İsmail Mansur Özdemir

Tarih boyunca yetiştirdiği ilim ve fikir adamları, sanatçı ve alimleriyle bilinen, onların ardında bıraktığı eserlerle dünyada Türk-İslam mimarisinin zirveye ulaştığı şehirlerden Buhara, ziyaretçilerini maneviyatıyla da kuşatıyor.

İsrail ile 4 Arap Ülkesi Arasında Ticaret Hacmi Arttı İsrail ile 4 Arap Ülkesi Arasında Ticaret Hacmi Arttı

Özbekistan'ın Ankara Büyükelçiliği'nin davetiyle yaptığımız ziyarette bir araya geldiğimiz tarihi kent Buhara'nın Valisi Botır Zaripov'dan ülkemize de bir çağrı geldi. Zaripov, bölgenin İslam medeniyeti açısından çok önemli olduğunu, ilim hazinelerinin dergahlarının bulunduğu Buhara'ya herkesi beklediklerini iletti.

Zerefşan Nehri havzasında büyük bir vahada yer alan Buhara, köklü tarihinin yanı sıra sahip olduğu manevi atmosferle de ziyaretçilerini büyülüyor. Geçmişin izlerini taşıyan şehrin sokaklarında yürürken, her köşe başında İslam tarihi ve kültürüne ait kıymetli bir esere rastlamak mümkün.

Büyük astronomi bilgini Uluğ Bey'den tutun da İbn-i Sina'ya, Bahaettin Nakşibendi ve Hoca Abdulhalık Gücdevani'ye kadar pek çok ilim irfan ve maneviyat alimine ev sahipliği yapmış olan Buhara, Kubbet'ül İslam unvanıyla bölgeye gelecek olan ziyaretçileri tarihi sokaklarında yüzyıllar öncesine götürüyor.

'Buhara Sadece Bizim Değil, Büyük Bir Medeniyetin Parçası'

'Buhara, tarihi olarak sadece bizim değil aynı zamanda büyük bir medeniyetin de parçası' diyen Zaripov, şehrin maneviyatının üst seviyede olduğunu, son yıllarda yapılan restorasyonlarla da ortak medeniyetin anıtlarının çok daha güzel bir görünüme kavuştuğunu ifade etti. 2 bin 500 yıllık bir tarihin büyük bölümünün İslam ve Türk medeniyetinin ayak izlerinden oluştuğunu da aktaran Zaripov, 'Sizlerin aracılığıyla Türkiye'deki kardeşlerimize sesleniyorum. Özbekistan sizin kardeş ülkeniz. Özbekistan'ı unutmayın ve bilhassa Buhara'yı unutmayın. Sizleri hem ticari olarak hem de kültür turizmi açısından şehrimize bekliyoruz' dedi.

Özbekistan'ın diğer birçok şehri gibi Buhara da bir dönemin Türk-İslam mimarisinin en güzel örneklerinin görülebileceği ihtişamlı camilere, yüksek minarelere, mavinin farklı tonlarının kullanıldığı kervansaraylara ve çinilerle kaplı medreselere sahip. Şehirde, asırlardır din adamlarını yetiştiren bazı medreseler ise günümüzde de bu görevini icra etmeye devam ediyor.

'Türkiye'den Gelecek Olan Ziyaretçilere Ev Sahipliği Yapmak İstiyoruz'

Zaripov, son yıllarda ülke olarak özellikle Türkiye ile kurulan sıkı ilişkileri hem ticari anlamda hem de turizm alanında daha da ileri taşıma gayretinde olduklarını ifade ederek, 'Orta Asya sizin ana yurdunuz. Hele de Buhara hem İslam medeniyeti için hem de Türkler için çok önemli bir şehir. Yapılan çalışmalar neticesinde bölgeye Türkiye'den gelecek olan ziyaretçilere ev sahipliği yapmak istiyoruz' diye çağrıda bulundu.

Dünyada "Kubbet-ül İslam" Unvanına Sahip 3 Şehirden Biri

Köklü tarihinin yanı sıra bir dönem ilim ve sanatın önemli merkezlerinden Buhara'nın yetiştirdiği pek çok alim, şair, bilim ve devlet adamı arkasında çok sayıda kıymetli eser bıraktı.

Şehir, modern tıbbın temel taşlarını koyan, tıp, fizik ve felsefe gibi alanlarda çok sayıda kitap yazan ve Batı'da "Avicenna" olarak tanınan İbn-i Sina'nın doğup büyüdüğü yer olması hasebiyle Batılı turistlerin de oldukça ilgisini çekiyor. Buhara, İbn-i Sina'nın yanı sıra en önemli İslam alimlerinden İmam Buhari'nin yetiştiği topraklara da ev sahipliği yapıyor.

Dünyada "Kubbet-ül İslam (İslam'ın kubbeleri)" unvanına sahip 3 şehirden biri olan Buhara, Türk-İslam medeniyetinde oldukça önemli bir yere sahip.

Sahip olduğu ilmi ve tarihi dokuyu bugüne kadar korumayı başarmış ender şehirlerden Buhara'da görülmesi gereken onlarca görkemli yapıt mevcut.