Muslim Port Haber Merkezi | Bekir Sıtkı Şirin

Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi tarafından düzenlenen 'Türk Siyasi Hayatında MillÎ Görüş Hareketi ve Necmettin Erbakan' başlıklı sempozyumun ilk gününde Mücahit Erbakan Hocamızın siyasi hayatı ve davası, düşünceleri, ekonomi ve dış politika alanındaki çalışmaları birçok önemli akademisyen tarafından ele alındı.

Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, sempozyumda 'Ne idik ki, Ne Olacağız?: Necmettin Erbakan ve Medenî Özgüveni 'Bilim Tarihi' ile Kazanmak' başlıklı açılış konferansında konuştu.

Erbakan Hocamızın 'İslam ve İlim' başlıklı konuşmasına dair değerlendirmelerde bulunan Fazlıoğlu, o dönem ABD'nin gerçekleştirdiği uzay faaliyetlerinin ardından Türkiye kamuoyundaki bazı kimselerin Müslümanları küçük gördüğünü söyleyerek Erbakan'ın 'İslam ve İlim' başlıklı konuşmasının bu küçük görme durumunu çürüttüğünü vurguladı. 'Erbakan ilmi ve kültürel sömürgeciliğin oluşturduğu yarayı tedavi etmek istedi' diyen Fazlıoğlu, 'İlmi ve kültürel sömürgecilik kapsamında Batı, diğer ülkelere yönelik, 'Neydiniz ki ne olacaksınız?' sorusunu sordu. Bu soruyla birlikte milletlerin kendisini küçük görmesi amaçlandı' diye konuştu.

'HOCAMIZI ANLAMAK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, 'Necmettin Erbakan, bugün her kesimin üzerinde uzlaştığı ve hakkını verdiği sembol bir isim haline gelmiştir' şeklinde konuştu.

Zorlu, 'İsmini taşımanın verdiği sorumlulukla üniversitemiz Erbakan'ı anlamaya dönük bilimsel faaliyetleri yapma kararı aldı. Bu doğrultuda iki gün sürecek sempozyumu gerçekleştireceğiz. Önümüzdeki dönemlerde de merhum hocamız ve başbakanımız Necmettin Erbakan'ı anmaya ve anlamaya yönelik çalışmalar yapmaya devam edeceğiz inşallah. Bu vesileyle hocamızı bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum. Sempozyumumuzun hayırlara vesile olmasını diliyor, katılımcılarımızı tebrik ediyorum' dedi.

'Erbakan'ın bir davası vardı, derdi vardı, bunun gereğini yaptı, derdinin bedelini ödedi'

Fazlıoğlu, 'Erbakan, 'Bilgi ile gerçeklik arasında modelleme noktasında sahih bir ilişki yok. Sahih bir ilişki olsa bilim manipülasyona açık olmazdı' diyor. Ne yapacağız? Erbakan yeni kavram şemalarına yeni mefhumlara ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Dikkat edin bu 1969'da söyleniyor. Erbakan'ın bir davası vardı, derdi vardı. Bunun gereğini yaptı. 'İman varsa imkan vardır' der Erbakan. Ben de bir cümle ekliyorum buna, bedel mümkün kılar. Erbakan derdinin bedelini ödedi' dedi.

Dr. Muhammet Maruf:

'ÖNEMLİ HEDEFLERİNDEN BİRİSİ İSLAM BİRLİĞİ'NİN KURULMASIYDI'

Milli Görüş hareketi ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın siyasi mücadelesi boyunca dış politika alanındaki en önemli vurgu noktasının İslam Birliği ideali olduğu bilinmektedir.

Dr. Ahmet Recai Tekin:

'ÖLÇÜ 'HAK' KAVRAMINDA YERİNİ BULUR'

ERBAKAN, küresel düzeyde uygulanan çifte standartların maskesini düşürmeye çalışarak, bütün insanlığın huzur ve saadetinin Batı'nın eline ve insafına bırakılamayacağını kabul edilmesi gereken bir zorunluluk olarak görür. Dünya barışını sağlayacak temel paradigma bir ölçü olarak 'hak' kavramında yerini bulur.

