Diğer uluslararası yetkililer ise Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) Gazze Şeridi'ne yönelik yardım ve yeniden yapılanma için 95 milyon dolarlık acil insani yardım çağrısı ile yetinmemeye, Filistin ile İsrailliler arasında sürmekte olan çatışmayı sona erdirme yönünde hesap verebilirliği zorlayıp 'siyasi adımlar' atmaya çağırdı.
Söz konusu karar, Pakistan'ın İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) adına sunduğu, 24 oy alan 'Doğu Kudüs ve 1948 toprakları dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında uluslararası insancıl hukuka ve uluslararası insan hakları hukukuna saygı duyulması' başvurusu üzerine geldi. Oylamada 14 ülke çekimser kalmış, 9 ülke (Uruguay, İngiltere, Marshall Adaları, Malavi, Almanya, Avusturya, Bulgaristan, Kamerun ve Çek Cumhuriyeti) ise karşı çıkmıştı. ABD'nin ateşkese yönelik bir 'tehdit' olarak değerlendirmekte acele ettiği karar, 'cezasızlıkla mücadele etmenin ve tüm saldırganları sorumlu tutmanın zorunlu olduğunu' teyit ediyor. Kararda aynı zamanda, uluslararası insani hukuk ve insan hakları hukukuna yönelik tüm ihlalleri soruşturma yönünde Doğu Kudüs dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında soruşturma yetkisi olan bir uluslararası soruşturma komisyonu kurulması öngörülüyor. Aynı zamanda tüm ülkelere uluslararası yasaları ihlal edecek şekilde kullanılabilecek silahları satmaktan kaçınmaları çağrısında bulunuluyor.
BM Yetkilisinden Önemli Açıklama
Söz konusu karar, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'in İsrail'in Gazze'ye yönelik gelişigüzel ve orantısız saldırılarının 'savaş suçu' teşkil edebileceği uyarısında bulunması ardından geldi. Zira buradaki sivil tesislerin askeri amaçlarla kullanılmadığı ortaya çıkmıştı. Aynı zamanda Hamas'ın eylemlerini 'uluslararası hukuk ihlalleri' olarak nitelendiren Bachelet, Hamas ve diğer silahlı grupların İsrail'i roket yağmuruna tuttuklarını vurgulayarak 'Bu füzeler, askeri ve sivil hedefler arasında ayrım gözetmiyor. Bu nedenle uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlali anlamına geliyorlar' ifadelerini kullandı. İsrail'in verdiği tepkinin çok sayıda sivilin ölümüne, ayrıca sivil tesislerin yıkılması ve büyük ölçüde hasar görmesine neden olduğunu açıklayan Bachelet, 'İsrail'in bu binaların çoğunun silahlı gruplar barındırdığını veya askeri amaçlarla kullanıldığını iddia etmesine rağmen, buna dair bir kanıt kaydetmedik. Siviller ve sivil nesneler üzerindeki etkilerinin ayrım gözetmeyen ve orantısız olduğu tespit edildiği taktirde, bu saldırılar savaş suçları teşkil edebilir' açıklamalarında bulundu.
BM Ortadoğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland ise İsrail'in Gazze saldırılarının sona ermesinin ardından BMGK üyelerini son gelişmeler hakkında bilgilendirdi. Anlaşmayı, şiddetin ve yükselişin durmasını memnuniyetle karşılayan Wennesland, 'Mısır ve ABD'nin kritik rolüne, aynı zamanda Katar'ın çalışmalarına' övgüde bulundu. 95 milyon dolar değerindeki acil insani yardım çağrısını ele alan Wennesland, BM'nin Gazze halkına yönelik acil insani yardımları koordine ettiğini belirtti. 'Düşmanca eylemlerin sona ermesini sağlama yönünde önemli siyasi adımlar gerekli. Gazze'deki sıkıntılar siyasi çözümler gerektiriyor' ifadelerini kullanan Wennesland, söz konusu çatışmaların 'korkunç acılara, yıkıma yol açtığını ve birçok sivilin hayatına mal olduğunu' vurguladı. Wennesland aynı zamanda İsrail'in hava saldırılarında aralarında en az 66 çocuk, 38 kadın, 3 engelli ve 1 gazeteci olmak üzere 253 kişinin öldürüldüğü verilere atıfta bulunarak, en az 126 sivilin hayatını kaybettiğinin altını çizdi. Ayrıca 2'si çocuk, 5'i kadın ve 3'ü yabancı olmak üzere 9 İsrailli öldürüldü; Gazze sınır çiti yakınlarında düzenlenen tanksavar füze saldırısında bir asker hayatını kaybetti. BM, en az 57 okul, 9 hastane ve 19 sağlık merkezinin tamamen veya kısmen hasar gördüğü öngörüsünde bulunuyor.
Şiddette parmağı olan faillerinin sorumlu tutulması çağrısında bulunan Wennesland, tüm yerleşim faaliyetlerinin uluslararası hukuka göre yasadışı olduğunu yineledi. Ayrıca 'Şiddeti sona erdirmek ve insani sonuçlarını ele almak için acil adımlar atmak, kritik önceliktir. Bu çatışmaya sürdürülebilir ve uzun vadeli çözümler getirilmesi için harekete geçilmelidir. İki devletin başkenti Kudüs olan iki uygulanabilir bir devlet elde etmek amacıyla tarafların anlamlı bir müzakere yoluna dönmelerini sağlayacak siyasi ufuk sağlanmalıdır' ifadelerine başvurdu.
BMGK üyeleri ayrıca, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini'nin brifingini dinledi. 'Geçtiğimiz haftalarda yaşananlar, İsrail-Filistin ihtilafını çözmek için gerçek ve kapsamlı herhangi bir çabanın yokluğunda, savaş ve şiddetin devam ettiğini açıkça hatırlattı. Çatışmayı kontrol altına alarak siyasi gidişatı geciktirmek artık bir seçenek olmamalı. İnsani yardımla sınırlı bir tepki ise çatışmanın bir sonraki turunu engellemeyecektir' ifadelerinde bulunan Lazzarini, BMGK'nın 1860 sayılı kararı doğrultusunda kuşatmayı kaldırmayı amaçlayan gerçek bir siyasi yol çağrısında bulundu. Zorla tahliye ve idari yıkımı yasaklayan uluslararası hukuk uyarınca tüm tarafların sorumlu tutulması çağrısını yineleyen Lazzarini, 'insani yardım ve yeniden yapılanma çabaları için tam finansman' çağrısında bulundu.
BM İşgal Altındaki Filistin Toprakları İnsani Yardım Koordinatörü Lynne Hastings, İsrail'in Doğu Kudüs dahil olmak üzere Gazze ve Batı Şeria'daki askeri operasyonlarından etkilenenleri destekleme yönünde acil eylem planı başlattı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM İnsani İşler Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Mark Lowcock ile birlikte üye ülkeleri planı desteklemeye çağıran Hastings, işgal altındaki Filistin toprakları için insani yardım fonundan 18 milyon dolar, ek olarak Lowcock'un bildirdiği 4,5 milyon dolar ayrıldığını açıkladı.