Örgüt, sivillerin korunmasına yönelik uluslararası yükümlülüklere aykırı olarak İsrail'in gerçekleştirdiği ihlalleri inceleyen yeni bir soruşturmada, İsrail'in Mayıs ayında Refah'ta başlayan kara saldırısından bu yana mülteci kamplarını hedef alan hava saldırılarında geniş çapta etkili silahlar kullandığını belirtti.
Ayrıca, İsrail ordusunun yoğun nüfuslu sivil alanlarda ve mülteci kamplarında geniş etkiye sahip bombalar kullanmasının bir ihlal oluşturduğunu, sivilleri hedef alan ve hedef gözetmeyen bu tür silahların geniş çapta zarara yol açabileceğini vurguladı.
Uluslararası hukukun askeri ve sivil hedefler arasında ayrım yapmayan saldırıları yasakladığını hatırlatan örgüt, İsrail ordusunun Filistin direniş savaşçılarını hedef aldığını iddia ettiği "güvenli" bölgelere yönelik saldırılarını kınadı.
Soruşturmanın İsrail ordusunun Refah'ta bulunan mülteci kamplarındaki sivilleri hedef alan rastgele saldırılar düzenlediğini belgelediğini ve bu tür saldırıların uluslararası hukuk tarafından yasaklandığını vurguladı.
Uluslararası Af Örgütü, İsrail ordusunun Hamas veya İslami Cihad savaşçılarının bulunduğu gerekçesiyle mültecilerin yoğunlaştığı alanları hedef alma iddiasının, sivillerin korunması sorumluluğundan kurtulmasına gerekçe oluşturmadığını belirtti.
Ayrıca, İsrail'in Gazze Şeridi'ne uyguladığı yasa dışı ablukayla birlikte, sivillerin küçük bölgelere göç etmeye zorlanmasının, savaşın devam etmesiyle birlikte sivillerin çektiği acıyı artırdığını ifade etti.
İsrail işgal ordusu 26 Mayıs'ta, Refah'ın kuzeybatısındaki bir mülteci kampını hedef alan saldırıda 45 kişinin şehit olduğu ve onlarca kişinin yaralandığı korkunç bir katliam gerçekleştirdi. O dönemde sivil savunma, İsrail'in yakıcı ve yüksek tahribat gücüne sahip silahlar kullandığını, kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere hedef alınanların ciddi yanıklara ve uzuv kayıplarına maruz kaldığını belirtti.
7 Ekim 2023'ten bu yana, ABD'nin tam desteğiyle İsrail işgali Gazze Şeridi'ne karşı bir soykırım savaşı yürütüyor ve çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 133 binden fazla kişinin şehit düşmesine veya yaralanmasına, yaklaşık 1.9 milyon kişinin yerinden olmasına, 10 binden fazla kişinin kaybolmasına, sağlık ve eğitim altyapısında büyük yıkıma ve onlarca çocuğun açlık sebebiyle hayatını kaybetmesine neden olan bir kıtlığa yol açtı.
