Halil’in avukatı Remzi Kasım, hâkim karşısında yaptığı açıklamada, müvekkilinin hukuki danışmanlık alma hakkından mahrum bırakıldığını belirtti. Kasım, Halil’in yalnızca Louisiana’daki avukatlarla devlet gözetiminde olan bir telefon hattı üzerinden konuşabildiğini ve hâlâ avukatlarıyla uzun bir görüşme yapamadığını söyledi.
Kasım ayrıca Halil’in, eşiyle birlikte evine dönerken gece vakti gözaltına alındığını ve 1.600 kilometre uzağa, Louisiana’ya götürüldüğünü ifade etti. Halil’in eşi, ABD vatandaşı olup ilk çocuklarına sekiz aylık hamile.
Avukat, Halil’in “Filistinlilerin haklarını savunduğu için gözaltına alındığını ve sınır dışı edilmek istendiğini” belirterek, müvekkilinin avukatlarıyla özgürce görüşmesine izin verilmesini talep etti.
Gözetimsiz Telefon Görüşmesi İzni
Yargıç Jesse Furman, Halil’in her gün bir kez gözetimsiz telefon görüşmesi yapmasına izin verilmesine hükmetti.
Halil’in avukatlarından biri, eşi tarafından yazılan ve ABD hükümetinden eşinin serbest bırakılmasını talep eden bir açıklamayı mahkemede okudu. Açıklamada, Halil’in evinden kaçırıldığı ve Filistin halkının haklarını savunduğu için gözaltına alınmasının utanç verici olduğu vurgulandı.
Henüz sınır dışı edilme veya davanın nerede görüleceği konusunda nihai bir karar çıkmadı. ABD hükümeti, davanın ya sınır dışı işlemlerinin başlatıldığı New Jersey’de ya da Halil’in şu an tutulduğu Louisiana’da görülmesi gerektiğini savunuyor.
Yargıç Furman, hükümete yasal savunmasını sunması için cuma gününe kadar süre tanıdı ve nihai kararın pazartesi günü çıkmasının beklendiğini açıkladı.
Mahkeme binası dışında, Halil’e destek veren yüzlerce kişi Filistin bayrakları açarak protesto düzenledi. Ünlü oyuncu Susan Sarandon da mahkemeye gelerek Halil’e destek verdi.
ABD yetkilileri, Columbia Üniversitesi mezunu ve İsrail’in savaş politikalarına karşı büyüyen öğrenci protestolarının önde gelen isimlerinden biri olan Halil’i gözaltına almıştı. Daha sonra kendisi Louisiana’ya götürülerek hafta sonunda Göç ve Gümrük Muhafaza (ICE) tarafından alıkonuldu.
Hükümet, Halil’e herhangi bir suçlama yöneltmedi ancak protestolara katılımı nedeniyle daimi oturma iznini (Green Card) iptal etti.
Sınır Dışı Kararı ve Tepkiler
Halil’in tutuklanması, Başkan Donald Trump yönetimine muhalif olan çevrelerde ve ifade özgürlüğü savunucuları arasında büyük tepki çekti. Bazı sağ görüşlü isimler bile bu adımın ifade özgürlüğü üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceği yönünde endişelerini dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise dün yaptığı açıklamada, Halil’in gözaltına alınmasının ifade özgürlüğüne bir saldırı olmadığını savundu. İrlanda’daki G7 Dışişleri Bakanları toplantısına giderken konuşan Rubio, “Bu ülkeye öğrenci vizesiyle geldiğinizde ve Hamas gibi örgütleri desteklediğinizde, vizenizi iptal ederiz” dedi.
Rubio, “Eğer burada geçici oturma izni aldıysanız ve bu tür eylemlerde bulunuyorsanız, sizi sınır dışı ederiz. İşin özü bu kadar basit” ifadelerini kullandı.
Sınır Dışı Listesi
ABD İç Güvenlik Bakanlığı, Halil’in gözaltına alınmasına ilişkin yaptığı açıklamada, Başkan Trump’ın antisemitizmi yasaklayan yürütme emirleri doğrultusunda hareket ettiklerini ve Dışişleri Bakanlığı ile koordineli çalıştıklarını belirtti.
Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Leavitt ise salı günü yaptığı açıklamada, Columbia Üniversitesi'nde öğrenim gören ve protestolara katıldığı iddia edilen diğer öğrencilerin de sınır dışı edilmesi için hükümet tarafından bir liste hazırlandığını duyurdu.
Columbia Üniversitesi, “antisemitizmle yeterince mücadele etmediği” suçlamasıyla 400 milyon dolarlık federal fonun kesilmesine rağmen, hükümetin sınır dışı politikalarına destek vermedi.
Üniversitelerde Büyüyen Protestolar
Geçtiğimiz yıl ABD’deki üniversitelerde İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşına karşı geniş çaplı öğrenci protestoları düzenlendi. Bazı protestolar polis ile İsrail karşıtı göstericiler arasında şiddetli çatışmalara dönüştü.
Başkan Trump, Filistin yanlısı protestolara katılan yabancı öğrencilerin sınır dışı edileceğini açıklamıştı. Trump ve bazı Cumhuriyetçi yetkililer, protestocuları Hamas’ı desteklemekle suçluyor.
ABD’nin desteklediği İsrail, 7 Ekim 2023 ile 19 Ocak 2025 tarihleri arasında Gazze’de “soykırım” gerçekleştirdi. Bu süreçte çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 160 binden fazla Filistinli öldürüldü veya yaralandı. Ayrıca 14 binden fazla kişi kayboldu.