Bartın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ömer Baykal:

'İSLAM DÜŞÜNCESİNDEKİ TOPLUMUN KALKIŞ NOKTASI MİLLÎ GÖRÜŞ HAREKETİDİR'

İslam düşüncesini partilerinin, mensuplarının ve toplumsal tabanının temel kalkış noktası yapan, uğradığı tazyike rağmen benzer kurumsal kimlikler üzerinden sürekliliği sağlayarak parlamenter mücadeleye devam eden ana akım oluşum, liderliğini Necmettin Erbakan'ın yaptığı Millî Görüş hareketidir.

Afyon Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Görevlisi Recep Kaya:

'YENİ BİR DÜNYA'YI KURMANIN YOLU İSLAM BİRLİĞİ'NİN TESİS EDİLMESİNDEN GEÇER'

Siyasal alanda hemen hemen kesintisiz şekilde Millî Görüş hareketinin var olması, toplumsal anlamda meşruiyet kazandığını ve ideolojik olarak kabullenildiğini göstermektedir.

Prof. Dr. Bekir Biçer:

'İSLAM KARDEŞLİĞİ ÜZERİNDEN MİLLİ BİRLİĞİ GERÇEKLEŞTİRMEYİ HEDEFLEDİ'

Milli Görüş, ekonomide adil düzeni, eğitimde maarifin millileştirilmesini ve dış politikada İslam ülkeleri arasında ittifak kurulumunu savunan bir siyasi anlayıştır. İç politikada ise İslam kardeşliği üzerinden siyaset yapmayı ve milli birliği gerçekleştirmeyi hedeflemiştir.

Dr. Halil İbrahim Uzun:

'ADİL DÜZEN FİKRİ TÜM ALANLARI KAPSAYAN BİR DÜZENE İŞARET ETMEKTE'

1969 yılından bu yana Türkiye siyasetinin teveccühten bağımsız olarak merkezinde olan, ahlak ve maneviyatı temel alan Millî Görüş düşüncesi ve kurumları dünyaya da aynı esaslar temelinde bir nizam fikri sunmaktadır.

InternatIonal UnIversIty Amsterdam Öğretim Üyesi Hasan Yar:

'HOLLANDA'DA EN ETKİN TOPLUM KESİMİ MİLLÎ GÖRÜŞ'

İSLAM'IN kurumsallaşmasında Hollandalı Türkler ve onlar içerisinde Millî Görüş cemiyetleri en etkin toplum kesimi olarak biliniyor.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Cemil Tekin:

'ERBAKAN, ALİYA VE DAVA ARKADAŞLARINA TAM DESTEK VERDİ'

SADECE Türkiye'deki değil İslam dünyasındaki tüm Müslümanları düşünen büyük mücadeleci, Millî Görüş lideri Necmettin Erbakan, Bosna Müslümanları ile ilgilenmeye başladı.

Dr. Ekrem Boyraz:

'ERBAKAN, BİREYİ, BEDENÎ BİR KALIPTAN İBARET GÖRMEDİ'

BİREYİ, bedenî bir kalıptan ibaret görmeyen Erbakan Hoca, eğitimde bireyin batınında yer alan nefis ve ruh bağlamında değerlendirilerek bütüncül bir anlayış üzerinden bireylerin yetiştirilmesini hedeflemektedir.

Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıl Dönümü Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıl Dönümü

Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi'nin, Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı anmak ve anlamak için gerçekleştirdiği 2. Ulusal Erbakan Sempozyumu'nun ilk günü tamamlandı. 'Türk Siyasi Hayatında Milli Görüş Hareketi ve Necmettin Erbakan' başlıklı sempozyumun ilk gününde, ömrünü tüm insanlığa saadet, huzur, adalet ve barış getirmek için vakfeden, büyük devlet adamı, alim, Mücahit Erbakan Hocamızın siyasi hayatı, davası ve düşünceleri, ekonomi ve dış politika alanındaki çalışmaları birçok akademisyen tarafından ele alındı. İki gün sürecek olan E-sempozyumun bugünkü kapanış bölümünde Milli Görüş Hareketi'nin mücadelesi ve politikaları masaya yatırılacak.

