Muslim Port Haber Merkezi | Yunus Emre Kaynak
Zalim Çin hükümeti Hui'de yaşayan Müslüman halkın üç büyük camisini tahrip ederek, kubbe ve minarelerini yıktı. Yenileme bahanesi ile yıkılan caminin yeniden inşa edilmeyeceği ortaya çıktı.
Ülke çapında Müslümanlar üzerinde başlatılan iki yeni kampanyanın Komünist Çin lideri Xi Jinping'in imzasıyla yürürlüğe alındığı belirtildi. İpek Yolu'nda antik bir kaynaşmadan doğan azınlık dilleri ve inançlarıyla dolu kızıl dağlar ve minarelerden oluşan bir araziyi Çin hükümeti yeniden şekillendirmeye başladı. Amaçlarının Han çoğunluklu Çin'den sonra, kentsel işlerle, maddi hayallerle, partiye ve liderine olan bağlılıklarıyla şekillenmiş bir gelecek şekillendirmek olduğu ifade edildi.
Bir zamanlar pek çok Müslüman cemaat için "Küçük Mekke" lakaplı Linxia kentindeki camilerden çıkan üç kişi, covid-19 salgını sırasında pek çok kişi evinde kalırken dini binaların ve camilerin kısmen yıkıldığını ayrı ayrı doğruladı. "Arap" ve "Körfez-Suudi" tarzında inşa edilen kubbe ve minareler, İslam'ın daha "Çin odaklı" versiyonunu tanıtma amaçlı Çin tarzı çatılarla değiştirilecekti.
Yerel bir otel işletmecisi olan 36 yaşındaki Ma Hassan, "Birden bire oldu." dedi. "Suudi tarzı mimariden arındırma, Araplaştırma politikasını ortaya attılar ve hepsi bu kadardı. Hükümet karar verdi."
"Onlar bizi kontrol ediyorlar' diyen, 55 yaşındaki Ma Zhongxian, sabah namazı sonrası verdiği demeçte, "ama çoğunlukla gelecek nesil etkilenecektir "dedi. Ya inançlarını kaybedecekler, ya da dini sulandıracaklar."
Müslüman Çocuklara Kuran Yasaklandı, Ezan Okumaya İzin Verilmiyor
Yetişkinlerin göreceli olarak ibadet özgürlüğüne sahip olduğunu, ancak komünist parti kadrolarının yeni devlet yönergelerine uygun olarak, Cuma namazına giren reşit olmayanların girmemesini sağlamak için camilerin önünde oturduklarını söyledi. Yaz Kur'an kurslarına bir çok Müslüman çocuğun katılımı yasaklandı. Ma, Müslümanların Linxia nüfusunun %60'ını oluşturmasına rağmen, ezanın "halk belası" denilerek yasaklandığını söyledi.
Hacca Gitmek ve Cami İnşaatı Yasak
Linxia şehrinden bir parti propaganda yetkilisi, merkezi hükümetten Kansu'da "Araplaştırma, Suudileştirme ve Pan-İslamlaştırma" ile mücadele ve Mekke'ye her yıl yapılan İslam ibadeti olan hac ve cami inşasının kısıtlanması için emir aldıklarını doğruladı.
Yetkililerin Kansu'ya yaklaşımı hakkında konuşan yetkililer, Uygur azınlık Müslümanlarının "yeniden eğitim" için topluca gözaltına alındığı, daha sonra ya cezaevlerine taşındığını belirtti.
Sakal bırakma, aile üyelerinin yurt dışındaki aile fertleri ile görüşmesi veya telefonlarına WhatsApp'ın yüklenmesi gibi suçlardan düşük ücretli fabrikalara gönderildiği belirtildi.
İslami Mekanlar Yerle Bir Ediliyor
Birçok İslami mekan yerle bir edilerek yerine "Çin odaklı" yenilenmiş binalar inşa edildi. Koronavirüs pandemisi sırasında Müslümanları virüsü yaymak ile suçlayan Zalim Çin, Müslümanların evlerinden çıkmasını yasakladı ve çoğunu kamplara götürdü. Bu sırada başlattığı ahlak dışı kampanya gereği cami ve İslami mekanlara zarar vererek birçoğunu yerle bir etti. Yenileme bahanesi ile yapılan inşaat çalışmaları ise her seferinde yıkımla sonuçlandı.
