Söz konusu etnik gerilimin tam da 6 Ekim’de yapılması planlanan yerel seçimler öncesinde olması ise kamuoyunda endişe yaratıyor.

Oslobodjenje gazetesinin haberine göre, son dönemde Mostar’da yaşananlar sadece taraftar kavgası değil, aksine aşırı milliyetçi Hırvat partisi Hırvat Demokratik Birliğinin (HDZ) seçim programının yürürlüğe konulması.

Mostar’da daha önceden de etnik kökenli gerginliklerin yaşandığı bir gerçek.

Ancak son dönemde başta Boşnak ve Sırp kökenli vatandaşlara, özellikle de çocuklara yönelik saldırıların artması, şehirde bir güvensizlik duygusunu beraberinde getirirdi.

Saldırılara maruz kalan azınlık Sırplar ve bazı Boşnaklar, ciddi ciddi evlerinden çıkma, çocuklarını okula götürüp geri getirme korkusu yaşamaya başladı.

Her şeye rağmen polisin ve yargı makamlarının hızlı hareket etmesi ve failleri yakalaması, bazı birey veya grupların bu tür saldırılarını hem şehirde hem kantonda hem de ülke içinde sonlandırması için umut ışığı oluyor.

Seçimler gerginliği artırıyor

Ülkede her iki yılda bir yerel ve genel seçimlerin yapılması, özellikle Mostar gibi farklı milletlerden insanları bir arada yaşamak zorunda olduğu şehirlerde, seçim arifesinde şiddet olaylarının artmasına neden oluyor.

Durum böyle olunca, bunların Mostar’daki en güçlü siyasi oluşum konumundaki HDZ’ye yakın kişiler tarafından finanse ve organize edilen, para karşılığında gerçekleştirilen saldırılar olduğunu anlamak zor değil.

Zira Mostar'da 2020 yılında, tam 12 yıl sonra ilk kez bir yerel seçim yapılmıştı.

Bosna Savaşı Kasaplarından Kordic'in Yeniden Tutuklanmasını İsteniyor Bosna Savaşı Kasaplarından Kordic'in Yeniden Tutuklanmasını İsteniyor

Daha önce seçim yapılamadığı için seçim gerginliği de pek olmadığı gibi, şimdi seçimler öncesi Hırvatların iktidarı kaybetmemek için gerginlik çıkardıklarını tahmin etmek de zor değil.

Bu aşırı Hırvat milliyetçisi gruplar, zaman zaman İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma Partizan mezarlığına nasıl saldırıyorsa, özellikle seçim önceleri seçmeni “sıkmak” için de kullanılıyor.

Gazeteye konuşan güvenlik uzmanı ve akademisyen Sandi Dizdarevic’e göre, son yaşanan olaylar ile öncekiler arasından en temel fark polis ve yargının hızlı harekete geçmesi. Dizdarevic, "Seçim döneminde bu tarz güvenlik meselelerinin yaşandığı bir gerçek olsa da en azından bu sefer polisin sadece suçun tespiti noktasında değil, soruşturulmasında da zamanında hareket ettiğini görebiliyoruz." dedi.

Uzmanlar, polisin ve yargı organlarının bu saldırganları ve onların azmettiricilerini korudukları takdirde, bu sefer insanların çocuklarını ve kendilerini korumak için kendi kendilerini örgütlemeye başlayacakları uyarısında bulunarak, bunun hiçkimse için iyi olmayacağını da vurguluyor.

Bu nedenle de polisin ve yargının sonuna kadar üzerine düşeni yapması gerektiği ve sadece faillerin değil azmettiricilerin de yargılanmasının gerekli olduğu ifade ediliyor.

Güvenlik uzmanları, sadece Mostar'da değil, siyasi temsilcilerin de çoğu zaman gerçekte hiçbir desteği olmayan yorum ve düşünceleriyle yangını körüklediğini belirtiyor.

(BalkanNew)

Editör: Muslim Port