Bu ihlallerin büyük çoğunluğu birden fazla ihlali içeren karma ihlallerdi. En fazla kaydedilen ihlaller arasında baskınlar ve ev baskınları %49,6 ile ilk sırada, tutuklamalar ise %11,6 ile ikinci sırada yer aldı.
Kuruluşun aylık raporuna göre, işgal güçleri Kudüs’ün farklı mahallelerinde 40 kez doğrudan ateş açma ve saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırılar sonucu 16 yaşındaki Adem Mecdi Sab, 26 Ocak’ta Kalendiya kontrol noktasında sağ uyluğundan vurularak hayatını kaybetti. Ayrıca 13 kişi yaralandı ve onlarca kişi boğucu gaz nedeniyle solunum zorluğu yaşadı. En az 16 Filistinli ise işgal askerleri tarafından dövülerek darp edildi.
Baskınlar ve Tutuklamalar
Rapora göre İsrail işgal güçleri Kudüs’te 351 baskın düzenleyerek 82 Filistinliyi tutukladı. Gözaltına alınanlar arasında 4 çocuk ve 14 kadın bulunuyor. Ayrıca 12 kişi ifadeye çağrıldı, 3 kişiye ise ev hapsi cezası verildi. İşgal güçleri, Batı Şeria’dan Kudüs’e çalışmak için gelen çok sayıda işçiyi de gözaltına aldı.
Mülklerin Gasp Edilmesi ve Yerleşim Politikaları
İsrail işgali, Filistinlilerin ev ve mülklerine el koyma politikasını sürdürdü. Ceb’a, er-Ram ve Kefr Akab bölgelerinden Filistinlilere ait toplam 262 dönüm arazi gasp edildi.
Ayrıca Silvan’daki Batnu'l-Heva Mahallesi'nde yaşayan Er-Recbi ve Basbus ailelerine tahliye kararları tebliğ edildi.
Rapor, işgal yönetiminin Ez-Zaim kontrol noktası çevresinde 15 dönüm araziye el koyacağını bildirdiğini ve Silvan’da 26 Filistinli ailenin evlerinden zorla çıkarıldığını ortaya koydu. 21’i Er-Recbi ailesine, 5’i ise Basbus ailesine ait olan bu evlere, geniş çaplı bir Yahudi yerleşim planı yararına el konuldu.
İsrail, ayrıca Kudüs Havalimanı ve Atarot sanayi bölgesini kapsayan geniş bir alanda yüzlerce dönüm araziye el koyma kararı aldı.
Yerleşim Politikaları ve Kudüs’ün Yahudileştirilmesi
Ocak ayı boyunca İsrail işgal yönetimi, Kudüs’ün Yahudileştirilmesi ve yerleşim projelerini güçlendirme kapsamında 9 yeni proje ve uygulama hakkında karar aldı.
Bunlar arasında:
"Silikon Vadisi" projesinin başlatılması (Vadi’l-Cevze bölgesinde)
Yahudi yerleşimciler için yeni bir park açılması
Şeyh Cerrah Mahallesi'nde bir Yahudi dini okulu ve öğrenci yurdu inşa edilmesi
Beyt Mezmil bölgesinde yerleşimcilere hizmet edecek eğlence, spor ve sosyal faaliyet tesisleri kurulması
Atarot’ta 9000 yeni konut inşa edilmesi
Şurfat bölgesinde 1100 yeni yerleşim birimi kurulması gibi projeler bulunuyor.
Mescid-i Aksa’ya Saldırılar ve Engellemeler
Rapor, Ocak 2025’te toplam 5922 yerleşimcinin ve binlerce turist kisvesi altındaki kişinin Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlediğini ve bu baskınların 21 gün boyunca sürdüğünü belgeledi.
İsrail işgal güçleri, Aksa’nın avlusunda Talmudik ayinlerin düzenlenmesine izin verdi ve üç büyük ihlale imza attı.
Öte yandan, işgal güçleri binlerce Filistinlinin Mescid-i Aksa’ya girişini askerî kontrol noktaları ve baskıcı uygulamalarla engelledi. Raporda, bu politikaların İsrail’in Kudüs’ün Yahudileştirilmesini hızlandırma ve Mescid-i Aksa’da fiili bir durum ortaya çıkarma girişimlerinin bir parçası olduğu belirtildi.
Yahudi Yerleşimcilerin Saldırıları
Rapora göre Yahudi yerleşimciler Ocak ayında Kudüs’te 16 saldırı düzenledi.
Bu saldırılar şu şekilde sınıflandırılıyor:
Filistinlilere doğrudan saldırılar
Bir Filistinlinin evine el koyma ve sakinlerini zorla çıkarma
Ana yolları kapatarak ulaşımı felç etme
Bütün bu saldırılar, İsrail işgal güçlerinin gözetiminde ve koruması altında gerçekleşti.
Uluslararası Uyarılar ve Çağrılar
"Kudüs İçin Avrupalılar" isimli kuruluş, İsrail hükümetinin Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya yönelik tehlikeli politikalarının bölgede yeni bir şiddet dalgasını tetikleyebileceği konusunda uyardı.
Özellikle İsrail hükümetindeki bazı bakanların Mescid-i Aksa’nın Yahudileştirilmesine yönelik açıkça ilan edilmiş planları olduğu hatırlatılarak, bu planların uygulanması durumunda topyekûn bir patlamaya yol açabileceği vurgulandı.
Kuruluş ayrıca, İsrail’in Kudüs genelindeki tırmanan saldırgan politikalarının ve özellikle Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallerinin ağır sonuçları olacağı konusunda uluslararası toplumu uyardı.
Son olarak uluslararası topluma, İsrail’e baskı yapılarak Filistinli ailelerin zorla tahliye edilmesine, Mescid-i Aksa’daki statünün değiştirilmesine ve işgal yönetiminin insan hakları ihlallerine derhal son verilmesini sağlamaya yönelik acil adımlar atılması çağrısında bulunuldu.