Kuzey Kıbrıs'ta Hizmet Sendikası (Hizmet-Sen), Din İşleri Dairesi'ne bağlı bir kurum olan Komisyon'un dini eğitim verebilme yetkisinin laiklik ilkesine aykırı olduğu öne sürdü.
Sendika konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.
Oy çokluğuyla alınan kararı, Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik yazılı bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu:
"Laik bir Cumhuriyetin varlığı için, ülkede din hürriyeti bulunması ve ayrıca din ve devlet işlerinin birbirlerinden ayrı olması gerekir. Bu kuralın gereği olarak laik bir devletin dini kurumları devlet fonksiyonları görmemelidir. Aynı şekilde devlet kurumları da din fonksiyonlarını ifa etmemelidir."
Kararda, Din İşleri Dairesi'nin, anayasal bir kurum statüsünde olduğu hatırlatıldı. Bu nedenle, Din İşleri Dairesi'ne bağlı Din İşleri Komisyonu'nun dini eğitimleri düzenleyemeyeceği belirtildi.
Bu kararla birlikte Kuzey Kıbrıs'ta Kur'an kurslarının faaliyetleri durduruldu.
Öte yandan mahkeme ilgili yasa maddesiyle ülkede dini personelin yerlerini değiştirme işlemleri, din hizmetleri yeterlik sınavı yapılması gibi görevlerin Din İşleri Komisyonu'na verilmesine yönelik itirazı ise laiklik ilkesine aykırı bulmadı.
Çavuşoğlu Tepki Gösterdi
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ortak basın toplantısı düzenledi. Tatar ve Çavuşoğlu, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
KKTC'de kuran kurslarının faaliyetlerinin durdurulması ile ilgili açıklamalarda bulunan Mevlüt Çavuşoğlu şu açıklamalarda bulundu:
Yargının bağımsızlığı ilkesi ve Anayasa Mahkemesi'nin verdiği bağlayıcı kararlara herkes saygı duyar ama eleştirme hakkımız var
Mahkeme hukuka uygun karar vermediyse bunu ben eleştiririm. Bu karar ideolojik bir karardır. Anayasaya göre ya da hükümlerine göre verilmiş değildir.
Ramazan ayının ilk haftasında bu kararın alınması manidar. Bu ideolojik karar Türkiye'de de hassasiyet oluşturdu.
'Kuzey Kıbrıs Bir Fransa Değildir'
Cuma namazı çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, "Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın laikliği bilmesi gerekiyor. Türkiye'de din eğitimi konusunda sorunlar çözülmüştür. Kuzey Kıbrıs bir Fransa değildir" dedi.
Ersin Tatar: KKTC'de Böyle Bir Mesele Olamaz
Konuyla ilgili yaptığı açıklamada KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar şu ifadeleri kullandı:
"KKTC'de böyle bir mesele olamaz. Bizler 1571'den beri bu topraklarda evvela Müslüman olarak, İslam'ın bir parçası olarak mücadelemizi hep inançlarımızla götürdük ve bugünlere kadar imanımızla geldik. KKTC'de Kur'an kurslarının kapanması gibi bir durum asla olamaz."
'Yapılacak Olan Hafızlık Kurslarının Devamını Sağlamaktır'
Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ersan Saner de konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, ülkede hafızlık eğitimi kurslarının yasaklanması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını söyledi.
Saner basında yer alan haberlerden öğrendikten sonra Din İşleri Başkanı Talip Atalay ile görüştüğünü belirtti.
Saner, "Şimdi yapılacak olan Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının ortaya çıkmasının ardından mahkemece eksik görülenleri gidermek ve hafızlık kurslarının devamını sağlamaktır" dedi. Saner açıklamasında, "Din İşleri Başkanlığı'nın da devletin bir kurumu olduğunu" vurguladı.
Devlet dışında bir kurumun hafızlık kursları düzenlemesinin mümkün olmadığını belirten Saner ayrıca şunları söyledi:
"Din İşleri Başkanlığı'nın dini alandan sorumlu bir devlet kuruluşu olarak ilgili bakanlık ve diğer devlet kurum ve kuruluşlarıyla işbirliği yaparak görevini yerine getirmesi gayet doğaldır ve esasen bu kurumumuzun görevidir. Anayasamız açıkça hiç kimsenin bir inancın kitabını ve esaslarını öğrenme ve uygulama hürriyetinden mahrum bırakılamayacağını yazmaktadır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi kararı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde hafızlık eğitimi kurslarının yasaklanması gibi bir durum söz konusu olamaz."
'Kimse Bir İnancın Kitabını Öğrenme Hürriyetinden Mahrum Bırakılamaz'
Kuzey Kıbrıs Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay da yaptığı yazılı açıklamada Anayasa Mahkemesi'nin kararını teyit ettiklerini söyledi.
Basında yer alan haberlerde Kuran eğitim-öğretiminin askıya alındığı izlenimi oluşturulduğunu savunan Prof. Dr. Atalay, imamların görevleri arasında isteyen herkese Kur'an eğitimi vermek olduğunu hatırlatarak, "İsteyen herkes görevlilerimizden Kur'an-ı Kerim öğrenebilir" dedi.
Mahkemeden gerekçeli kararı beklediklerini ifade eden Prof. Dr. Atalay açıklamasında şunları söyledi:
"Kuran-ı Kerim eğitim-öğretimi ile ilgili düzenleme yetkisi kime ait olursa olsun veya bir düzenleme bulunsun ya da bulunmasın evrensel temel hak ve özgürlükler ve mevcut Anayasamıza göre hiç kimse bir inancın kitabını ve esaslarını öğrenme ve uygulama hürriyetinden mahrum bırakılamaz."