Çin güçlerinin Doğu Türkistanlılara yönelik zulmü devam ederken 'Sözler Köşkü' isimli YouTube hesabında önemli bir video yayınlandı.

Doğu Türkistan Yeni Nesil Hareketi Başkanı Abdusalam Teklimakan, Doğu Türkistan'da yaşanan zulme ilişkin 'Sözler Köşkü' isimli YouTube hesabına açıklamalarda bulundu.

Kuzey Kore'den Güney Kore'yi 'Nükleer Silahla' İşgal Provası Kuzey Kore'den Güney Kore'yi 'Nükleer Silahla' İşgal Provası

Söz konusu videoda yürek sızlatan ifadeler kullanan Teklimakan, "Doğu Türkistan neden zulme uğruyor ve Çinliler sizden ne istiyor?" sorusuna cevap verdi.

Teklimakan, Çin'in Doğu Türkistanlıların kimliklerinden uzaklaşmasını istediğini söyledi. "Çinliler bizden Çinli olmamızı istiyor maalesef" diyen Teklimakan'ın ifadeleri şu şekilde:

Çinliler bizden Çinli olmamızı istiyor maalesef. Dinden, ırktan, milli kimlikten, kimlik adına ne varsa arınıp Çinli olmamızı istiyorlar. 'Ya Çinli vardır ya Çin'in düşmanı vardır' onlara göre üçüncü bir seçenek söz konusu değildir. Yani kısacası Doğu Türkistan'ın yok olduğu günün ertesi sıra Orta Asya coğrafyalarında oradan geçtikten sonra da İslam coğrafyasına yayılacak. Bu gözle görünen bir şey.

“KİMSE GÖRMESİN DİYE KUR'AN-I KERİM'İ GİZLİ GİZLİ TAŞIYORDUK”

Doğu Türkistan Yeni Nesil Hareketi Başkanı Abdusalam Teklimakan, "Doğu Türkistan’dayken en etkilendiğin olay neydi?" sorusuna da cevap verdi. Söz konusu soruya cevaben yürek sızlatan ifadeler kullanan Teklimakan, Kur'an-ı Kerim'i okuduğu için hapiste yatan arkadaşları olduğunu söyledi.

Abdusalam Teklimakan, "Doğu Türkistan’dayken en etkilendiğin olay neydi?" sorusuna cevaben şu ifadeleri kullandı:

Etkilendiğim olay çok oldu fakat bunların içerisinde en etkilendiğim olay benim hafızlık yapma serüvenimdi. Çünkü biz ilk defa Kur'an-ı Kerim'i okurken gizleniyorduk. Hiç kimse görmesin diye Kur'an-ı Kerim'i gizli gizli taşıyorduk. Kur'an-ı Kerim'i okuduğu için hapislerde yatan arkadaşlarımız oldu.
20. yüzyılda yaşamamıza rağmen 12-13. yüzyıldaki hayat sistemiyle yaşıyorduk. Musluktan su gelmiyordu. Sabah namazından önce derelere gidiyor, oradan su getiriyorduk. Gündüz saatlerinde birileri görür, ihbar eder, yakalanırız diye.