'HOCAMIZI ANLAMAK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPACAĞIZ'

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu, 'Necmettin Erbakan bugün her kesimin üzerinde uzlaştığı ve hakkını verdiği sembol bir isim haline gelmiştir. İsmini taşımanın verdiği sorumlulukla üniversitemiz Erbakan'ı anlamaya dönük bilimsel faaliyetleri yapma kararı aldı. Bu doğrultuda iki gün sürecek sempozyumu gerçekleştireceğiz. Önümüzdeki dönemlerde de merhum hocamız ve başbakanımız Necmettin Erbakan'ı anmaya ve anlamaya yönelik çalışmalar yapmaya devam edeceğiz inşallah. Bu vesileyle hocamızı bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum. Sempozyumumuzun hayırlara vesile olmasını diliyor, katılımcılarımızı tebrik ediyorum' dedi.

'MÜSLÜMANLARIN KÜÇÜK GÖRÜLMESİNİ ERBAKAN ÇÜRÜTTÜ'

Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, 'Ne idik ki, Ne Olacağız?: Necmettin Erbakan ve Medenî Öz-güveni 'Bilim Tarihi' ile Kazanmak' başlıklı açılış konferansında konuştu. Erbakan Hocamızın 'İslam ve İlim' başlıklı konuşmasına dair değerlendirmelerde bulunan Fazlıoğlu, o dönem ABD'nin gerçekleştirdiği uzay faaliyetlerinin ardından Türkiye kamuoyundaki bazı kimselerin Müslümanları küçük gördüğünü söyleyerek Erbakan'ın 'İslam ve İlim' başlıklı konuşmasının bu küçük görme durumunu çürüttüğünü vurguladı. 'Erbakan ilmi ve kültürel sömürgeciliğin oluşturduğu yarayı tedavi etmek istedi' diyen Fazlıoğlu, 'İlmi ve kültürel sömürgecilik kapsamında Batı, diğer ülkelere yönelik 'Neydiniz ki ne olacaksınız?' sorusunu sordu. Bu soruyla birlikte milletlerin kendisini küçük görmesi amaçlandı' diye konuştu.

Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi'nin, Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı anmak ve anlamak için gerçekleştirdiği 2. Ulusal Erbakan Sempozyumu'nun ilk günü tamamlandı.

'ERBAKAN'IN O DÖNEM BAHSETTİĞİ KONULARI KONUŞABİLECEK KİŞİ SAYISI AZ'

* Fazlıoğlu, 'Merhum Necmettin Erbakan, 'Ama biz kendimizi tanımıyoruz' cümlesini sık kullanır. Erbakan, 'İslam ve İlim' metninde çok önemli konuları işliyor. O dönem bahsettiği bazı konuları konuşabilecek kişi sayısı az. Bu metinde son derece sistematik bir hedef var. Muhatap kitleye o dönemki bilimlerin hemen hemen tamamında İslami bir temel olduğu ifade ediliyor. Bu hem bir konuşma hem de bir psikoloji inşa etme metni. Erbakan'ın konuşmasında anlattığı isimleri stratejik bir şekilde seçtiğini düşünüyorum. Erbakan özellikle bir kavramı sık sık tekrar ediyor. Diyor ki; Batı bilimi tıkanmıştır. Uluslararası başarıya sahip bir bilim adamı söylüyor bunu. Erbakan çok derin bir eleştiri yapıyor ve 'Bu tıkanıklık, mefhumların ne anlama gelindiğinin bilinmemesinden meydana geliyor' diyor' ifadelerini kullandı.

'ERBAKAN DERDİNİN BEDELİNİ ÖDEDİ'

* Fazlıoğlu, 'Erbakan'ın fark ettiği ve Türkiye'de hiç kimsenin dile getirmediği şey şu; Erbakan modern bilimin gerçeği modellemesinin sorunlu olduğunu söylüyor. 'Biz gerçekliğin bir fotoğrafını alıp fotoğrafı modelliyoruz. Gerçeklik yok ortada' diyor. Modern bilim felsefesine aşina olan insanların çok iyi anlayacakları bir konu bu. Erbakan'ın söyledikleri bilimsel gerçeklik tartışmasına götürüyor bizi. Erbakan, 'Bilgi ile gerçeklik arasında modelleme noktasında sahih bir ilişki yok. Sahih bir ilişki olsa bilim manipülasyona açık olmazdı' diyor. Ne yapacağız? Erbakan yeni kavram şemalarına yeni mefhumlara ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Dikkat edin bu 1969'da söyleniyor. Bir konferans metninde dile getiriyor bunu ve maarif politikasının içerisine koyuyor. Bunları bugün dese şaşırmam ama 1969'da dile getiriliyor. Erbakan'ın bir davası vardı, derdi vardı. Bunun gereğini yaptı. 'İman varsa imkan vardır' der Erbakan. Ben de bir cümle ekliyorum buna, bedel mümkün kılar. Erbakan derdinin bedelini ödedi' dedi.