Köylerde Propaganda Çalışması Yapılıyor
Ocak 2019'dan bu yana kamu petrol ve gaz şirketi adına çalışmak üzere gönderilen Xiamen'li Yang Cheng, asıl işinin tabandan gelen bir parti teşkilatı kurmak olduğunu söyledi. Köylüleri parti politikaları konusunda eğittiğini ve parti kurallarına uygun olarak bağlandıklarında dinlerinden feragat edecek yeni, genç parti üyeleri yetiştirmeye çalıştığını belirtti. Cheng, şimdiye kadar 315 köyün 19' unun parti üyeleri olduğunu söyledi.
'Çocukların Artık Din Eğitimi Yok'
Son yıllarda yerel okullar Çince öğrenimini zorunlu kıldı ve öğrencilerin Ramazan ayında oruç tutmak gibi dini faaliyetlere katılmalarını yasakladı. Bu konuyla ilgili konuşan propagandacı Cheng "Çocukların artık din eğitimi yok" dedi.
Fakir Halkın Din ve Kültürü Sömürülüyor
Los Angelas Times gazetesinin yeni yapılan köy evlerinden birine ziyaretinde, 67 yaşındaki Maruru adında bir kadın yerel dillerini 3 yaşındaki torunu Hassan ile konuştuğunu belirtti. Büyük kardeşleri okula başladıktan sonra Çince konuşmaya başladıklarını söyleyen Maruru, yerel dillerini muhtemelen çok geçmeden tamamen unutacaklarını söyledi. Ama Maruru daha çok para konusunda endişeli olduğunu söyleyerek, 'Linxia ve Lanzhou'da iki büyük torunum var. Gelini, yoksulluğu azaltma projesinde günde 9 dolar kazanıyordu. Oğlu günde 27 dolar kazanan göçmen bir işçiydi.' dedi. Paranın yeterli olmadığını söyledi.
72 yaşındaki kocası Mawumaile ise verdiği demeçte: "Bizim kültürümüz yok. Sadece yeterince yemek istiyoruz. Dağlarda koyun güderek büyümüş ve hiç okula gitmemişiz. Şu anda tek istediğim torunlarımın bir eğitim ve gelecek sahibi olması.
Tüm bunlar konuşulurken parti propagandasından biri odada oturuyordu ve başını sallayarak fakir köy halkını onayladı.
Yerel halkın öğrencilerine yönelik bir meslek okulunda 18 yaşındaki gençlerden biri olan Ma Guodong, "Yeterince sıkı çalıştığınız sürece, güneş yoğun bulutların arasından hayatınıza parlayacak" ve " Başarısızlık, denememek kadar kötü değildir. Herkesin bir çabalama süreci vardır ... " diyerek açıklamada bulundu.
Zalim Çin hükümetinin genç ve körpe zihinler üzerinde propaganda faaliyetlerine hız kesmeden devam ettiği bir kez daha ortaya çıktı.
'Henüz Sincan Kadar Kötü Değiliz, Ancak…'
Yeni kuşakta dil ve din kaybolurken, daha yaşlı sadıklar sessizlik içinde yaşamaya devam ediyor. İş adamı Ma Zhongxian, Linxia şehrine döndüğünde, geçen yıl Sincan'ı ziyaret ettiğini ve dini kıyafet ve camilere girişte daha katı kısıtlamalar ve çok daha güçlü bir güvenlik devleti gördüğünü söyledi.
"Henüz onlar kadar kötü değiliz," dedi, ancak Kansu'nun yakında aynı yöne gidebileceğinden şüphelendiğini belirtti. Yerel yetkililer "güvenlik nedeniyle Müslümanları kontrol etmeleri gerektiğini söylüyor' dedi.
'Müslümanların yaşadığı her yer aynı. Bizi sadece Linxia şehrinde değil, tüm ülkede kontrol ediyorlar' dedi. 'Elbette korkuyorum ama ne yapabilirim? Yapabileceğim tek şey kendi inancımı korumak.'