İngiltere merkezli gazetelerden Guardian, HRW'nun, bu tür iddiaları dile getiren ilk büyük insan hakları kuruluşu olduğunu yazdı.
Apartheid, uluslararası hukukta insanlığa karşı suç olarak kabul ediliyor. "Bir grup insanın temel haklarından kasıtlı şekilde yoksun bırakılması" diye tanımlanan zulüm de aynı şekilde görülüyor.
27 Nisan'da yayımlanan raporda, İsrail hükümetinin "İsrailli Yahudilerin, Filistinliler üzerindeki hakimiyetini sürdürmek için" kapsamlı bir politika uyguladığı ifade edildi.
HRW, Filistinlilere yönelik baskının apartheid'e yol açacağı konusunda yıllardır uyarıların yapıldığını ve bu konudaki "eşiğin" aşıldığını kaydetti.
"Bölgedeki ihlalleri 30 yıldır kaydediyoruz" diyen örgütün İsrail ve Filistin direktörü Ömer Şakir, bulguların İsrail'in davranışlarına ilişkin şimdiye kadar ulaşılan en sert bulgular olduğunu söyledi. HRW'nun, İsrailli yetkilileri insanlığa karşı suçlarla daha önce hiçbir zaman doğrudan suçlamadığını ifade etti.
Rapor, insan hakları ihlallerine ilişkin kayıtlara, İsrail yasalarının analizine, hükümetin planlarına ve yetkililerin açıklamalarına dayandırıldı.
HRW, işgal altındaki Filistin topraklarında ve İsrail'de yaşayan yaklaşık 7 milyon Filistinliye yönelik politikaları, aynı bölgelerde yaşayan hemen hemen aynı sayıdaki İsrailli Yahudilerle ilgili olanlarla karşılaştırdı.
"İsrail hükümetinin tek bir otorite olarak varlığı, işgal edilmiş topraklarda Yahudi İsraillileri ayrıcalıklı kılarken, Filistinlilere baskı oluşturuyor" sonucuna varıldı.
Ayrıca İsrail işgal ettiği bölgedeki Arapların, yasalara göre Yahudilerden daha düşük bir statüye sahip olduğu kaydedildi.
Tarihi Geçmişi İnsan Hakları İhlalleri İle Dolu Olan İsrail Rapora da Karşı Çıktı
İsrail Dışişleri Bakanlığı ise, raporda değinilen hukuk dışı uygulamalara değinmeyerek HRW'nun "uzun süredir İsrail karşıtı bir politika sürdürdüğünü" ileri sürdü.