2. Ulusal Erbakan Sempozyumu

'REFAH PARTİSİ KAZANDIĞI BELEDİYELERDE EFSANE HİZMETLER YAPTI'

İlk oturumda 'Milli Görüş ve Yerel Siyaset Bağlamında Sosyal Politika Uygulamaları' başlığı ile konuşma yapan doktora öğrencisi Adem Şahinkaya, 'Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından 1975'te Milli Görüş hareketi esasları yayınladı. 1983 yılında Refah Partisi kuruldu. Üç dönem yerel seçimlere katıldı ve kazandığı belediyelerde efsane hizmetler yaptı' şeklinde konuştu.

'YENİ BİR DÜNYAYI KURMANIN YOLU İSLAM BİRLİĞİ'NDEN GEÇER'

Sinop Milletvekili Dr. Nazım Maviş, 'Erbakan'ın mücadelesini iki temel hedef üzerine kurduğu görülecektir: Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya. Erbakan'ın düşüncesinde Yeniden Büyük Türkiye'yi kurmanın yolu maddi ve manevi kalkınmanın sağlanmasından, yeni bir dünyayı kurmanın yolu da İslam Birliği'nin tesis edilmesinden geçmektedir' ifadelerini kullandı.

'TOPLUMUN KALKIŞ NOKTASI MİLLİ GÖRÜŞ HAREKETİDİR'

Bartın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ömer Baykal, 'İslami kimliğe sahip ideolojik oluşumlar rejim tarafından sıklıkla sistem dışı görülmüşlerdir. Bu minvalde, İslam düşüncesini partilerinin, mensuplarının ve toplumsal tabanının temel kalkış noktası yapan, uğradığı tazyike rağmen benzer kurumsal kimlikler üzerinden sürekliliği sağlayarak parlamenter mücadeleye devam eden ana akım oluşum, liderliğini Necmettin Erbakan'ın yaptığı Milli Görüş hareketidir' diye konuştu.

'MİLLİ GÖRÜŞ TOPLUMSAL MEŞRUİYET KAZANMIŞTIR'

Afyon Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Görevlisi Recep Kaya, 'Siyasal alanda hemen hemen kesintisiz şekilde Milli Görüş Hareketi'nin var olması, toplumsal anlamda meşruiyet kazandığını ve ideolojik olarak kabullenildiğini göstermektedir' dedi.

'İSLAM KARDEŞLİĞİ ÜZERİNDEN MİLLİ BİRLİĞİ GERÇEKLEŞTİRMEYİ HEDEFLEDİ'

İkinci oturumda konuşan Prof. Dr. Bekir Biçer, 'Necmettin Erbakan'ın kullandığı 'milli' kelimesi Türk tarihinde dini anlamında kullanılmış olup Erbakan'la birlikte kavram aslına uygun olarak yeniden tanımlanmıştır. Bu sebeple siyasette daha çok dini ve İslami özelliği ile dikkat çekmiştir. Milli Görüş, ekonomide adil düzeni, eğitimde maarifin millileştirilmesini ve dış politikada İslam ülkeleri arasında ittifak kurulumunu savunan bir siyasi anlayıştır. İç politikada ise İslam kardeşliği üzerinden siyaset yapmayı ve milli birliği gerçekleştirmeyi hedeflemiştir' ifadelerini kullandı.

'MİLLİ GÖRÜŞ TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ İSLAMİ HAREKETİDİR'

Milli Görüş Hareketi'nin Türkiye'nin en önemli İslami hareketi olduğunu belirten doktora öğrencisi Dilek Almas, 'Toplumsal bir sava sahip olan bu hareket, Türk modernleşmesi sürecinde ötekileştirilmiş taban içinde gösterilmesine karşın, şüphesiz Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli İslami hareketi olmuştur. Benimsenen bu yeni üslupta İslami olanla siyasi olanın birleştirilmesi, İslami birliğin sağlandığı 'hak' temelli düzen anlayışını da ortaya çıkarmıştır' şeklinde konuştu.

