Muslim Port Haber Merkezi |Bekir Şirin

O günden bu yana nice mezalimin yaşandığı ülkede zulüm halen sürüyor. Son olarak on iki kişinin idam cezasının onaylandığı Mısır için ümmetin harekete geçmesi gerekiyor.

İhvan’dan Sudan İslami Hareketine Çağrı İhvan’dan Sudan İslami Hareketine Çağrı

Mısır'da seçimlerle işbaşına gelen ilk cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi'nin darbe ile görevden uzaklaştırılmasının üzerinden sekiz yıl geçti. 3 Temmuz 2013 tarihinde dönemin Genelkurmay Başkanı Abdulfettah El Sisi tarafından yapılan darbeye maruz kalan Mursi, geçen süreç içerisinde Mısır zindanlarında şehadete erişirken diğer birçok mazlum da Mursi ile aynı kaderi paylaştı. Ülkedeki amansız mezalim ilk günkü gibi sürerken İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) hareketi, Sisi güçleri tarafından nefes dahi alamaz hale getirildi.

Zulüm Bitmek Bilmiyor

Müslüman Kardeşler'in davaları uğrunda büyük bedeller ödediği Mısır'da son olarak on iki kişinin idam cezası Yargıtay tarafından onanmıştı. Buna göre aralarında Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Genel Sekreteri Muhammed el-Biltaci ile Müslüman Kardeşler (İhvan) liderlerinden Safvet Hicazi'nin de olduğu 12 kişi hakkında daha önce verilen idam cezası tasdik edilmişti. Konuya dair Millî Gazete'ye önemli açıklamalarda bulunan Müslüman Kardeşler Sözcüsü Talat Fehmi, yaşananların gerçekleşen darbenin ardından Mısır'da iktidara gelen askeri rejimin muhaliflerini tasfiye etmek için oluşturduğu bir siyasi intikam davası olduğunu söylemişti. İhvan'ın liderlerine, sembol isimlerine ve diğer üyelerine verilen cezaların yasal bir tanımı olmadığını ve rejim güçleri tarafından insanlığa karşı suç işlendiğini vurgulayan Fehmi, 'Herhangi bir delil olmadan ve uydurulmuş suçlamalarla bir kişi cezalandırılamaz.' ifadelerini kullanmıştı. Öte yandan gazetemize konuşan Muhammed Biltaci'nin hanımı Sena Biltaci de, 'Türkiye halkı Esma'nın şehadeti için çok ağladı, Esma'nın babasının şehadeti için de ağlamasın.' sözleri ile destek istemişti.

Sadece Mısır Halkı Kahrolmadı

Muhammed Mursi'nin yönetim erkinden uzaklaştırılması ile başlayan acı süreç sadece Mısır halkını kahretmedi. Yaşananlar İslam coğrafyasının tamamında hüzünle karşılanırken zulüm dolu sürece en çok üzülenlerden biri de Filistin halkı oldu. Öyle ki Mursi görevde kaldığı sürede Mısır halkının yanı sıra Filistin halkı için de umut olmuştu. Muhammed Mursi'ye yönelik gerçekleştirilen kanlı darbenin gerekçelerinden biri de Mursi'nin Filistin direnişine verdiği destek idi. Filistin direnişi, Mursi'nin Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunduğu süre zarfında Mısır hükümetinden önemli bir destek görmüştü.

BAE VE Suudi Arabistan Sisi'ye Destek Vermişti

Mısır'da meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye yönelik gerçekleştirilen darbe sürecinin ekonomik ayağının özellikle Körfez ülkeleri tarafından sağlandığı ortaya çıkmıştı. Darbede Sisi'ye ciddi ekonomik destek veren Körfez ülkelerinin başını Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan çekmişti. Öte yandan başta ABD olmak üzere birçok Batı ülkesi de kendilerinden beklenir bir tutum takınmış ve Sisi darbesine destek olmuştu.