Muslim Port Haber Merkezi | Leyla Kübra İnce
Salahattin Eyyubi, Revadiye olarak bilinen Kürt aşiretine mensup bir ailedendir. Eyyubiler, Eyüb Bin Şadi'ye bağlı ve soylarından kimse köle olmadığı için İbn'ul Esir Kürt halkının en onurlusu olarak itibar edilir.
Salahaddin Eyyubi'nin Gençliği
Salahaddin Eyyubi 532h/1137 m yılında Tikrit'te doğdu. Necmeddin Eyyubi ve Şirkuh Bağdat'tan Musul'a göç ettiklerinde onları karşılayan Imadeddin Zengi'nin yanına gittiler. Öyle ki bu karşılama Imadeddin Zengi'yi esirlikten ve ölümden kurtaran iki kardeşe bir ödül niteliğindeydi. Onlarla beraber yaşamak, onları daha güçlü yetiştirmek için onlara oraya yerleştirdi. Necmeddin ve kardeşi Şirkuh önder komutanlardan oldular. Imadeddin Zengi'nin vefatından sonra Nureddin, Eyyubilerin yardımıyla başa geçti ve Şam'ı kendi krallığına aldı. Selahaddin Eyyubi Şam'da yetişip islami ilimlerin yanı sıra binicilik, avcılık ve savaşmak için gerekli olan tüm eğitimlerini tamamladı.
Selahaddin daha sonra amcası Esedüddin Şirkuh'un yanına gitti. Esedüddin, babasının ölümünden sonra Zinquis'in liderliğini devralan Nureddin'in yol arkadaşıydı. Nureddin, Selahaddin'in askeri ve idari alanda yeteneğini farkedip gümrük, vergi gibi devlet meselelerini görüşmesi için Salahaddin'i amcasının yanına gönderdi. Nureddin komutanların görüşlerine önem verirdi. Bu görevlerde Salahaddin için Nureddin'in sırdaşı ve kişisel yardımcısı deniyordu.
Hıttin Savaşı Ve Kudüs'ün Fethi
Selahaddin İslam birliği cephesini kurduğunda Haçlılar Şam sahilinden bazı bölgeleri Kerak ve Shobak kaleleri dahil kontrol altına almıştı. Bu durum, Mısır, Şam ve Irak'tan bazı bölgeleri kapsayan devlet arasındaki iletişim olasılığına ciddi bir engel teşkil ediyordu. Aynı zamanda bu şehirlerin ve kıyı limanların önemli bir stratejik konuma sahip olması Haçlıların, anavatanı Batı Avrupa'yla sürekli temas halinde olmasını sağlıyordu. Salahaddin başa geçtiğinden beri, hedefi bu bölgeler oldu. Haçlı bağını kesmek için bölge ile yakından ilgilendi. Öyle ki bunu Fatımi Devleti'nde yönetiminden beri istiyordu.
Salahaddin Eyyubi Şam sahillerine yaptığı baskınlar sonucu Haçlıları büyük kayıplara uğratmıştı. Haçlıların hezimete uğramaları, Salahaddin'in bu bölgelerde ve Kızıl Deniz sahillerinde ki baskınlarının azalmış olmalarını düşünmeleriydi. Haçlılar, Salahhaddin'in bölgedeki yokluğunu düşünerek kutsal mekanda İslam'ı tehdit ederek, kudsiyete zarar veriyorlardı. Ancak olaylar Salahaddin'in maslahatı doğrultusunda hızla ilerliyordu.
1.V. Baudouin Ölümü ve Haçlılara Etkisi:
Kral V. Baudouin tahta geçişinden birkaç ay sonra 582(h) yılında ölünce Haçlıların iç siyasetinde yeni sıkıntılar ortaya çıktı. Ölümüyle beraber prensler arasında taht kavgaları başladı. Salahaddin ise bölgede meydan gelen bu taht kavgalarını iyi değerlendirecekti.
2. Saffuriya'nın Fethi: Salahaddin Kerak ve Shobak kaleleri yakınlarında Haçlıların saldırına karşı Saffuriya'ya keşif kuvveti gönderdi. Komutanlar gece vakti büyük bir gizlilikle Saffuriya'ya doğru ilerliyorlardı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte plan üzerine Haçlılara saldırı başlatıldı.
3. Hıttin savaşı hazırlıkları: Kerak ve Shobak kaleleri yakınlarında bulunan Salahaddin, Saffuriye'nin fethedilmesini duyduktan sonra İslamın elde ettiği zaferle mutlu oldu. Kaleleri bırakıp hemen ordusunun başına geçerek düşman üzerine doğru Aştera'ya gitti. İslam ordusu oniki bin askeriyle İbn-i Vasıl'ın deyimiyle uzayı kapasayacak şekilde büyük bir kalabalıkla toplandı. Daha sonra Salahaddin ordusunu her zamanki savaş sistemine göre düzene soktu. Kardeşinin oğlu Taciyuddin'i sağ yanına Mazferaddin'I de sol yanına alarak savaş hazırlıklarına başladı.
Hıttin Savaşı Nasıl Gelişti
1. Fetih için İslam ordusu sahaya iniyor: Müslümanlar şehadeti göze alarak haçlılara saldırmaya başladı. Arka sırtlarda Ürdün çölleri; Allah'a sığınan yiğitler ordusu, Roma topraklarında düşmana karşı cenki yoğunlaştırdı. Artık sonları gelmişti, ne kaçmaktan kurtulabildiler ne de teslim olmaktan. Haçlıların İslam ordusuna karşı direnemediklerini gören Trablus Prensi Raymond'da kaçamamıştı. Prens, ordusundan bir grupla anlaştı ve Müslümanları oradan çıkarmak için yol açtılar. Müslümanlar için yeni bir muharebe başlıyordu.