'ADİL DÜZEN FİKRİ TÜM ALANLARI KAPSAYAN BİR DÜZENE İŞARET ETMEKTE'

Dr. Halil İbrahim Uzun da, '1969 yılından bu yana Türkiye siyasetinin teveccühten bağımsız olarak merkezinde olan, ahlak ve maneviyatı temel alan Milli Görüş düşüncesi ve kurumları dünyaya da aynı esaslar temelinde bir nizam fikri sunmaktadır' ifadelerini kullandı.

HOLLANDA'DA EN ETKİN TOPLUM KESİMİ MİLLİ GÖRÜŞ

International University Amsterdam Öğretim Üyesi Hasan Yar, 'İslam'ın kurumsallaşmasında Hollandalı Türkler ve onlar içerisinde Milli Görüş cemiyetleri en etkin toplum kesimi olarak biliniyor. Amsterdam'daki Milli Görüş örneği bize şunu gösteriyor ki bir araya gelmek, toplanmak, cemaat halinde yaşamak Müslüman inancının bir parçasıdır' diye konuştu. İkinci oturumun son bölümünde konuşan yüksek lisans öğrencisi Naciye Bakırtaş ise 'Milli Görüş, Türk siyasi tarihinde en geniş desteğe ulaşan İslami hareket sıfatını korumakta ve hala pek çok kesim üzerinde tesirini sürdürmektedir' dedi.

'ERBAKAN, ALİYA VE DAVA ARKADAŞLARINA TAM DESTEK VERDİ'

Üçüncü oturumda Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Cemil Tekin, 'Necmettin Erbakan'ın Bosna Savaşı'nda Müslümanlara Verdiği Destek' başlıklı konuşmasında, 'Sadece Türkiye'deki değil İslam dünyasındaki tüm Müslümanları düşünen büyük mücadeleci, Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan, Bosna Müslümanları ile ilgilenmeye başladı. Erbakan, SDA/Demokratik Eylem Partisi'nin fikir babası ve kurucusu Aliya İzzetbegoviç ve dava arkadaşlarına tam destek verdi' diye konuştu.

'ÖMRÜNÜN SONUNA KADAR İLK TEZLERİNİN DAVACISI OLDU'

'Erbakan'ın Siyasi Üslubunda Cihad Ülküsünün Fıkhi Kodları' başlığı ile bildirisini sunan Dr. Sefa Atik, 'Davasının başına yerleştirmiş olduğu ilk ilke ile eylemlerinin yönünü tayin eden merhum Necmettin Erbakan Hoca bu ilkeler doğrusunda düşüncelerini b/ilimsel bir örgü içerisinde dolaşıma sokmuş ve bir sistematik halinde ömrünün sonunu kadar bu tezlerinin davacısı olmuştur' dedi.

'SİYASETİNİ ÜLKEYE YANSITABİLDİ'

Yüksek Lisans Öğrencisi Songül Güneş, 'Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyetçi Güven Partisi'nden müteşekkil I.Milliyetçi Cephe Hükümeti, ulusal çapta ideolojik kamplaşmaların tırmandığı bir dönemde kurulmuş, dahili meselelerin yanı sıra, dış politikada Kıbrıs Sorunu ve Soğuk Savaş gölgesindeki kronik problemlerle karşı karşıya kalmıştır. Bu süreçte, Başbakan Süleyman Demirel ile Dışişleri Bakanı Sabri Çağlayangil'in dış politikadaki etkilerine karşın MSP lideri Necmettin Erbakan, parti politikalarını güçlü bir biçimde hükümetin dış politikasına yansıtabilmiştir' şeklinde konuştu.

'ERBAKAN VE MİLLİ GÖRÜŞ HAREKETİ ÖNEMLİ BİR ROL ÜSTLENMİŞTİR'

Dördüncü oturumda konuşan Arş. Gör. Sami Baysal, 'Menderes sonrası toplum nazarında İslami hassasiyet ve millilik refleksi güç kazanmış, Necmettin Erbakan ve Milli Görüş hareketi bu vadide önemli bir rol üstlenmiştir' dedi.

