MP Dosya

“Cenin'de Pusu Savaşın Gidişatını Değiştirdi...” Filistinli Bir Direnişçi Cenin'deki Çatışmaların Ayrıntılarını Anlattı

Filistinli direnişçi, Cenin Tugayı savaşçılarının girdiği ve 48 saatten fazla süren "Cenin direnişi"nin detayları hakkındaki demecini "Cenin şehir merkezinde işgal ordusuna ait bir aracın geçtiğimiz günlerde pusuya düşürülmesi savaşın gidişatını değiştirdi" sözleriyle özetledi.

Abone Ol

Muslim Port Haber Merkezi | Büşra Zehra Çamdalı

Cenin Tugayı savaşçıları, Cenin şehir merkezinde ve Sinema Caddesi olarak da bilinen caddede bir İsrail askerî aracını patlatmayı başardı. İşgal mekanizmalarının Cenin kampından geri çekilme girişimi sırasında, ev yapımı bir bombanın patlatılmasıyla gerçekleştirilen pusuda İsrailli bir subay öldürüldü ve subayın ölümü İsrail tarafından da doğrulandı.

Cenin Savaşı’nda son anlara kadar bulunan savaşçılardan biri olan N.N., şunları söylüyor: “İşgal kuvvetleri çekilmenin başladığını duyurmadan hemen önce, askerî bir birlik Sinema Caddesi'nde ilerliyordu ve tabii ki biz caddeye bir dizi patlayıcı döşemiştik. Orduya ait araçlarının birinde -Allah'ın izniyle- patlayıcılardan biri patlayarak içerideki tüm askerlerin doğrudan yaralanmasını sağladı ve bir subay da olay yerinde öldü.” Pusunun zamanlamasının ve sonucunun işgal güçlerini, geri çekilme planını değiştirmeye ve kamptan ve çevre mahallelerden çekildiğini duyurmak için acele etmeye mecbur bıraktığını vurgulayarak, eğer yerleştirilen tüm patlayıcılar patlasaydı tüm işgal biriminin yok olacağını da ekliyor.

SAVAŞTA YENİ YÖNTEMLER

İsrail, (geçen) Pazartesi günü şafak vakti Cenin kampına, -uçak ve buldozerlerle desteklenmiş- büyük çapta kuvvetlerle askerî bir operasyon başlattı.İsrail uçakları, kamptaki Filistin direnişinin karargahı olduğunu iddia ettiği hedefleri bombaladı. Bu İsrail’in -2002'deki saldırısından bu yana- kampa karşı yürüttüğü en büyük askerî operasyondu. Bununla birlikte Cenin Tugayı ve -bu operasyona "Bas Cenin" adını veren – diğer Filistinli direniş grupları, işgal güçlerinin -kendileri sebebiyle- operasyon başlattıklarını iddia ettikleri hedeflerin hiçbirine ulaşamadan kamptan ayrıldığını vurguladı. Savaşçılar arasındaki şehit sayısının üç savaşçıyı geçmemesi de bunu kanıtlar niteliktedir. N.N. “İşgalin, diğer Filistin vilayetlerinde yabancı operasyonlara katılan bir grup direnişçiye suikast tehdidi açıktı. Biz de bunun farkındaydık. Ama savaş alanında olan şu ki, bu direnişçiler zarar görmediler ve Allah'a şükür hiçbirini de kaybetmedik.”

Yine, Cenin Taburu’na mensup bir direnişçi, işgal güçlerinin kampın içinde ve çevresinde çok sayıda yeri bombalamasının yanı sıra ağır teçhizat ve silahlar kullandığı iki günlük savaşın ayrıntılarını şöyle anlatıyor:   "Çatışmadan önceki saatlerde, Cenin kentini çevreleyen bazı kontrol noktalarında ve bölgelerinde büyük işgal kuvvetlerinin yoğun hareketlenmelerini gözlemledik ve İsrail'in kamp arazisine askeri operasyon düzenleme niyetinde olduğu yönünde haberler dolaşıyordu. Tabii ki savaşçılar hazırlıklarını tamamladılar, mevzilerini aldılar ve nöbet ve gözlem noktalarından geri çekilme başladı ve sadece kampın merkezinde Cenin Kulübü'nün yanında bulunan ve ilk füzenin düştüğü, Samih Ebu’l Vefa’nın şehit olduğu ana nokta kaldı.”

N.N., savaşın, tüm grupların katılımı ve ortak harekat odasının liderliği ile başladığını, ancak en büyük güvenin, direnişçilere mali destek, malzeme ve teçhizat sağlayan ve gençlerinin tamamının savaşa katılan Cenin Taburu'na duyulduğunu vurgulayarak ana gözlem noktasının bombalanmasının ardından işgal güçleriyle doğrudan çatışmaların başladığını ifade etti. “Caddeye döşenen patlayıcıları patlatmanın yanısıra (dirsek) denilen el bombalarını da patlatmaya başladık. Yöntemimiz, bir aracı patlatmaya ve ardından doğrudan mermilerle saldırmaya dayanıyordu.”

