Muslim Port Haber Merkezi | Yunus Emre Kaynak
Pakistan Başbakanı İmran Han, Ukrayna ihtilafında taraf olması için İslamabad'a baskı yapan Batı dünyasına, Pakistan ve Hindistan'a yaklaşımlarında Batılı ülkelerin çifte standardını hatırlattı.
Pakistan Başbakanı İmran Han, geçtiğimiz günlerde Pakistan'a, Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerini kınaması için baskı yapmaya çalışan İslamabad merkezli Batılı büyükelçileri eleştirdi ve "biz batının köleleri miyiz" diyerek tepki gösterdi.
1 Mart tarihinde Avrupa Birliği üye ülkeleri de dahil olmak üzere 22 diplomatik misyon şefi, Pakistan'ı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Rusya'nın Ukrayna'ya karşı saldırganlığını kınayan kararı desteklemeye çağıran ortak bir mektup yayınladı.
Konuyla ilgili bir mitingde hitap ederken "Bizim hakkımızda ne düşünüyorsunuz? Biz senin kölen miyiz ki siz ne derseniz onu yapacağız?" diye konuştu.
Olayda, Batı'nın geleneksel bir müttefiki olan Pakistan, BM Genel Kurulu'nun ezici bir çoğunlukla Rusya'yı Ukrayna'yı işgal ettiği için kınaması üzerine çekimser kaldı.
Han sözlerine şöyle devam etti: "Avrupa Birliği büyükelçilerine sormak istiyorum: Hindistan'a yaptığı zulümler sebebiyle böyle bir mektup yazdınız mı?"
Han, Pakistan'ın ezeli düşmanı Hindistan'ın da çekimser kaldığını ayrıca kaydetti.
Pakistan 'Tarafsız' Kalacak
Han ayrıca, Avrupa ülkelerinin Hindistan'ı Keşmir'deki eylemlerinden dolayı kınamadığını söyledi.
Han ve hükümeti, işgal korkuları arttıkça Şubat ayı sonlarında Moskova'ya yaptığı bir ziyaretin ardından kendilerini okların hedefinde buldular. Çünkü Rusya başkanının birliklerini Ukrayna'ya göndermesini emrettikten birkaç saat sonra İmran Han ile Vladimir Putin bir görüşme gerçekleştirmişti.
Han, "Rusya ile dostuz ve Amerika ile de arkadaşız; Çin ve Avrupa ile arkadaşız; herhangi bir tarafta değiliz" dedi ve, Pakistan'ın "tarafsız" kalacağını ve terörü ve savaşı sona erdirmeye çalışanlarla çalışacağını söyledi.
Cuma günü, Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, elçilerin mektupları gibi temyizleri kamuoyuna açıklamalarının "olağan bir diplomatik uygulama olmadığını" söyledi ve "bunu açıkça belirttikleri halde' yapıldığının altını çizdi.
