Muslim Port Haber Merkezi

Çeçenistan‘ı özgürlüğe kavuşturan Cevher Dudayev, Çeçenistan‘ın Yalho köyünde doğdu. 23 Şubat 1944‘te Sibirya‘ya sürgün edilenlerin arasına katıldığında henüz, annesinin kucağında, 15 günlük bir bebekti.

Çocukluk yılları Sibirya bozkırlarında çok güç şartlar altında geçti. Orta öğrenimini Sibirya‘da tamamladı. 1962 yılında Tambov Askeri Pilot Yüksek Okulu‘ndan, 1966 yılında da "Uzak Mesafe Uçakları Pilot ve Mühendis Yetiştirme Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. 1974 yılında Gagarin Hava Harp Akademisi‘ni de bitiren Dudayev, 1. Sınıf pilot ve mühendis unvanını kazandı. SSCB hükumeti tarafından kendisine ‘12 madalya verildi. Tümgeneralliğe yükseldi. Sovyet tarihinde stratejik hava kuvvetlerinde tümen komutanı olmayı başaran ilk Müslüman olarak adından bahsettirdi.

Moskova'nın Emrini Dinlemedi


1989‘da Estonya‘da stratejik hava kuvvetleri filoları komutanlığında görev yaparken Baltık Ülkelerinde başlayan bağımsızlık hareketlerinin kuvvet kullanılarak bastırılması için Moskova‘dan emir aldı. Ancak bu emri yerine getirmedi ve adı isyancı generale çıktı. Moskova bu itaatsizliği hazmedemedi ve Dudayev, ceza olarak askeri birliği ile birlikte Grozni‘ye sürgüne gönderildi. 1990 yılının Mayıs ayında görevinden istifa etti. Rusya bu "isyancı" komutanın önderlik edeceği birçok olaya gebeydi.

Kasım 1990‘da toplanan Çeçen Halkının Kurultayı‘na davet edildi ve sonradan "Çeçen Milli Kongresi" adını alan bu halk meclisinin icra kurulu başkanlığına seçildi.

Çeçenistan Cumhurbaşkanı Oldu


19-21 Ağustos 1991‘de Gorbaçov‘a karşı girişilen başarısız darbe teşebbüsü sırasında darbecilerin karşısında yer aldı.Sonrasında, darbecilerle işbirliği yapan Çeçen-İnguş Cumhuriyeti Hükümeti‘ni düşürmek için başlatılan halk hareketinin başına geçti. Demokratik güçler, aydınlar ve tüm Çeçen halkı kendisini destekledi. 27 Ekim 1991‘de yapılan seçimlerde % 85 oranında oy alarak Çeçenistan Cumhurbaşkanlığı‘na seçildi.

Rus İşgaline Karşı 'Cihad' Emrini Verdi


Cahar Dudayev, Rusya‘nın 11 Aralık 1994 tarihinde Çeçenistan‘a karşı başlattığı askeri harekete karşı halkına "Cihad" emrini verdi. Böylece Çeçenistan karşı saldırılara geçti. Dudayev‘in önderliğindeki Çeçen halkı, iki yıla yakın bir süre devam eden bağımsızlık mücadelesi verdi.

Dudayev'in Şehadeti

O zamanlar Moskova`da ise Verhovniy Sovyet`in (eski Sovyet Parlamentosu) ortadan kaldırılması ve Devlet Duma`sının oluşturulması ile meşguldüler. İlk uykudan uyanan ise seçimlerden sonra Devlet Duması oldu. 25 Mart 1994 tarihinde Duma şöyle bir karar çıkardı. "Rusya federal organlarının Çeçenistan devlet organları ile siyasi ilişkilerin yoluna koyulması gerekiyor."

Buna eş zamanlı olarak Çeçenistan`ın bazı ilçelerinde Dudayev aleyhtarı muhalif gruplar güç kazanmaya başladı. Muhaliflere Kremlin tarafından her türlü maddi destek sağlanmaktaydı. Artan istihbarat akışı Rusların Dudayev'i tasfiyesini uygulamasını ve direnişi zaafa uğratma çabalarını gerçekleşmesini sağladı.


Cahar Dudayev 21 Nisan 1996‘da bir suikast sonucu şehid oldu. Vefatının ardından Rus asıllı eşi Alla Dudayeva, Cahar Dudayev‘in mücadelesini anlatan "Milyon Birinci" isimli kitabını yazdı. Kitap, Türkçeye de çevrildi.

Dudayev‘in şehid edilme anı katil işgalci uçaklarının kamerasından böyle görüntülenmişti.

Şehid Dudayev'in Ardından Bıraktığı Önemli Sözleri


-Üzerimdeki üniformam kefenim, şehadete talibim. Şehitliği rütbe ve şeref kabul ediyorum. Kanımın son damlasına kadar ülkemin bağımsızlığı ve milletimin hürriyeti için savaşmaya hazırım”.

“Ben o acı dolu günlerin, o insanlık faciası sürgünün çocuğuyum”.

-Türkleri çok seviyorum. tarih boyunca kahramanlıklarıyla, cesaret ve atılganlıklarıyla kendilerini kabul ettirmişlerdir. Milli ve manevi değerlerine bağlıdırlar. dostluklarına güvenilir, düşmanlıklarından korkulur…

-Savaşa karşıyım ancak haksızlığa karşı savaşmak karakterimdir.

