Bakanlık yaptığı açıklamada, ön verilere göre eğitim sektöründe çalışan 800’den fazla personelin şehit olduğunu veya kaybolduğunu, 50 bin öğrencinin ise yaralandığını bildirdi.
Açıklamada, bu kadar büyük bir can kaybının, 30’dan fazla okulda çalışanları ve öğrencileri kapsayacak şekilde tüm insan unsurlarının yok edilmesi anlamına geldiği ve çocuklar ile eğitim ekiplerine yönelik işlenen suçların büyüklüğünü yansıttığı ifade edildi.
Bakanlık, 15 ay boyunca devam eden bu yıkım sürecinde, yüksek öğretim kurumlarına kayıtlı 1200 öğrenci, 150’den fazla akademisyen, bilim insanı ve çalışanının hayatını kaybettiğini, yüzlercesinin ise yaralandığını veya çeşitli sakatlıklar yaşadığını belirtti.
Eğitim kurumlarının %95’inin doğrudan hasar gördüğünü ve %85’inin tamamen veya kısmen hizmet dışı kaldığını vurgulayan bakanlık, 140’tan fazla idari ve akademik tesisin, içindeki cihazlar, ekipmanlar, laboratuvarlar, klinikler ve kütüphanelerle birlikte yok edildiğini aktardı.
Eğitim sektörünün kayıplarının 3 milyar doları aştığı tahmin edilirken, binlerce çocuğun ciddi travmalar yaşadığı ve özel müdahaleler gerektiren psikolojik sorunlar içine girdiği ifade edildi.
Bakanlık, 2023-2024 eğitim yılının tamamlanması ve 2024-2025 eğitim yılının açılması için acil durum planlarının hazırlandığını duyurdu.
Ayrıca, medya kuruluşları ve insan hakları örgütlerine, İsrail’in çocuklara ve eğitim hakkına karşı işlediği “suçların” belgelenmesi ve Tel Aviv’in uluslararası mahkemelerde hesap vermesi için çağrıda bulundu.