Babür Devleti'nin kurucusu Babür Şah'ın hayatta olduğu bir dönemde komutanlarından Mir Baki'nin 1528'de inşa ettirdiği Babri Camisi, 1980'lerde Hindu milliyetçisi örgütler tarafından başlatılan tapınak (Mandir) kampanyasının kurbanı oldu.

Babri Camisi arazisinin Tanrı Rama'nın doğduğu yer olduğu ve ibadethanenin tapınak üzerine inşa edildiğine ilişkin iddia, Müslümanlar ve Hinduları uzun yıllar meşgul etti ve çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

İlk İddia 1853'te

Caminin tapınağın üzerine inşa edildiğine ilişkin ilk iddia 1853'te ortaya atıldı. Şehirdeki ayaklanmalar üzerine mabedin dış tarafına Hinduların ibadet etmesi için bir alan yapıldı.

İki topluluk arasında gerilimlerin yaşanmasına neden olan mesele, Hindistan'ın bağımsızlığından sonra tekrar gündeme geldi.

Bir grup Hindu, Aralık 1949'da cami içerisine Tanrı Rama ikonu bıraktı ve bunun bir mucize olduğunu yaymaya çalıştı. Yaşanan bu gelişmenin ardından Hint hükümeti, bölgeyi "tartışmalı arazi" ilan etti ve camiyi ibadete kapattı.

1980'lerde Dünya Hindu Konseyi (VHP) ve Hindistan Halk Partisi (BJP) Faizabad'da bulunan (Yeni adı Ayodhya) araziye sahip olmak adına kampanya yürütmeye başladı. VHP ve Ulusal Gönüllüler Organizasyonu (RSS) gibi Hindu örgütlerinin öncülüğünü yaptığı gruplar, 80'li yılların sonunda, tapınak iddialarını yüksek sesle dile getirmeye başladı ve arazinin Hindulara verilmesi çağrısında bulundu.

Ramayana Dizisi Dönüm Noktası Oldu

Dönemin önemli dizilerinden Ramayana, devlet kanalı Doordarshan'da 1987'de başladı ve 18 ay boyunca devam etti.

Pazar günleri verilen ve 78 bölüm halinde yayınlanan diziyle birlikte Tanrı Rama ve hikayesi, milyonlarca Hindu'nun evine girerek somut bir olay haline dönüştü.

Medyada, Hinduların, dizi yayınlanmadan önce televizyonlara çiçek astığı ve tütsü yaktığına ilişkin haberler çıktı. Tanrı Rama'yı canlandıran dizinin başrol oyuncusu Arun Govil, verdiği demeçlerde, ziyaret ettiği bölgelerde ellerine ve ayaklarına dokunmak isteyen yüzlerce kişi olduğundan bahsetti.

Dizide, Tanrı Rama'nın, karanlığa karşı zaferinden sonra Babri Camisi'nin bulunduğu yere, Ayodhya Krallığı'na dönmesi ve buna benzer konular işlenmesi dikkatleri bölgeye çekti.

Hindu Tanrı Üçlemesi'nde (Trimurti) yer alan Vişnu'nun yedinci bedenlenmesi (Avatar) olduğuna inanılan Rama, ülkedeki Hindularca en çok sevilen ve saygı gösterilen tanrılar arasında yer alıyor.

BJP'li Lider, Tanrı Rama Kıyafetiyle Ülkeyi Dolaştı

BJP lideri Lal Krishna Advani'nin Eylül 1990'da başlattığı kampanya ile olaylar daha da kışkırtıldı.

Advani, iki tekerlekli savaş arabasına dönüştürülen Toyota marka otomobiliyle Gucerat eyaletinden, caminin bulunduğu Uttar Pradeş eyaletine bir yolculuğa çıktı. Bu yolculukta, Ram Tapınağı'nın inşası için kullanılacak tuğlaları toplayan Advani, Tanrı Rama gibi giyindi, ok ve yay kuşandı.

Bu kampanya sırasında cami, Advani'nin yanına aldığı binlerce gönüllü tarafından kısmen de olsa tahrip edildi. BJP ve ona bağlı örgütler, Ram tapınağı inşa edilmesi konusunda toplumsal bir seferberlik başlatmaya çalıştı ve bunda da kaybedilen hayatlara rağmen başarılı oldu.

6 Aralık 1992

Çin'de 6,2 Büyüklüğünde Deprem: En Az 118 Ölü, 266 Yaralı Çin'de 6,2 Büyüklüğünde Deprem: En Az 118 Ölü, 266 Yaralı

Tapınak seferberliğinin yabancısı ve ötekisi Müslümanlardı. BJP, diğer örgüt ve partiler, bu seferberliği, ötekine rağmen Hinduları bir arada tutma çabası olarak gördü.

Yıllarca süren bu gerginlik, 6 Aralık 1992'de Hindu karsevaklar (gönüllü işçiler), Sadhular (Hindu din adamları), militanlar ve gençlerden oluşan 150 bin kişinin kazma, kürek ve levyelerle mescide saldırması ve 5 saat içerisinde yaklaşık 500 yıldır ayakta duran Babri Camisi'ni yıkmasıyla sonuçlandı.

BJP, RSS ve VHP gibi milliyetçi parti ve örgütlerce düzenlenen miting sırasında önündeki polis kordonunu aşan militanlar, gazetecileri dövdü, ekipmanlarına el koydu.

Caminin yıkılma haberi, ülke çapında ayaklanmaların yaşanmasına yol açtı. Hindistan'ın bölünmesinden sonra yaşanan en büyük toplumsal şiddet olayına dönüşen ayaklanmalarda 2 bine yakın kişi öldü, 5 binin üzerinde kişi de yaralandı. Olaylar Pakistan ve Bangladeş'e de sıçradı.

Ülke çapında yaşanan olaylarda Müslümanlar hedef haline geldi ve yetkililer şiddeti durdurmada başarısız oldu. Benzer bir durum, 10 sene sonra, 27 Şubat 2002 Gucerat hadisesinden sonra da yaşandı.

Özellikle Bombay'da (Mumbai) Shiv Sena Partisi (Şiva'nın Ordusu) şiddet eylemlerine öncülük etti ve yaklaşık 900 kişi burada hayatını kaybetti. Polis Hindulara engel olmamakla suçlandı.

Olaylara müdahale etmekte geç kalan Narasimha Rao hükümeti, BJP'nin yönettiği 4 eyalette yönetime el koydu ve önde gelen politikacılarını tutuklattı.

28. yıl dönümünde hafızalarda yerini koruyan hadise, 2 toplum arasında on yıllarca problemli bir şekilde kalmaya devam etti. Hindistan Yüksek Mahkemesinin 9 Kasım'da cami arazisinin Hindulara verilmesine ilişkin kararıyla Babri Camisi meselesi yeni bir noktaya taşındı.