Libya'da Türkiye'nin desteklediği ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile Rusya, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan tarafından desteklenen General Halife Hafter'in başında olduğu Libya Ulusal Ordusu (LUO) arasında devam eden mücadele Sirte ve Cufra üzerinde kilitlenmiş vaziyette.
Bu iki noktaya kimin hakim olacağı Libya'nın da kaderini belirleyecek faktörler arasında.
UMH'nin Türkiye'nin gönderdiği SİHA'lar ile ve hava savunma sistemleri ile hava üstünlüğünü ele geçirmesinin ardından Hafter güçlerine Rusya tarafından Suriye üzerinden sekiz Mig-29 savaş uçağı gönderildi.
Rusya bu uçakları gönderdiğini resmi olarak bugüne kadar kabul etmezken, uçakların Birleşik Arap Emirlikleri'nin finansmanı ile Belarus'tan satın alındığı da öne sürüldü.
Hava üstünlüğünün Hafter lehine bozulma ihtimaline karşın Türkiye tarafından yeni hava savunma sistemleri, Koral Elektronik Harp Sistemi'nin Libya'ya gönderildiği öne sürüldü.
Ayrıca Hafter güçlerinden alınan Watiyye Üssü'nün de onarılarak ihtiyaç duyulduğunda Türk F-16'ların konumlandırılması için hazır hale getirildiği de iddialar arasında.
5 Ağustos Tarihinde Sirte'de Görüntülendi
Savunma ve habercilik haberlerine yer verilen tolgaozbek.com sitesinde de verilen bilgilere göre Hafter'in elinde bulunan Sirte'ye S-300 hava savunma sistemi yerleştirildiğinin tespit edildiği öne sürüldü.
Haberde 5 Ağustos'ta çekilen fotoğraf görülen sistemin Mısır'a ait olabileceğinin tahmin edildiği iddia edilirken, fotoğrafın Sirte'nin doğusunda yer alan Ras Lanuf bölgesinde çekildiği, görüntüde 96L6E Cheese Boardz hedef takip radarı ile füze fırlatma aracı gözüktüğü kaydedildi.
Konuyla ilgili görüşünü aldığımız sitenin editörü Tolga Özbek, Libya'daki sürecin bir stranç turnavına benzediğini tarafların birbirlerinin hamlelerine karşılık verdiklerini belirterek, Türk savaş uçaklarının Libya'ya gelebileceği iddialarının ardından karşı tarafın S-300'leri sahaya sürdüğünü söyledi.
Başıbüyük: "Libya'da Hava Dengesi Aleyhimize Değişti"
Konuyla ilgili Independent Turkish'e konuşan Emekli Pilot Kurmay Albay Osman Başıbüyük, S-300'lerle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
Bizim orada savaş uçaklarımız olsaydı onların harekatını önemli ölçüde kısıtlardı.
Uçağımız olmadığı için şimdilik çok büyük etken değil. Ancak F-16'larımız birkaç kez Libya kıyılarına kadar gösteri maksatlı gitmişti. Bu tarz gerçek bir operasyon yapmayı planlarsak uçaklarımız için ciddi tehdit oluşturacaktır.
Bizim İHA ve SİHA'larımız bölgede uçuyor. Onlar için de tehdit teşkil edecektir. Şimdiye kadar Panstsir'leri Koral sistemimizle elektronik taarruza karıştırıp, Harpy'lerle baskı altına alıp SİHA'larla vurmuştuk.
Şimdi Koral'ın menzili S-300'ü karıştırmaya yetmeyecektir.
Bu da SİHA'larımızın vurulabileceği anlamına gelir. Aslına bakarsanız bizim SİHA'lar için en büyük tehdit Mig-29'lar.
Libya'da hava hakimiyeti dengesi çok hızlı bir şekilde aleyhimize değişti. Havada üstünlük olmadan satıh kuvvetleri hiç birsey yapamaz.
Yaşar: Oyun değiştirici hamle
Konuyla ilgili Independent Turkish'e konuşan bir diğer isim olan Alman Dış Politika ve Güvenlik Enstitüsü'nde misafir araştırmacı olarak çalışan Libya uzmanı Nebahat Tanrıverdi Yaşar, Sirte ve Cufra hattının iki aydır yoğun ikmallere sahne olduğunu kaydedip son gelişmeyi şöyle değerlendirdi:
Bu açıdan Rusya'nın önce Libya'da Mig-29 avcı/önleme ve Su-24 taarruz/bombardıman uçaklarını Cufra Üssünde, ardından da Sirte'ye S-300 hava savunma sistemlerini konuşlandırması Libya'daki askeri denklemde yeni bir oyun değiştirici hamle.
"Türkiye'nin F-16 operasyonları ile cevap vermesi de riskli"
"Aralık 2019'da Türkiye ve UMH arasında imzalanan mutabakat muhtıraları sonrasında, Türkiye'nin UMH'ye sağladığı askeri yardımlar ile UMH, Libya iç savaşında hava üstünlüğünü ele geçirmiş ve bu sayede Trablus cephelerinden Hafter güçlerini çıkarmayı başarmıştı" diyen Yaşar sözlerini şöyle devam ettirdi:
Rusya'nın son ikmalleri ile hava üstünlüğünün Rusya ve desteklediği doğu Libya'daki siyasi- askeri ittifaka geçtiği yeni bir bağlam söz konusu.
Bu yeni güç dengesine, Türkiye'nin F-16'ların kullanıldığı kapsamlı hava operasyonları ile cevap vermesinin de ciddi riskleri olduğu öngörülüyor.
Dördüncü nesil savaş uçaklarının dahil olduğu ve savaşa Libya'daki siyasi mücadeleye taraf olan bölgesel ve küresel aktörlerin doğrudan katılımı bugüne kadar devam eden vekalet savaşının ve hibrit harbin, konvansiyonel savaşa dönüşmesi riskini de içeriyor.
Böylesi bir savaşın, kısa erimli bile olsa, yaratacağı psikolojik etkinin sonuçlarını da şimdiden kestirmek zor.
Kaynak: Independent Turkish/Ali Kemal Erdem