Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard imzalı mektupta, uluslararası toplumun Çin'in Doğu Türkistan'da süregelen ihlallerini güçlü bir biçimde kınaması, adalete ve hesap verebilirliğe zemin hazırlaması gerektiği ifade edildi.
Mektupta şöyle denildi:
"Birleşmiş Milletler üyesi devlet olarak sizi, adalet ve hesap verebilirliği sağlamak için somut adımlar atmaya çağırıyorum. Yüzbinlerce Uygur, Kazak, Kırgız, Özbek, Hui ve diğer Müslüman azınlık grubun üyeleri Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde kitlesel gözaltı, işkence ve zulme maruz kalıyor.
Çin hükümetinin Doğu Türkistan'daki uluslararası insan hakları hukuku ihlallerini örtbas etme, sesini yükseltme cesareti gösteren aktivistleri susturma ve her eleştiriyi "Batı yalanı" olarak nitelendirme çabaları, dünyanın dört bir yanındaki insanların bu konudaki gerçeği görmesini engelleyemedi.
Uluslararası Af Örgütü tarafından toplanan ve diğer güvenilir kaynaklar tarafından da desteklenen kanıtlara göre, Doğu Türkistan'daki Müslüman etnik azınlıkların üyeleri, uluslararası hukuk kapsamında insanlığa karşı suçların tüm bağlamsal unsurlarını karşılayan bir saldırıya maruz kaldı.
Uluslararası toplum, bu distopik gerçekliğin bir şekilde kendi kendine düzeleceğini iddia etmekten vazgeçmeli. BM üye ülkeleri, son üç yılda uluslararası hukuka göre suçlarla ilgili güvenilir raporların artmaya devam etmesine rağmen, krizi ele almakta başarısız oldu.
BM üye devletlerinin, Doğu Türkistan'daki tüm insanların insan haklarını koruma, uluslararası hukuka göre şüpheli suçları soruşturma ve hesap verebilirliği sağlama gibi görevi bulunmakta. Çinli yetkililerin artık yasaların üzerinde olmasına izin verilemez."
Çağrı, Uluslararası Af Örgütü'nün Çin yetkililerini; Doğu Türkistan'da keyfi şekilde gözaltında tutulan ve toplu kapatma, işkence ve zulme maruz bırakılan yüz binlerce Müslümanı serbest bırakmaya çağırdığı kampanyayı 184 ülke ve bölgeden 323 bin 832 kişinin imzalamasının ardından yapıldı.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard konu hakkında yaptığı açıklamada, "Dünyanın dört bir yanında yüz binlerce kişi, Sincan'daki Müslümanlara karşı işlenen insanlığa karşı suçlar ve diğer ciddi insan hakları ihlallerine ilişkin kanıtların ardından tepkisini ifade etmek için kampanyamızı imzaladı. Bu, tüm dünyada insanların, Çin'in muhalifleri susturma çabalarını ve Sincan'daki zulmü anladığının açık bir işaretidir. Her imza, Çin'e, bu sistematik zulme son vermesi için yapılmış doğrudan bir çağrıdır. Çin hükümeti kamplarda ve cezaevlerinde keyfi şekilde alıkonulan herkesi acilen serbest bırakmalı, kamp sistemini ortadan kaldırmalı ve Sincan'da çoğunluğu Müslüman etnik gruplara yönelik sistematik saldırılara son vermelidir." ifadelerini kullandı.
İmzalar Çin Büyükelçiliklerine Teslim Edildi
Uluslararası Af Örgütü destekçileri, dünyanın dört bir yanındaki 10 farklı şehirde "Sincan'da alıkonulanlar serbest bırakılsın" başlıklı dilekçe metinlerini teslim etmek için kamusal etkinlikler düzenledi. 7 Ekim'de, Birleşik Kralık'ta aktivistler, kamplarda alıkonulan kişilerin giymeye zorlandığı mavi üniformalar giyerek, imzaları teslim etmek üzere Londra'da bulunan Çin Büyükelçiliği önünde toplandı. Uluslararası Af Örgütü aktivistleri Dakar (Senegal), Helsinki (Finlandiya), Lima (Peru), Lizbon (Portekiz), Madrid (İspanya), Paris (Fransa), Lahey (Hollanda) ve Washington'daki (ABD) Çin büyükelçilikleri önünde de benzer etkinlikler düzenledi. Uluslararası Af Örgütü Endonezya Şubesi çevrimiçi bir seminer düzenledi ve aktivistleri mavi üniformalı fotoğraflar paylaşmaya çağırdığı dijital bir eyleme öncülük etti. Küresel imza kampanyası, Uluslararası Af Örgütü'nün, Sincan'daki çoğunluğu Müslüman etnik grupların karşı karşıya kaldığı keyfi gözaltı ve diğer ciddi insan hakları ihlallerine son verilmesi talebiyle Haziran 2021'de başlattığı ve hala devam eden kampanyanın bir parçası.