Ağustos'un başından itibaren Afganistan konusunda çokça yazı kaleme aldım, röportaj verdim, istatistik yayınladım ve pek çok sosyal medya paylaşımı yaptım. İstedim ki tarihi, kültürel ve özellikli bir parçamız olan, hikayemiz de derin izleri olan bir coğrafyada birkaç Siyonist'in oyununa gelmeyelim istedim. Trump sonrası yeni ABD siyasetinin oyunu ile Asya'nın kalbinde sökülmeyelim, Kabil Havalimanı'na sıkışarak arada ezilmeyelim ve refüze olmayalım istedim. Rusya'nın, Çin, Fransa ve ABD'nin oyun kurduğu araziden çekilmeyelim ve Müslüman Afganistan halkına sahip çıkalım. Çünkü Anadolu'nun ve İslam beldelerinin müdafaasının Afganistan'dan başladığını iyi biliyorum. İslam ve Türk İslam medeniyetinin çelikten duvarı oradan başlıyor. Düşmanlarımızın iyi ezber tutup, iyi strateji kurduklarını görüyoruz. Bu onların güç ve kuvvetinin bir sonucu değil, bu bizlerin önceliklerini ıskalamaları ve bizi var eden medeniyet aksının temel umdelerini ihmal etmemizden kaynaklanıyor. Bulunduğumuz medeniyet aksı bizi dindaşlık, soydaşlık temelinde pek çok konuda sorumlu kılıyor. Cihan Penah 'Alemin Sığınağı' sıfatına layık görülmüş medeniyetimiz, bu sıfatı uzun bir tarihsel sürecin sonucunda kazandı, bugün ve bundan sonra buna layık olmak zorundadır. Büyük idealler sahibi olmak, büyük sorumluluklar getirir. İsmet Özel'in 'Kalın Türk' kavramsallaştırması tamda burada bir anlam kazanarak büyük sorumluluğun bir ifadesine dönüşüyor.
Afganistan sürecinde kısa zaman içinde devlet ve devlet dışı kuruluşlar oldukça yapıcı ve etkili bir zihinsel pozisyona kavuştular hamd olsun. Küresel propaganda ile ülkemizi 'Yeni Küresel Afganistan Stratejisinin' dışına atacaklardı ki; topyekûn adımlarla bu oyunu savuşturmuş olduk. Özellikle Oğuzhan Asiltürk ağabeyimizin vefatından hemen önce Afganistan halkına gönderdiği tarihi mektup Taliban heyetinde çok derin bir karşılık bulmuş oldu. Bu mektubun ardından Türkiye'nin Afganistan'dan uzak tutulması konusundaki propaganda etkisizleşmiş oldu. İlgili birimler eliyle karşılıklı görüşmeler şu an oldukça iyi durumda. Çok önemli başlıklarda yapılan destek önerileri şu an Taliban tarafından değerlendiriliyor.
Görünen o ki; 21 yıllık işgalin ağır faturası şu an Afgan halkı için en büyük tehdit. Orta uzun vadede Afganistan; kalkınma ve inşa temelli desteklere muhtaçtır. Üretme ve kendisine yetme becerisine sahip olmasını teminen yapılacak yardımlar öncelikli olsa da bugün savaş ve işgal sebebiyle ciddi ve travmatik bir yoksulluk içindedir. Kışın kendisini hissettirdiği şu günlerde ağır kış şartlarına büyük bir yokluk içinde adeta sürüklenmektedir. Uluslararası istatistikler bu korkunç manzarayı tanımlamaktadır. 33 milyon nüfusun 20 milyonu acil insani yardıma muhtaç durumdadır. Yirmi milyonluk muhtaç sayısının 14 milyonu kadın ve çocuktur. % 50'ye yaklaşan yoksulluk oranı temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak bir kitleyi ifade etmektedir. Devlet ve hükümet gücü olmayan ülkede bir sosyal politik sistemin ve sosyal yardım mekanizmasının olmadığı da bir gerçektir. Bu haliyle bu devasa yoksul nüfus kısa planda acil insani yardıma muhtaçtır. Savaşın yarattığı yan travmalarla birlikte düşünüldüğünde durum tehdit edici bir mahiyettedir. Bugün Taliban'ın mahiyetini tartışmanın ötesine geçilerek Afganistan halkına