Filistin Ulusal Konseyi'nin 17 Nisan'ı İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklulara destek için "Filistin Esirler Günü" ilan ettiği 1974'ten bu yana her yıl çeşitli etkinlikler, eylemler ve sempozyumlarla tutuklular meselesi gündeme getirilmeye çalışılıyor.
FKÖ'ye bağlı Esir İşleri Heyeti ile Filistin Esirler Cemiyeti'nin son raporlarına göre, İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutukluların sayısı 5 bin'e ulaştı.
Raporlarda tutukluların 130'sinin çocuk, 41'inin kadın, 6'sının milletvekili, 500'ünün idari tutuklu ve bin 700'ünün ise hasta olduğu belirtildi.
Tutukluların 12'sinin en az 30 yılını, 25'inin en az 25 yılını, 48'inin en az 20 yılını İsrail hapishanelerinde geçirdiği ifade edilen raporlarda, Kerim ve Mahir Yunus'un 35 yıldan fazla hapiste kaldığı için en eski tutuklular olduğu kaydedildi.
ŞEHİD OLAN ESİRLER
İsrail cezaevlerinde 1967'den bu yana hayatlarını kaybeden Filistinli tutukluların sayısı ise 214'e ulaştı.
"Esir şehitler" olarak isimlendirilen bu tutuklulardan 72'si İsrail sorgu memurlarının elinde işkence altında, 60'ı tıbbi ihmal, 7'si askerlerin ateş açması, 75'i kasıtlı öldürme ve tasfiye operasyonları sonucu yaşamını yitirdi.
ESİR YAKINLARININ SIKINTILARI
Tutuklulara yönelik ihlaller, sadece bunlarla sınırlı kalmıyor. İsrail Hapishaneler İdaresi, "güvenlik güçlerinin izin vermediği" gerekçesiyle aileleri, tutuklu yakınlarını ziyaret hakkından mahrum bırakıyor.
Sadece anne, baba, kardeş ve çocuk gibi birinci dereceden yakınlara izin çıkaran Hapishaneler İdaresi, bu yakınların da kimisine izin verirken, kimisine vermiyor. İdarenin Filistinli bir tutuklu için çıkardığı izinler yılda 15 günü geçmiyor.
Görüş izni alan tutuklu yakınları, İsrail askerlerinin sıkı kontrollerinden geçiyor. Bazı ziyaretçiler, bu uygulamaların çıplak denetimlere kadar varabildiğini belirtiyor. Rahatsız edici bir kontrol sürecinin ardından yakınlarını görebilen aileler tutukluyla, aralarında bulunan bir camın iki tarafındaki telefon aracılığıyla iletişim kuruyor.
TUTUKLULUK AŞAMALARI
Filistin Esirler Cemiyeti Sözcüsü Emani Serahane, tutukluların gözaltına alındığı ilk andan itibaren darp ve işkenceye maruz kaldığını belirtiyor.
Gözaltı sırasında yüzde 60'ının işkence gördüğünü aktaran Serahane, son iki yılda çok sayıda Filistinliye gözaltı sırasında ateş açıldığını, kimisinin olay yerinde, kimisinin ise yaralanarak kaldırıldıkları İsrail hastanelerinde hayatını kaybettiğini aktardı.
Sorgu esnasında da psikolojik ve fiziksel işkence uygulandığını ifade eden Serahane, "Gözaltına alınanlar sorgunun ardından mahkemelere sevk ediliyorlar. Mahkemeye gidiş yolculuğu ise tam bir işkence. Esirleri nakil için kullandıkları araçlarda kelepçeli olarak demir oturaklar üzerine konuluyorlar. Uzun süre bu şekilde yolculuk yapan tutukluların temel ihtiyaçlarını gidermelerine izin verilmiyor. Bu zaman zarfında yemek de verilmiyor. Bu uygulama yaş farkı ve sağlık durumu gözetilmeksizin herkese uygulanıyor." dedi.
Serahane ayrıca İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da düzenlediği operasyonlarda günde yaklaşık 10 Filistinlinin gözaltına alındığını söyledi.
ÇOCUK ESİRLER
İsrail'in tutuklulara yönelik uygulamalarında büyük küçük farkı da gözetmediğini belirten Serahane, "Filistinli tutuklu çocuklar İsrail hapishanelerinde en küçük haklarını dahi bulamıyorlar." diye konuştu.
Serahane, Filistinli çocukların erişkin tutuklularla aynı yöntem ve muamelelere maruz kaldığını, bu durumun psikolojilerine büyük yansımaları olduğunu, serbest bırakıldıktan sonra bile bu etkilerin devam ettiğini dile getirdi.
İDARİ TUTUKLULUK
İsrail, "idari tutukluluk" adını verdiği uygulamayla Filistinlileri istihbarata dayalı olarak 1 ila 6 ay alıkoyabiliyor. Tutuklunun, "İsrail'in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine" karar verilmesi halinde askeri hakim, suç isnadında bile bulunmadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor. Filistinliler İsrail'in bu uygulamasını "keyfi tutukluluk" olarak isimlendiriyor. Resmi verilere göre İsrail hapishanelerinde halihazırda 500 Filistinli idari tutuklu bulunuyor.