Panelin öncesinde, Çin'in Doğu Türkistan'daki zulümlerinin son bulması çağrısıyla ortak basın açıklaması gerçekleştirildi. Müslüman ülkelere çağrıda bulunan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, 'Çin, karşısında bir blok görmeli' dedi.

İHH İnsani Yardım Vakfı, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği, Uluslararası Doğu Türkistan STK'lar Birliği, Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği, Millî Türk Talebe Birliği, FSMVÜ Hukuk Kulübü, Genç İHH ve İNSAMER tarafından 'Doğu Türkistan'daki Soykırım ve Hak Arayışları' paneli düzenlendi. Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi'nde gerçekleştirilen panelin öncesinde kuruluşlar adına ortak basın açıklaması yapıldı. Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Av. Abdullah Resul Demir'in yaptığı basın açıklamasında, Çin'in sayıları 1.200'ü geçtiği ifade edilen toplama kamplarında 3 milyona yakın kişiyi alıkoyduğu belirtilerek, 'Çin zulmünün açıkça diğer adı adım adım soykırımdır. Çin'in bu zulmüne karşı; ulusal ve uluslararası kamuoyunu farkındalığa çağırıyoruz. Uygurlar bugün en temel insani hakları ellerinden alınmış bir halk olarak kitlesel bir zulümle karşı karşıya bulunuyor' denildi.

“Bu Geminin Yola Çıkmasını Neden Engelliyorsunuz? Biz Şehit Olmaya Hazırız” “Bu Geminin Yola Çıkmasını Neden Engelliyorsunuz? Biz Şehit Olmaya Hazırız”

'EVLERİN KAPILARI KAYNAK YAPILARAK KİLİTLENİYOR'

Uygur bölgesinde, Uygurcanın tüm eğitim kurumlarından kaldırıldığı ifade edilen açıklama şöyle devam etti: 'Din eğitimi ve öğretimi yasaklanmış, Kur'an-ı Kerim dahil dini kitapları bulundurmak ve okumak, ibadet etmek, sakal bırakmak, başörtüsü takmak ve uzun etek giymek yasaklanmıştır. Şimdi bir de bu zulümlere Çin hükümetinin irrasyonel 'Sıfır Kovid' nedeniyle eve kapatılma zorunluluğu eklendi. Evlerin kapıları kaynak makineleriyle kapatılmakta, insanların en temel ihtiyaçlarını gidermek için dahi dışarı çıkmalarına müsaade edilmemektedir.'

'MÜSLÜMAN DEVLETLERİ KONSOLOSLUK AÇMALI'

Basın açıklamasının ardından konuşan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Doğu Türkistan'da büyük zulümlerin yaşandığını belirtti. Yıldırım, 'İslam dünyası güçlü. Ama özgüvenli olunması gerekiyor. Çin, İslam coğrafyasının pazarı konumunda. İslam coğrafyası alışverişi kesse Çin aciz kalır. Çin'e yaptırımlar uygulanmalı. İslam dünyasının devletleri Doğu Türkistan'ın bütün şehirlerinde konsolosluk açmalı' dedi.

'CUMHURBAŞKANIMIZ TOPLANTI ÇAĞRISI YAPMALI'

Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan tahıl koridoru krizinde kritik bir rol üstlendiğini ifade eden Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: 'Sayın Cumhurbaşkanımızdan çok acil bir şekilde Türk Cumhuriyetleri ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nı Doğu Türkistan konulu bir toplantıya çağırmaya davet ediyoruz. Çin, karşısında bir blok görmeli. Cumhurbaşkanımız Ukrayna-Rusya arasında üstlendiği önemli rolün bir benzerini Doğu Türkistan konusunda üstlenirse Doğu Türkistan'a çok müspet dönüşleri olacağına inanıyorum.'

'SUÇLULARIN İADESİ ANLAŞMASI TBMM'DEN GEÇMEMELİ'

'Türkiye, 10 gün diplomasi yürütse her şey çok farklı olur' diyen Yıldırım, 'Çin, zannedildiği kadar güçlü değil. Çin, Doğu Türkistan'da evleri toplama kamplarına, hapishanelere dönüştürdü. Konuşma zamanı bitti. Allah'ın Türkiye'ye verdiği gücü, Türkiye Doğu Türkistan için kullanmalı. Türkiye ile Çin arasında 2017 yılında suçluların iadesi anlaşması imzalandı. Bu anlaşma TBMM'den geçerse, Doğu Türkistanlıların Çin'e teslim edilecek. Avusturya bu anlaşmayı nasıl çöpe attıysa Türkiye de bu anlaşmayı iptal etmeli' ifadelerini kullandı.

'KADINLAR CİNSEL İSTİSMARA MARUZ BIRAKILIYOR'

  • Yıldırım'ın ardından söz alan Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme Derneği Genel Sekreteri Abdulahad Udun, Çin'in Doğu Türkistan'daki 73 yıllık işgali süresince büyük zulümler işlediğini belirtti. Udun, 'Doğu Türkistan'da 8 milyondan fazla insan gözaltı kamplarında tutuluyor. Doğu Türkistan'ın doğal kaynakları 1,4 milyar Çinlinin ihtiyacını karşılarken, yerel halk yoksulluk sınırının altında bırakılıyor. Kadınlar Çin tarafından zorla kısırlaştırma, kürtaj ve cinsel istismara maruz bırakılıyor. Doğu Türkistanlılara sistematik olarak soykırım uygulanıyor. Raporlara göre 20 binden fazla cami ve mescit Çin devleti tarafından yıkıldı ya da amacının dışında kullanılmaya zorlandı' dedi.