'ÖNEMLİ HEDEFLERİNDEN BİRİSİ İSLAM BİRLİĞİ'NİN KURULMASIYDI'

Dr. Muhammed Maruf ise, 'Milli Görüş hareketi ve Prof. Dr. Necmeddin Erbakan'ın siyasi mücadelesi boyunca dış politika alanındaki en önemli vurgu noktasının 'İslam Birliği' ideali olduğu bilinmektedir. Milli Görüş hareketinin oryaya çıktığı 1969 yılından bugüne kadar tüm Milli Görüş partilerinin en önemli ortak hedeflerinden birisi İslam Birliği'nin kurulması hedefidir. Nitekim Milli Görüş lideri Prof. Dr. Necmeddin Erbakan'ın başbakan olduğu 54. Hükümet döneminde, Erbakan tarafından yeni bir dünyanın kurulması hedefinin ilk adımı olarak ifade edilen, D-8 (Developing Eight Countries) Ekonomik İş Birliği Teşkilatı kurulmuştur' ifadelerini kullandı.

ÖLÇÜ 'HAK' KAVRAMINDA YERİNİ BULUR

Dr. Ahmet Recai Tekin, 'Erbakan küresel düzeyde uygulanan çifte standartların maskesini düşürmeye çalışarak, bütün insanlığın huzur ve saadetinin Batı'nın eline ve insafına bırakılamayacağını kabul edilmesi gereken bir zorunluluk olarak görür. Barış ve adalete dayalı düzenin nüvesi olarak D-8'lerin prensipleri 'Yeni Bir Dünya' için vazgeçilmez prensiplerdir. Buna göre yeryüzünde barış 'Yeni Adil Bir Dünya' için 'şuurlu diyalog' ile mümkün olabilecektir. Dünya barışını sağlayacak temel paradigma bir ölçü olarak 'hak' kavramında yerini bulur. Milli Görüş'ün dış politika anlayışı, uluslararası alanda Hakk'ın üstün tutulduğu, adaletin merkeze alındığı bir paradigmaya dayanır' şeklinde konuştu.

'ERBAKAN, BİREYİ, BEDENÎ BİR KALIPTAN İBARET GÖRMEDİ'

Dr. Ekrem Boyraz ise, 'Bireyi, bedenî bir kalıptan ibaret görmeyen Erbakan Hoca, eğitimde bireyin batınında yer alan nefis ve ruh bağlamında değerlendirilerek bütüncül bir anlayış üzerinden bireylerin yetiştirilmesini hedeflemektedir. Sonuç olarak toplumu inşa noktasında Erbakan'da ortaya çıkan kamil insan tasavvuru, Erbakan ve Milli Görüş Hareketi'nin aynı zamanda siyasi hedeflerine de temel dayanak teşkil edecek bir umdedir' dedi. Araştırmacı Nurgül Ekinci ise '1969'da siyasete atılan Erbakan, manevi kalkınma olmadan maddi kalkınmanın olmayacağı tezini savunmuş ve bu çerçevede siyaset yapmıştır' ifadelerini kullandı.

'HER DAİM KÜRESEL DÜZEN İNŞASINA DAİR STRATEJİ İZLEMİŞTİR'

Öğretim Üyesi Dr. Muhammed Hüseyin Mercan, 'Erbakan'ın siyasal düşüncesinde etnik bir kimliksel atıftan ziyade İslami referanslarla tarihi ve kültürel kodları bir araya getiren hüviyete sahip 'Milli' vurgusu, yeni bir düzen arayışının başlangıç noktası mahiyetindedir. Erbakan'ın 'Yaşanabilir bir Türkiye', 'Yeniden Büyük Türkiye' ve 'Yeni bir Dünya' söylemi ekseninde şekillendirdiği siyaset yaklaşımı, alternatif bir düzen fikrinin imkanı üzerine bina edilmiş ve bu kapsamda Türkiye'nin mevcut siyasal tercih ve alışkanlıklarını sorgulayıcı nitelikte olmuştur. Müslüman dünya ile her daim yakın ilişki kurmaya çalışan Erbakan, her daim İslam dünyasının öncülüğünde tüm insanlığı kuşatacak bir küresel düzen inşasına dair strateji izlemiştir' dedi.

'KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI, KARARLILIĞI VE CESARETİNE EN BÜYÜK ÖRNEKLERDEN BİRİSİ'

Dördüncü oturumda en son söz alan Selçuk Üniversitesi Öğr. Gör. Özkan Demir, 'Türkiye için 1974 yılının en sıcak gelişmesi olarak kabul edilen Kıbrıs Barış Harekatı, Erbakan'ın siyasetteki kararlılığı ve cesaretine en büyük örneklerden biridir' ifadelerini kullandı.