Barnea, Reichman Üniversitesi'nde düzenlenen güvenlik konferansında, İsrail ve müttefiklerinin geçtiğimiz yıl Avrupa, Afrika, Güneydoğu Asya ve Güney Amerika'da 27 saldırıyı önlediğini ifade ederek, Tahran yönetiminin terör faaliyetlerinin bedelini ödemesinin zamanının geldiğini ileri sürdü.
Jerusalem Post gazetesi ayrıca Barnea'yı, İran'ın ‘ajanlarından’ biri aracılığıyla veya İsrail'e silah kaçakçılığı yoluyla da dahil olmak üzere İsraillilere veya Yahudilere yönelik herhangi bir saldırı durumunda İranlı liderleri ‘Tahran'ın kalbine saldırı’ ile tehdit ettiğini öne sürdü.
Mossad Başkanı, İsrailli veya Yahudilere yönelik her türlü zararın karşılığını olacağına işaret ederek şunları söyledi:
“Bunların hesabı İran'ın derinliklerinde, Tahran'ın kalbinde sorulacaktır. Terörist göndermeye karar verenlere ve terör birimlerinin en alttan en üste komplo kurmasına izin veren karar vericilere mesajımız yüksek, net ve kararlı. Emin olun size ulaşacağız ve herkesin göreceği şekilde adalet yerini bulacak. Bu geçmişte kanıtlandı ve gelecekte bunu bir sonraki seviyeye yükselteceğiz.”
İsrail geçtiğimiz haziran ayında, İran Devrim Muhafızları'nın adada İsraillilere yönelik yapması planlanan saldırıyı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin engellediğini açıklamıştı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre bu, İran Devrim Muhafızları'nın adada İsraillilere saldırı düzenlemeye teşebbüs etmekle suçlandığı, iki yıl içinde yaşanan ikinci olay oldu.
İsrail ve İran, onlarca yıldır Soğuk Savaş'takine benzer bir gölge savaşı yürütüyor. Sık sık karşılıklı olarak sabotaj ve suikast planları suçlamaları yapılıyor.