Türkiye ve Çin arasında 2017 yılında imzalanan "Suçluların İadesi Anlaşması" Çin Ulusal Konseyi tarafından oylanarak kabul edildi. Bu anlaşmanın Çin tarafınca resmileştirilmesi, Uygur diasporasını endişelendiriyor ama en çok da Türkiye'de yaşayan 50 binden fazla Uygur'u…
Doğu Türkistan Milli Meclisi Başkanı Seyit Tümtürk, 1945 yılında yaşanan Boraltan faciasını hatırlatarak Türkiye Meclisi'nin böyle bir anlaşmayı onaylamayacağına inanıyor.
"Doğu Türkistan meselesinde biz de aynı Boraltan faciasındaki gibi bir endişe yaşıyoruz. Çünkü uluslararası ilişkiler, siyasi ve ticari menfaatler ne getirir bunu kimse kestiremez. Her ne kadar Meclis'e ve Cumhurbaşkanına güvensek de ciddi tedirginlik içerisindeyiz. Geçtiğimiz yıllarda buna benzer söylemler ve eylemler binlerce mazlum Doğu Türkistanlının Avrupa'ya kaçmasına neden oldu. Umarım bu anlaşma kısa süre içerisinde çöpe atılır".
"Türkiye, Doğu Türkistan Meselesinde Eksen Kayması Yaşadı"
Doğu Türkistan meselesinde Türkiye'nin ilk zamanlar adaletli bir politika izlediğini söyleyen Seyit Tümtürk, son yıllarda eksen kayması yaşadığını düşünüyor. Tümtürk'e göre bunun altında yatan sebep Türkiye'nin kendi toprak güvenliği ve ülke bütünlüğünü korumak istemesi.
Ama yine de Türkiye'nin Batı Bloku'ndan koparak Çin, İran ve Rusya'ya yaklaşmasını doğru bulmuyor Doğu Türkistan Milli Meclisi Başkanı.
Bir diğer kızgınlığı da Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek'in "30 bin Doğu Türkistanlı Suriye'de Mehmetçiğe kurşun sıktı" açıklamasına. Doğu Perinçek'in bu açıklamaları kendi ticari ve siyasi menfaatleri nedeniyle yaptığını dile getiriyor Seyit Tümtürk.
"25 Aralık'ta Doğu Perinçek '30 bin Doğu Türkistanlı Suriye'de Mehmetçiğe kurşun sıktı' diyerek bir yalana imza attı. Aslında kendisinin Mehmetçiğe kurşun sıkan PKK ve Apo'yu Beka'da yakın ilişkiler içinde ziyaret ettiğini biliyoruz. Adeta Çin'in sözcülüğü ve misyon şefliğine soyunmuş olan Doğu Perinçek'in bu yalanla birlikte bizleri ciddi bir kaygıya sevk ettiğini biliyoruz. Buradaki amaç ABD'nin geçtiğimiz ay içerisinde Doğu Türkistan İslam Partisi'nin terör listesinden çıkarması ve batılı ülkelerin de böyle bir girişimde bulunmasının önüne geçerek Türkiye'de Doğu Türkistan İslam Partisi'nin terör listesinde kalmasını sağlamak. Bu yalanı bu yüzden uydurduğunu tahmin ediyorum".
''Türkiye Bu Anlaşmaya Onay Verirse Muhtemel Katliamların Altından Siyaseten Kalkamaz''
Kısa süre önce 'Kamp ve işkence yok' diyen Çin'in eğitim adı altında işkence kamplarını kabul ettiğine dikkat çeken Seyit Tümtürk, bu noktada ABD'nin savaşmadan sadece insan haklarını önceliyerek Çin ile ilgili politikalarını desteklediğini ifade ediyor ve benzer kararları dünya ülkelerinden de bekliyor. Doğu Türkistanlı siyasetçi Seyit Tümtürk, Türkiye'nin de bu anlaşmaya onay vermesi halinde, Doğu Türkistanlılara yönelik muhtemel katliamların altından siyaseten kalkamayacağını da sözlerine ekliyor.
14-15 Mayıs 2017'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çin'de birçok ülkenin devlet veya hükümet başkanlarının iştirak ettiği "Kuşak ve Yol Uluslararası İşbirliği Forumu"na katılmıştı. Bu forumdan sadece bir gün önce Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında Türk ve Çin heyetleri arasında ikili görüşmelerde bulunuldu.
Görüşmeler kapsamında, Türkiye Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi 'Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Arasında Suçluların İadesi Anlaşması' nı imzaladı.
Ancak bu anlaşmaya rağmen Türkiye, Doğu Türkistan'daki durumdan dolayı endişesini dile getiren tek Müslüman ülke. Ankara son olarak şubat ayında Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi'nde de bu konudaki eleştirilerini ifade etmişti.
Çin Konsolosluğu Önündeki Protestolar 10. Gününde
Öte yandan Türkiye'deki Uygurların Çin'in İstanbul Konsolosluğu önündeki eyleri de sürüyor. Eyleme katılanlar, "Doğu Türkistan'da kaybolan ailelerimizin akibetlerini öğrenmek için 10 gündür İstanbul'daki Çin Başkonsolosluğu önündeyiz. Türk medyalarını sesimizin duyurulmasına yardımcı olmaya çağırıyoruz." açıklamasında bulundu.
muslim port, euronews