir. Bu halkın kendi kaderini tayin etme hakkını birden çok yerde dile getirmiştir. Liderimiz Humeyni, 1997 yılında İslam Zirvesi'nde bir araya geldik. Bu zirvede Keşmir'den bir heyet ile bir araya geldik. İslam Örgütü sorumluluklarını yerine getirmemekte. Merhum liderimiz Necmettin Erbakan'ın İslam liderliğini takip etmemiz gerekli. D-8 bir yürütme toplantısı düzenleyerek, Keşmir meselesini ele alabilir' dedi.

'BÖLGEDE MÜSLÜMANLARIN HER ŞEYLERİ ÇALINIYOR'

Selamlama konuşmasını gerçekleştiren Dünya Keşmir Farkındalık Forumu Başkanı Ghulam Nabi Mir, Keşmir'de her özgürlüğün işgal altında olduğuna ve Keşmir'in dünya üzerinde bir cennete benzediğini belirterek, 'Biz hiçbir zaman Hindistanlılar ile bir arada olamadık hep bir baskı altında, tahakküm altında tutmak istediler. Kültürünüzün, ulusallığınızın Hintliler tarafından baskı altında tutulduğunu düşünün. Hintlilerin bizim geçim kaynaklarımızı da ele geçirdiklerini fark ettik. Kırsal bölgelerde yaşayan insanların birçoğu kayboldu. Hindistan'dan getirilen Hinduların bir kısmı için orada kamplar kuruldu. Müslümanlar ise orada topraklarını, ormanlarını kaybediyor. Madenleri çalınıyor. Kendilerine ait olan her şeyleri çalınıyor' ifadelerini kullandı.

'HİNDİSTAN HİKÂYELER İLE İŞGALİ MEŞRU HALE GETİRMEYE ÇALIŞIYOR'

Selamlama konuşmasını gerçekleştiren Tüm Taraflar Hürriyet Konferansı Üyesi Ghulam Muhammed Safi, Hindistan'ın sahte hikayeler ile gerçekleştirdiği işgali meşru hale getirmeye çalıştığına dikkat çekerek, 'Hindistan'a nasıl kendinize ait olmayan bir toprağı işgal ederseniz diye soruldu, cevap olarak ise Keşmir kralının 1947 yılında bir katılım belgesi imzaladığı söylenerek girildiği söylendi. Peki gerçekten bir katılım belgesi var mıydı? Britanyalı tarihçiler böyle bir belgenin hiçbir zaman olmadığını belirttiler. Hindistan burada bir takım hikayeler oluşturarak işgali meşru hale getirmeye çalışıyor. BM bir takım kararlar aldı. Keşmir bölgesindeki halkın kendi kararlarını alma hakkı verildi. Hindistan'ın oluşturduğu hikayeler havada kaldı fakat Hindistan yeni bir hikaye ile ortaya çıkararak, referandum yapmada kararlıyız dedi fakat Pakistan bir ittifak kurduğundan dolayı bu kararından vazgeçti. Pakistan'ın ittifak kurması nasıl Keşmir bölgesini etkiler sorularına neden oldu. Hindistan hikayesini değiştirmeye devam ediyor' diye konuştu.

'HİNDİSTAN ASKERİ VE POLİSİ TECAVÜZÜ BİR SİLAH OLARAK KULLANIYOR'

