Ebu Silmiyye, yaptığı basın açıklamasında, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yoğun bakım hastaları için sadece üç yatak bulunduğunu ve sadece 20 diyaliz cihazının çalıştığını belirtti. Bu durum, ateşkesin ardından yüz binlerce yerinden edilmiş kişinin güneyden kuzeye geri dönmesine rağmen devam ediyor.
Yoğun bakım hastalarının ve prematüre bebeklerin oksijen tüplerinin eksikliği nedeniyle hayatlarını kaybettiğini vurgulayan Ebu Silmiyye, şu anda Gazze'de oksijen dolumu yapabilen tek bir istasyon bulunduğunu ve bunun da neredeyse çalışamaz durumda olduğunu söyledi.
Ebu Silmiyye, İsrail’in ateşkes anlaşmasındaki insani protokolü ihlal etmeye devam ettiğini belirterek, "İsrail doğrudan öldürmeyi durdurdu, ancak dolaylı öldürmeyi sürdürüyor" dedi. İşgal güçlerinin, protokole aykırı bir şekilde oksijen jeneratörlerinin Gazze’ye girişini engellediğini, özellikle Gazze şehri ve kuzeyindeki hastanelerin bundan etkilendiğini ifade etti.
Buna rağmen, Gazze ve kuzeyindeki bazı hastanelerin kısmen çalışmaya başladığını belirten Ebu Silmiyye, Şifa Hastanesi, Endonezya Hastanesi, Baptist Hastanesi, Avde, Kamu Hizmet Hastanesi ve Rantisi Çocuk Hastanesi gibi tesislerin sınırlı kapasiteyle hizmet verdiğini söyledi.
Dün Gazze Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun savaş sırasında 10 merkezi oksijen üretim istasyonunu yakıp yok etmesi nedeniyle hastanelerde büyük bir oksijen krizi yaşandığını duyurdu. Bakanlık açıklamasına göre, yok edilen istasyonlar, ameliyathaneler, yoğun bakım üniteleri, acil servisler, yeni doğan yoğun bakım üniteleri ve evde bakım hastalarının temel oksijen ihtiyacını karşılıyordu.
İsrail işgal güçlerinin Gazze’deki 38 hastaneden 34’ünü yok ettiği, geriye kalan 4 hastanenin ise hasarlı halde ve kısıtlı kapasiteyle çalıştığı bildirildi. Gazze Hükümet Medya Ofisi’nin son verilerine göre, savaş sırasında ayrıca 80 sağlık merkezi tamamen hizmet dışı kaldı, 162 tıbbi kurum tahrip edildi ve 136 ambulans aracı yok edildi. Bu durum, tıbbi ekiplerin çalışma kapasitesinde ciddi bir felce yol açtı.