-Bana göre haksız güç zulümdür, güçsüz hak ise mağdurdur. Haksız gücün karşısında, güçsüz hakkın yanında olmak benim inancımdır. 13 yılım sürgünde geçti. Baskılar, açlık ve sefaletin yanında sürgünde vatandan ayrı kalmanın verdiği ıstırabı hep içimde hissettim. Ben o ruhla yetiştim ve hayatımın her anında halkıma yapılan bu zulmü hep hatırladım.

-Şahadete talibim. Şehitliği rütbe ve şeref kabul ediyorum. Kanımın son damlasına kadar ülkemin bağımsızlığı ve milletimin hürriyeti için savaşmaya hazırım.

-Şimdi gururla söylemek istiyorum ki, çeçenler tarih boyunca Türklere bağlı kalmışlar ve tarihin hiçbir döneminde ihanet etmemişlerdir.

-Türkiye hem Türk dünyasının, hem de islâm aleminin ümit ışığıdır. Bu ışığın sönmesi hem islâm aleminin, hem de Türk dünyasının karanlığa gömülmesi demektir!

-Tarih boyunca İslâm alemi türklerden faydalanmıştır. Türkler güçlü oldukça islâm alemi rahat ve huzur içinde olmuştur; zayıfladıkça, islâm alemi ezilmiş ve horlanmıştır. Türkler islâm’ın koruyucu gücü olmuşlardır.

-Ancak ne yazık ki, bazı islâm ülkeleri, emperyalist güçlerin oyununa gelerek Türklere ihanet etmişlerdir. Türklere ihanet ederek arkadan vuranlar belasını bulmuştur. bugün bazı islâm ülkelerindeki çıkmazlar ve sıkıntılar, bu tarihi hatanın bedelidir.

-Son Çeçen canını vermeden Ruslar ülkemize hakim olamaz.

-Rus emperyalizmine boyun eğmek kader değildir.Kuzey Kafkasyalıların birlik ve özgürlük gibi doğal ve siyasi hakları vardır.Bu talepler gündeme getirilmedikçe Kuzey Kafkasyalılar günden güne yok olacaklardır.Çünkü bu düzen emperyalizmin düzenidir.

-Rusizm, ırkçılık ve Faşizmden daha beter yeni bir ideolojidir.

Eşi Alla Dudayeva'nın Şehadeti Üzerine Yazdığı Mektup

19 yıl önce, bir Rus füzesiyle hayatını kaybeden Dudayev'in anısına eşi Alla Dudayeva aşağıdaki mektubu yazmıştı:


“Özgürlük şövalyesi

21 Nisan 1996'da bir bahar günü, Gehi-Çu dağlık köyünde Çeçen halkının yakın tarihindeki kayıp verilen anı günü oldu. Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti'nin Birinci Devlet Başkan Cohar Dudayev dağlarını kucaklayarak, ana toprağına düşerek ebediyete yürüdü. Güdümlü Rus füzesinin darbesi ile yeşil ve taze otlar karardı, parıl parıl parlayan beyaz yaprakları kana boyandı. Uzun süre onu gizleyen dağları ve ormanları, tüm Çeçen toprağı onu kollarına aldı.

Cohar'a ölüm getiren hainliğe lanet olsun. Yeltsin başkanlığındaki büyük devlet hükümeti 'asi' Çeçen devlet başkanının yok etmek için en son uzay teknolojisini kullandı. Dedelerinin ruhuna sadık olan O ise, onlara sadece gülümsedi ve ölümden korkmadı! Çünkü onun için en yüksek şeref vatanının özgürlüğü için hayatını vermekti. O vatanını fedakarlıkla sevdi ve Çeçen savaşçılara hayrandı. Cohar "Onların her biri-bin değerinde" diyordu ve haklıydı.

Hainleri gördüğünde çok üzülüyordu. Nefes nefese "Bunlar Çeçen değil" diyordu. "Gerçek Çeçenler annesini, perişan vatanını satmaz. Bunlar ise sahiplerinin peşinden Çeçen topraklarından kaçıyor."

Onlar onun öldürülmesine yardım ettiler. Ama tüm ezilen halkların özgürlük sembolü olan Cohar'ı öldürmek mümkün mü? Dünyada onun adı onlarca cadde ve meydana verildi. Ve suçsuz yere öldürülen, esir kamplarında işkence edilen, tanklarla ezilen, bombalarla havaya uçurulan kadın ve çocukların kanının intikamını almaya feryat ediyor!

Karabağ'ın Azerbaycan'a Entegrasyonu Nasıl Olacak? Karabağ'ın Azerbaycan'a Entegrasyonu Nasıl Olacak?

"Ama su değil insan kanı…" Litvanya, Letonya, Estonya, Gürcistan ve Ukrayna'nın ardına bakınız, eski ve ünlü Kafkasya yükseliyor!

Rusya imparatorluğu kötülük ve yalanla mahvoldu! Şanlı Cohar şehrinde, beton sığınaklardaki gelip geçicilerin günleri sayılı. "Siz de, toprakta haşaratın yaşadığı gibi kendi asrınızı yaşıyorsunuz, hakkınızda hikâyeler anlatılmayacak, hakkınızda şarkılar söylenmeyecek." Ama Cohar kesinlikle dönecek… Tabii ki eğer bizler, onun yaptığı gibi zafer için elimizde olan her şeyi yapabilirsek, bir mucize yaratabilir ve mümkün olmayanı gerçekleştirebiliriz. O Çeçenleri boşuna sevmedi ve boşuna güvenmedi. Gururla onları 'Sayın Halk!' olarak adlandırdı. Şimdi sıra bizde… Biz hepimiz birlikte Coharız!”