GEÇMİŞ TECRÜBELER

Cenin Tugayı ve savaşçıları, 2002 işgalindeki savaş deneyiminden yararlandı. Direniş savaşçıları ve halk için buldozerlerin kampa gireceği beklentisi mevcuttu. O dönemdeki işgal yöntemi, evleri buldozerlerle yıkarak direnişi yıpratmaktı. Savaşçılar, bunun 20 yıl boyunca kamptaki direnişin sona ermesine ve daha sofistike ve bilgili deneyimler ve yöntemlerle tekrar geri dönmesine yol açtığını söylüyor. N.N. sözlerine şöyle devam etti: "Çatışmanın başlamasından dört saat sonra, direnişçilerin üzerindeki baskıyı azaltmak için cami hoparlörleri ve kablosuz cihazlar aracılığıyla kamp sakinlerini sokağa çağırmaya başladık.Nitekim ilk saatlerde direnişin kaybı sıfırdı ve sadece 4 gözlem noktası bombalandı. N.N. aynı zamanda “Kamp dışından çok sayıda direnişçinin katılmasının ardından yeni gruplar oluşturulduğuna ve yeniden mevzilenme sağlandığına” da işaret etti.Direnişçiler, aralarındaki hareketi kolaylaştırmak için her grubun başında birer kişi olacak şekilde 20 gruba dağıtılmıştı.

İlk 24 saat boyunca işgal güçlerinin kampı bombalama, cadde ve sokakları tahrip etme yönündeki baskısı oldukça büyüktü.İşgal güçleri, sürekli yer değiştiren ve kamp dışından ve civar bölgelerden çatışmaya girerek onları gafil avlayan direnişçileri aramak için kampta ev ev dolaşmaya başlamıştı.

KAMPTAN ÇIKIŞ

Filistinli direnişçi, işgal ordusu komutanlığının pazarlamaya çalıştığı gibi direnişçilerin ilk andan itibaren kampı terk etmediğini, kamptan çıkışlarının -savaşın üzerinden 24 saatten fazla bir süre sonra geçtikten sonra- Salı gecesi gerçekleştiğini vurguladı. "Salı gecesi saat onda İsrail, halkın kampı terk etmesine izin verdi ve insanlara evleri bombalama niyetlerini bildirdi. Bu çok sayıda direnişçi genci kamptan ayrılmaya sevk etti. Tabii ki, aslında olan şuydu; İşgal güçlerine ve onun mekanizmalarına yönelik dış saldırı planını tamamlamak için kamptan ayrıldılar. Filistinli direnişçi "Özellikle son ana kadar İsrail'in suikast listesine aldığı ben dahil olmak üzere çok sayıda direnişçinin kampta kaldığını" da ekliyor.

HALK DESTEĞİ

Direniş, direnişi savaş öncesi ve sırasında desteklemenin yanı sıra, evlerini ona açan ve savaş sırasında kampta konuşlanmalarına izin veren kamp sakinlerinin direnişe olan “halk desteğini” övüyor. Direniş savaşçıları, kamp halkının 2002'deki fedakarlığı tekrarlayarak  direnişin sebatında ve başarısında büyük bir lütfa sahip olduğunu vurguluyorlar.

N.N., taburun, özellikle işgal ordusunun askeri operasyonun sona erdiğini resmi olarak açıklamaması nedeniyle, İsrail'in yakın gelecekte suikastlar gerçekleştirmesini beklediğini söylüyor. Bununla birlikte, N.N.’nin söylediği kadarıyla direniş, şu anda savaşçılarının hayatlarını ve güvenliklerini korumak için ekipmanlarını ve teçhizatlarını yenilemeye çalışıyor. N.N., zaferin nedenlerini “ Direnişin işgal mekanizmalarını doğrudan vurduğu ve işgalcilerin saflarında -her zamanki gibi ilan etmediği- kayıplara neden olan pusuların niceliği” ile özetliyor. Bununla birlikte şunu da ekliyor: “ Bununla birlikte direnişçilerin işgale doğrudan saldırdıklarını da görüyorduk.  Direniş savaşçıları, savaş sırasında İHA'ları mevcudiyet noktalarımızdan uzak tutmanın bir yolunu bulmanın yanı sıra, kampın dışındaki noktalara ulaşıp, orada çatışmaya girerek askerleri gafil avlamayı başardılar. Ve yine evlerin arasına ağır plastik parçalar saçarak kampın çevresindeki yüksek binalara konuşlanmış keskin nişancıları yanıltmayı da başardılar ki biz buna gölgelik diyoruz.”

İsrail'in (geçen) Pazartesi günü başlattığı ve iki gün süren askeri operasyonda 12 kişi öldü, 20'si ağır 120'den fazla kişi yaralandı.

*Yazımız Al Jazeera kanalında yayınlanan makaleden çeviri yapılmıştır.