"Cumhuriyet değerlerine saygıyı güçlendiren prensipler" adı altında hazırlanan ancak özellikle İslam'ı hedef aldığı düşünülen tasarı, farklı dini gruplar tarafından 'güvensizlik ortamı doğuracağı' ve 'aşırı gözetimi' gündeme getirip, dini özgürlüklere zarar vereceği gerekçesiyle eleştiriyor.

İşgal Ordusunda Paralı Askerler ve Batı'nın Katliama Doğrudan İştiraki İşgal Ordusunda Paralı Askerler ve Batı'nın Katliama Doğrudan İştiraki

Fransa'daki Müslüman dernekleri, başından bu yana camiler ve bu camilerin idaresinden sorumlu derneklere yönelik müdahalenin yanı sıra Müslümanlara ait dernek ve sivil toplum kuruluşlarının finansmanını denetim altına almayı öngördüğü için tasarıya karşı çıkıyor.

Katolikler de İtirazlarını Yükseltiyor

Fransız Piskoposlar Birliği Başkanı Eric de Moulins-Beaufort, Fransız Haber Ajansı'na (AFP) yaptığı açıklamada tartışılan tasarının yasalaştıktan sonra ileride sert yönetimler tarafından daha katı bir şekilde yorumlanma ihtimalinin kendilerini oldukça endişelendirdiği görüşünü dile getirdi.

Eric de Moulins-Beaufort, 'Güvenlik veya sağlık gerekçeleriyle dini özgürlüklerin kısıtlanması söz konusu… Burada güven içeren bir rejimden güvensizlik içeren bir rejime geçiyoruz.' diyerek rahatsızlığını ifade etti.

Fransız piskopos, Vatikan'ın da yakından izlediği tasarının kendilerine sunulan ilk halinden oldukça farklı bir şekil aldığını belirtti ve tasarının şimdiki halinin bütün dinler için rahatsız edici unsurlar taşıdığını söyledi.

Protestanlar: 1905'deki Yasadan Geri Adım

Fransız Protestanlar Federasyonu Başkanı François Claivairoly, tasarıyı, 1905'te yürürlüğe giren kiliseler ve devlet arasında kesin ayırımı getiren ve oldukça liberal buldukları 'laiklik yasasının sonu' olarak gördüklerini ifade etti.

Claivairoly, valilere dini derneklerin denetimi konusunda önemli yetkiler verilmesini eleştirirken, dini derneklerin hesaplarının şeffaf olmasını öngören maddelerde tutarsızlık bulunduğu şikayetinde bulundu.

Museviler de Mesafeli

Fransa Baş Hahamı Haïm Korsia, tasarıya tam karşı olmamakla birlikte bazı noktalarda dikkatli olunması gerektiğini ifade etti.

Aşırı radikallerin kabul edilemez eylemlerine karşı harekete geçilmesini anlayışla karşıladıklarını ifade eden Korsia, bununla birlikte, bütün dinlerin temsilcilerinin tasarıya karşı tam bir ortak cephe halinde karşı olmadıklarını, farklı noktalarda ise itirazları bulunduğuna kaydetti.

Kendilerinin Korsia, laikliğin, ateizm anlamına gelmediği, laikliğin dinin olmaması veya kısıtlaması anlamına da gelmemesi gerektiği görüşünü dile getirdi.