Selamlama konuşmasını gerçekleştiren Tüm Taraflar Hürriyet Konferansı Üyesi Shamim Shawl, Keşmir'de kadın ve çocuk haklarının işgalciler tarafından birçok alandan çiğnendiğine dikkat çekerek, 'Keşmir halkının hakları askıya alınmış durumda. Bu durum BM'nin İnsan Hakları anlaşmalarına aykırı durumda. Vatanımızı işgal eden devletler bu hakları işgal ediyorlar. İnsan Hakları dernekleri, Kadın Hakları dernekleri, Çocuk Hakları derneklerinin dikkatini çekmeli. Uluslararası incelemelere baktığımızda, oluşturulan beyannamelere baktığımızda birçok durumda kadın ve çocuk haklarımız gündeme getiriliyor. BM'nin belgelerine baktığımızda failler azınlık olarak algılayarak mağdurlar azınlıkların içerisinde olduğu için bu şiddeti haklı görüyorlar. Hindistan polisi ve ordusu tecavüzü Keşmir halkına karşı bir silah olarak kullanıyor. Bu durum da şiddetin tırmanmasına neden oluyor. Kocaları öldürülen kadınlarımız ne hükümetten ne de dünyadan destek alamıyor. Keşmir kadınları işgal tankları altında en çok ezilenler oluyor. İşgal konusu birçok açıdan ele alındı ama kadın hakları konusunda çok fazla ele alınmadı. Bizim her şeyden önce bu insanların trajedilerini duymamız gerekli' dedi.

'İŞGAL, ASLINDA MANEVİ VE ENTELEKTÜEL BİR TECAVÜZ'

Selamlama konuşmasını gerçekleştiren Dünya Keşmir Farkındalık Forumu Genel Sekreteri Ghulam Nabi Fai, 'BM Hindistan Heyeti, Güvenlik Konseyi'nde bir konuşma yaptı ve şunu söyledi. Keşmir ne Hindistan'da ne de Pakistan'da kalmayacak, bunun kararını Keşmir halkı verecek dedi. Ben ise bunu Keşmir halkına öğrettiğim ve uygulanması için çalışırken suçlandım ve bundan 42 yıl önce vatanımdan ayrılmak zorunda kaldım. Vatanınızı kaybettiğinizde aslında bir taşınmazdan daha fazlasını kaybediyorsunuz. İşgal kuvvetleri bizim vatanımıza ayak bastığı zaman direkt siz suçlu oluyorsunuz. İşgal kuvvetleri de sizin kültürünüzü, inandıklarınızı yıkmaya çalışıyor. İşgal, aslında manevi ve entelektüel bir tecavüz. İşgal aslında Keşmir'in her şeyini yerle bir etti. Bizim Hindistan'dan çok farklı bir kültürümüz vardı. Hindistan işgaline karşı direniş bir suç değildir' ifadelerini kullandı.

KEŞMİR MESELESİNDE ULUSLARARASI AKTÖRLER ELE ALINDI

Kongrenin 3'üncü oturumunda 'Jeopolitik dinamikler; Keşmir ve uluslararası aktörüler' başlığı ele alındı. Oturuma Prof. Kudret Bülbül başkanlık ederken, Quaid-i Azam Üniversitesi'nden Prof. Nazir Hüseyin, ODTÜ'den Dr. Taner Zorbay, MANTAQ Araştırma Merkezi'nden Farzana Yakub ve İslamabad Çatışma Çözüm Enstitüsü'nden Sabah Aslam katıldı.

DAYANIŞMA VE HUKUK İŞLENDİ

Kongresinin 4'üncü oturumunda 'Aktivizm, Dayanışma ve Hukuk' başlığı masaya yatırıldı. Oturuma Dr. Musa Budak başkanlık ederken, Uluslararası Devlet Suçları Girişimi'nden Nave Gordon, Al-Shabaka Üniversitesi'nden Zaid Shuaibi, araştırmacı yazar Mehmet Öztürk ve Kaliforniya Üniversitesi'nden Prof. Dr. Shaista Patel yer aldı.

SÖMÜRGECİLİK HER BOYUTUYLA MASAYA YATIRILDI

Kongrenin 5'inci oturumunda 'Uluslararası Hukukun Gözünden Sömürgecilikten Yerleşimci Sömürgeciliğe' başlığı işlendi. Hull Üniversitesi'nden Prof. Dr. Niaz A. Shah, Uluslararası İslam Üniversitesi'nden Muhammed Mushtag, Princeton Üniversitesi'nden Prof. Dr. Richard Falk katıldı.