Çin yönetiminden Şincan'daki (Doğu Türkistan) kamplarla ilgili hesap sorulmasının talep edildiği dilekçe, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne (BMMYK) iletilmek üzere bugün BM Türkiye Ofisi'ne sunuldu.
Türkiye'de yaşayan Uygurlar'ın yanısıra Türk vatandaşlarının da imzaladığı dilekçede, 'Bizler anneleri, babaları, eşleri, çocukları, kız ve erkek kardeşleri toplama kamplarında tutulan ve kendilerinden hiçbir haber alınamayan Doğu Türkistanlılarız. Çin'in toplama kamplarında tutulan ailelerimizi arıyoruz ve onları kurtarmaya çalışıyoruz' ifadesiyle Çin resmi makamlarından 2018'den bugüne hiç bir bilgi edinme taleplerine yanıt alınamadığı vurgulandı. Dilekçede, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Bachelet ve beraberindeki heyet tarafından Uygurlar konusunda Çin'e yapılacak ziyaret anımsatılarak, 'Çin, 2017 yılından itibaren Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki (Doğu Türkistan'daki) Uygurları kitleler halinde toplama kamplarına hapsetmiştir. Kampta tutulan ve sonra özgür dünyaya çıkmayı başaran kamp şahitlerinin anlattığına göre, tutulan insanlara akıl almaz zulüm, tecavüz ve sistematik işkenceler yapılmaktadır. Bu konu hakkında tarafsız araştırma kuruluşları tarafından yayınlanan çok sayıda raporlar mevcuttur ve şu an bölgede yaşanmakta olanlar 21. yüzyılın en büyük insan hakları ihlalleri olarak bilinmektedir. BM İnsan Hakları Heyeti'nin Doğu Türkistan'a 'kontrolsüz' ve 'doğrudan bir giriş' yapabilmesi ve hakikatin ortaya konulacağı bir tespit yapılabilmesi için ciddi bir beklentimiz ve talebimiz var. Çin'in Doğu Türkistanlılara yönelik dini ve etnik temelli işlemiş olduğu suçları, toplama kampları zulmünü araştırması ve Çin'e yaptırım uygulaması için bu ziyaret büyük önem taşıyor. BM Heyeti'nden ailelerimizi araştırmasını, onları sormalarını ve bulmasını, kamplardan kurtarmasını istiyoruz. Sadece bizim ailelerimiz değil toplama kampları utancına son verilerek bu kampların kapatılıp kadını erkek, çocuk her yaştan mağdurun kurtarılmasını talep ediyoruz. Birleşmiş Milletler, insan onurunu ve haklarını, barışı ve insan güvenliğini korumak amacıyla kurulmuştur. BM Güvenlik Konseyi üyesi olan Çin Halk Cumhuriyeti'nin toplama kampı kurması ve herhangi bir yargılama olmadan tamamen keyfi olarak insanları burada hapsetmesi tam da Birleşmiş Milletlerin kuruluş amacını yok saymak anlamına gelir. Tam da BM amacına, kurucu belgesine ve sözleşmelerine uygun bir süreç beklentisini içeren onbinlerce ıslak imzalı dilekçeleri ve internet imza beyanını ekte dikkatinize sunuyoruz. Üç yaşından 90 yaşına kadar her yaştan kadın ve erkeklerden oluşan ailelerimize kavuşmamız için elinizden gelen tüm çabayı tüm insanlık ailesi adına da istirham ederiz' denildi.
'Çin'in dini ve etnik temelli işlemiş suçlar araştırılmalı'
Toplama Kamp Mağdurları Platformu Başkanı Medine Nazimi, BM Türkiye Ofisi önünde dilekçeyi teslim etmeleriyle ilgili basın açıklamasında da, 'BM'den, Çin hakkında açtığımız davanın takibini yapması, kaybolan aile üyelerimizi bulmasını veya akıbetlerini Çin'den sorması yönünde taleplerimizi iletmek; topladığımız imzaları ve Türkiye'de yaşayan Uygur Türklerinin aileleriyle ilgili bilgileri onlara sunmak amacıyla burada bulunmaktayız' dedi.
Sözcü Mirzahmet İlyasoğlu da, 'BM İnsan Hakları heyetinin Doğu Türkistan'a kontrolsüz ve doğrudan bir giriş yapabilmesi ve hakikatin ortaya konulacağı bir tespitin yapılabilmesi için ciddi bir beklentimiz ve talebimiz var. Çin'in Doğu Türkistanlılara yönelik dini ve etnik temelli işlemiş olduğu suçları, toplama kampları zulmünü araştırması ve Çin'e yaptırım uygulaması için bu ziyaret büyük önem taşıyor' diye konuştu.
Türkiye'de yaşayan Uygurlar geçen yılın Ocak ve Şubat aylarında, Çin'in Ankara Büyükelçiliği'nin bulunduğu bölgede, baskıya uğrayan yakınlarından haber alamadıkları gerekçesiyle dünyaya seslerini duyurmak için nöbet tutmuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Ankara'da nöbet eylemindeki Uygurlar'a destek açıklamalarında bulunmuştu. Muhalefet partileri temsilcileri, Çin'in Uygurlar'ı nöbet eylemlerinde ziyaret ederek de destek vermişti.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de Michelle Bachelet ve beraberindeki heyetin önümüzdeki günlerde Çin'i ve Şincan bölgesini ziyaret edeceğini duyurmuştu.