İsrail merkezli sivil toplum kuruluşu (STK) "Barış Şimdi" (Peace Now) adlı insan hakları örgütü Çarşamba günü, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria’nın Ürdün Vadisi bölgesinde 12,7 bin dönümlük araziye el koyduğunu açıkladı.
Peace Now tarafından yapılan açıklamada, 1993 Oslo Anlaşması'ndan bu yana İsrail'in tarafından "el koyulduğu en geniş arazi olduğu" belirtilirken, Gazze'de devam eden savaş ile yükselen gerilimi daha da arttıracağı ifade edildi. Ayrıca, İsrail'in bu kararı 25 Haziran'da onayladığı ancak Çarşamba günü kamuoyuna duyurulduğu belirtildi.
İsrail hükümeti Mart ayının sonlarında da Batı Şeria’da 8 bin dönüm araziye “devlet arazisi” olduğunu iddia ederek el koymuştu. El konulan arazinin yasa dışı Yahudi yerleşim yerleri inşası için kullanabileceği belirtilmişti. Şubat ayında ise 2,6 bin dönümlük araziye el konulduğu açıklanmıştı.
Peace Now'a göre, 2024, İsrail'in Batı Şeria'daki topraklara en fazla el koyduğu yıl. Sene başından bu yana el koyulan toplam arazi, 23,7 bin dönüm olarak kaydedildi.
İsrail, Batı Şeria'da 100'den fazla yerleşim birimi inşa etti. Bölgede yaklaşık 500 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı sayılıyor.
Filistin Yönetimi, işgali altındaki Batı Şeria'nın bir bölümünü yönetiyor ancak yerleşim birimlerinin bulunduğu bölgenin yüzde 60'ında faaliyet göstermesi yasaklanıyor.
Önde gelen insan hakları örgütleri İsrail'in Batı Şeria'daki yönetimine işaret ederek Filistinlilere "apartheid rejimi" uygulamakla suçluyor. İsrail bu iddiaları İsrail'in meşruiyetine yönelik bir saldırı olarak reddediyor.
İsrailli Bakan'ın Batı Şeria planı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun hükümet ortağı Dindar Siyonist Parti'den Maliye Bakanı Bezalel Smotrich geçtiğimiz ay partisinin düzenlediği bir konferansta Batı Şeria'ya yönelik planlarını açıkladı. Peace Now elde edilen bilgilere göre, Smotrich 2024 yılı içinde Batı Şeria'da en az 15 bin dönüm araziye el konulmasını planlıyor.
Hamas, 7 Ekim'de İsrail'in güneyine düzenlenen saldırının gerekçelerinden biri olarak Batı Şeria'daki yerleşim birimlerinin genişletilmesini göstermişti.
İsrail sınırını aşıp baskın yapan Hamas militanları, düzenledikleri saldırıda çoğu sivil olmak üzere yaklaşık 1.200 kişiyi öldürdü ve 250 kadar kişiyi de rehin aldı. Bu rehinelerin yaklaşık yarısı, Kasım ayında bir hafta süren ateşkes sırasında İsrail tarafından tutulan Filistinli mahkumlarla takas edilerek serbest bırakıldı.
İsrail, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun (BMGK) derhal ateşkes ilan edilmesini öngören kararına rağmen Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısından bu yana Gazze'ye yönelik saldırılarını ve sivil katliamlarını sürdürürken, uluslararası kınamalarla karşı karşıya kaldı.
Gazze'deki sağlık yetkililerine göre, 7 Ekim'den beri İsrail'in Gazze'de düzenlediği saldırılarda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 37.100'den fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 84.700 kişi de yaralandı.
Harabeye dönüşen Gazze'nin pek çok bölgesinde gıdaya, temiz suya ve ilaca ulaşmak hala çok zor.
Güney Afrika'nın açtığı bir dava kapsamında İsrail, Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırımla suçlanıyor.
Mahkeme, Başbakan Netanyahu yönetiminin, 6 Mayıs tarihinde işgal edilmeden önce bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı güneydeki Refah kentindeki faaliyetlerini derhal durdurmasına hükmetmişti.