2.Salahaddin'in psikolojik savaşı: Salahaddin bu kritik savaşta Haçlılıları ortadan kaldırmakta kararlıydı. Her türlü yolla onların kalplerine o korkuyu salıyordu. Öyle ki tüm dikkatini Hıttin dağının zirvesini Haçlılar kuşatmasıyla 'salıb salbut' dedikleri Hz. Mesih'in üzerinde bulunan haçtan bir tahta parçası olduğunu iddia ettikleri en büyük haçı ele geçirmeye odaklandı. O haçı aldığında Haçlıları da helaka uğratacaktı; ki öyle de oldu.
3.Salahaddin'in şükür namazı ve esir alınan krallar: Muzaffer kumandan Salahaddin Eyyûbi, Hıttindeki otağında şükür secdesine kapanarak gözyaşları içinde Rabbine hamd ettikten sonra, İslam ordusunun efradına da ayrıca teşekkür etti. Daha sonra, aralarında 150 şövalyenin de bulunduğu esirler içinden çok önemli şahsiyetlerin huzuruna getirilmesini emretti. Huzuruna getirilen esirler arasında Kudüs Kralı Guy of Lusignan, Kerak Baronu Reynald, Tapınak Şövalyeleri komutanı Gerard ve daha nice meşhurlar vardı. İslam ahlakıyla bezenmiş olan Salahaddin Eyyûbi, muzaffer bir kumandan olduğu halde gurura kapılmamıştı. Korkudan titreyen Kudüs kralına dönüp; 'Kralları öldürmek kralların adetinden değildir!' dedikten sonra kendi yanına oturttu. Bunu gören küstah Reynald ise, Salahaddin'den merhamet umarcasına, utanmadan gidip kralın yanına oturdu! Reynald'ın bu hareketine aldırmayan Salahaddin Eyyûbi, buzlu su dolu bir kadehi dili damağı kurumuş olan Kudüs kralına ikram etti. Kral Guy suyu içti; kalanı da Reynald'a verdi.
Bunu gören Salahaddin, küplere bindi ve yüksek sesle 'Biz ona su vermedik!' diyerek hiddetlendi.. Haklıydı da… Hac ve ticaret kervanlarına saldırmayı adet haline getirmiş olan zalim Reynald, Mekke ve Medine üzerine de yürüme planları yapmıştı. Bu sebeplerle bir kaşıkta boğmak istediği katil Reynald'a bir de su mu verecekti!?
Salahaddin Eyyûbi, otağda bulunanların huzurunda Reynald'ın yaptığı zulümleri tek tek saydıktan sonra, kendi elleriyle kafasını uçurdu! Tapınak Şövalyelerinin akibeti de aynı oldu; onların da kafasını vurdurdu. Kudüs kralı Guy of Lusignan'a ise can güvenliği verdi. Geri kalan esirleri de Hıttin Savaşı'nda kahramanca çarpışan askerlere ganimet olarak dağıttı. O kadar çok esir vardı ki, her askere en az 10 esir düşmüştü. Rivayetlere göre, pazarlarda satışa çıkartılan esirler, 3 dinara veya bir çift çarığa satılıyordu!
Hıttin savaşı Filistin'in özgürlük savaşıydı. Çünkü o Kudüs'ün ve Filistin'in zafer yolunu açmıştı.
Hıttin Savaşı Sonuçları
1. Kesin ve kararlı savaş: Hıttin savaşı kesin ve kararlı bir savaş olarak biliniyor. Çünkü bölgede ki siyasi dağılımı haritada değiştirdiğini görüyoruz. Hıttin savaşı sonucunda Salahhaddin, Müslümanlara bugüne kadar yurt olacak Şam-I Şerif sahillerini fethetti. Artık müslümanlar zayıf bir topluluk değillerdi. Akka, Yafa, Sayda, Beyrut, Cebil ve diğer bölgelerde İslam ile şerefleniyordu..
2.Haçlıların sonlarının başlangıçı: Hıttin savaşı onlar için felakatten, onları mağlubiyete uğratan bir savaştan daha fazlasıydı. Ortaçağ'da tüm dünya buna şahit oldu. Yakın Doğu İslam'a yönelik haçlı akımının düşüşü, haçlıların varlığının sonlarının başlangıçı oldu. Savaş sonrası 9-10 yıl içinde bütün bölgede dağılmaya başladılar.
3.Hıttin savaşı Kudüs'ün anahtarı: Hıttin savaşı Filistin için özgürlük savaşıydı. Çünkü Kudüs'ün ve Filistin'in zafer yolu açılmıştı. Şam kadısı Kadı el-Fadıl ise, Salahaddin Eyyûbi'ye bir kutlama mesajı gönderek sevince boğulan Müslümanların duygularını şu sözlerle dile getirmişti:
'Efendim; Allah sizinle dinini kaim kılmıştır. Siz şu andan itibaren bütün mü'minlerin efendisisiniz. Başlar hala secdeden kalkmış değil; yanaklardan süzülen yaşlar hala silinmiş değil. Diller ise bu şanlı zaferi uzun uzun anlatacaktır..'
Hıttin Zaferi bir başka deyişle de; William Seymur'un dediği gibi, İslam'ın Hıristiyanlığa, Hilal'in Haç'a karşı zaferiydi..