ivedilikle bir yardım programı başlatılmalıdır; demiştik ve ülkemiz STK'larını 'Afganistan'a Acil Yardım Programı'na davet etmiştik ki MİD 'Milletlerarası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi' ve USSAP adına dün aldığımız bir toplantı daveti ile bu çağrıya cevap geldi. İDSB İnsani Yardım Platformu (İYP); İç İşleri Bakanlığı AFAD Başkanlığı koordinasyonunda Uluslararası bir Afganistan Yardımları İstişare Toplantısı çağrısı yaptılar. Bizden' de bu uluslararası toplantıda 'İnsani Yardım Ekseninde Afganistan'da Türkiye'nin Rolü' başlıklı bir konuşma talep ettiler. Kamu ve STK'ların birlikte sürdürdüğü bu toplantının yapılmasına ve büyük hacimli tamamlayıcı, destekleyici bir insani diplomasi ve yardım çalışmasına başlanmasına çok mutlu oldum. İDSB İnsani Yardım Platformu (İYP) istişare toplantısı, Afganistan'a yapılacak yardımın gerekçe, mahiyet ve yöntemi konusunda yaptığı toplantı Başkan Sn. H. Musab Aydın Bey'in konuşması ile başladı.
Gerekçelendirme başlığı altında iki isme söz verildi. İDSB konsey üyesi ve Afganistan delegesi Sn. Haroon Khatibi Afganistan'dan katıldığı konuşmasında teknik bilgiler eşliğinde Afganistan'daki trajik durumu resmeden bir konuşma yaptılar. Kendisinin ardından tarafıma verilen konuşmamda ' Afganistan ile Türkiye arasındaki yapısal ve tarihi ilişkiler yanında; son sürecin kısa siyasal analizini ve siyasi diplomasiyi tamamlayacak olan insani diplomasi çalışmasının gerekçelerini uzun uzun anlatma fırsatı buldum.
İDSB İnsani Yardım Platformu (İYP), öncesinde Yemen, Suriye, Çad ve Sudan gibi ülkelerde ortak aksiyonlar aldığı için Afganistan için de bu kabiliyeti kendilerinde buluyorlar. MİD 'Milletlerarası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi' ve USSAP adına katılarak yaptığımız konuşmanın sonunda zaten olgunlaşma sürecini tamamlamış olan Afganistan Diplomatik Çerçeve Eylem Planı'nın bir mütemmim hamlesi olarak yapılan istişarelerle acilen bir faaliyet kararı alındı. Gıda yardımı, kışlık kıyafet ve tohum desteği üçgeninde bir proje yürütülecek inşallah. Devletimizin de destek vereceği bu sürecin bu noktaya gelmesi çok anlamlı. Bugün yapılan çalışmalar bir bütün kapasite inşa programının bir alt parçası olarak düşünüldüğünde değerli muhakkak. Zira Afganistan'a yardım ve destek ihtiyari bir durum değil ülkemiz için bir zorunluluktur. Bölge'de görev yapan İSAF komutasındaki askeri birimlerimizin tecrübelerimiz yanında, TİKA ve AFAD koordinasyonu bu konudaki tecrübeleri süreci daha da kolaylaştıracaktır. Bu yardımın ulaştırılması ve gereken etkililik ve etkinlilik düzeyine ulaşmasını temine katkı amacıyla süreci yakinen takip edecek ve destek olmaya devam edeceğiz. Ayrıca Afganistan konusunda oldukça profesyonel bir süreç yöneten İHH ve mahalli kuruluşların katkıları ile de başarılı bir program yönetilecektir.
Burada unutulmaması gereken temel nokta insani yardımın, kapasite inşasını esas alan kalkınma yardımlarına geçişin ilk adımı olduğudur. Önemli olan birey ve toplumların kendi kaynakları ile kalkınmasıdır. Bu sebeple yeni Afganistan hükümetine asıl verilmesi gereken destek devlet kapasitesinin inşası noktasında olacaktır.
Bu konuda inisiyatif alan İDSB İnsani Yardım Platformu (İYP) Başkanı H. Musab Aydın Bey'e tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum.