Ortadoğu'nun en yoksul ülkelerinden Yemen'de Suudi Arabistan'ın öncülüğünde başlatılan savaş altıncı yılını doldurdu. Ortadoğu'da arka arkaya patlak veren Arap isyanları sırasında tohumları atılan, dış aktörlerin sahaya müdahalesi ile büyüyen bir savaşın ortasındaki Yemen'de, son altı yılın bilançosu ağır.
BM'ye göre savaş, dünyanın en ağır insanlık krizi. Yüz binden fazla insanın hayatını kaybettiği tahmin edilen savaşta, halkın yüzde 80'i yardıma muhtaç. Kıtlık ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler sebebiyle acilen önlem alınmazsa bilanço daha da ağırlaşabilir.
Nasıl Başladı?
Savaşın kökeni Arap coğrafyasında 2010'ların başında patlak veren isyanlara kadar uzanıyor. Aşiret bağları, ideoloji ve mezheplerle iç içe geçmiş bir siyasi yapısı olan Yemen'de, 2011 yılında geniş çaplı protestolar patlak verdi. Bu protestolar Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih'in 33 yıllık iktidarına karşıydı. Söz konusu protestoların ön saflarında, ülkenin Zeydi-Şii nüfusunun çoğunluğunu oluşturduğu bir dini-siyasi grup olan ve geniş bir kitlesi bulunan Husiler vardı.
Hükümetinin istifasını talep eden protestoların önünü kesmek için Salih, bazı imtiyazlar verdi. Ancak istifa etmedi. Haziran 2011'de bir saldırıda yaralandı ve Suudi Arabistan'a kaçıp burada üç ay kaldı. Ülkesine geri döndüğünde de koltuğu devredeceğini duyurdu. Ülkede protestolar devam ederken Şubat 2012'de koltuğunu yardımcısı Abdurabbu Mansur Hadi'ye bıraktı.
Hadi'nin başkanlık koltuğuna oturması, Husileri memnun etmedi. Bunun üzerine başkent Sana'nın kuzeyindeki bazı yerleşim yerlerini kontrol altına alan Husiler, zamanla etki alanını arttırdı. Takvimler Ocak 2015'i gösterdiğinde, eski Devlet Başkanı Salih yanlılarıyla beraber Sana'daki başkanlık sarayını kuşatıp Hadi'yi istifaya zorladılar. Önce memleketi Aden'e, ardından tıpkı selefi Salih gibi Suudi Arabistan'a kaçan Hadi, ülkeye geri döndüğünde istifasını geri çekti ve yaşananları bir "darbe" olarak nitelendirdi.
Savaşın Gerekçesi
Suudi Arabistan da desteklediği devrik lider Hadi'nin, Sana'daki başkanlık koltuğuna tekrar oturması hedefiyle Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, İngiltere ve Fransa'nın da içinde olduğu uluslararası bir savaş koalisyonu kurup komşusu Yemen'i havadan vurmaya başladı.
Dünyanın en önemli petrol üreticilerinden Suudi Arabistan'a komşu olan Yemen, kuzey hattı boyunca Körfez ve Umman Denizi'ne açılan kıyısı olduğundan stratejik önem arz ediyor. Savaşın sebepleri arasında bu stratejik-ekonomik çıkarları görenlere ek olarak, savaşı Suudi Arabistan'ın İran'la girdiği bir bilek güreşi ve bölgedeki aktörlerin vekalet savaşı olarak tanımlayanlar da var.
Kim Kiminle Savaşıyor?
Suudi Arabistan'ın başını çektiği uluslararası koalisyon savaşın bir tarafı. Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Bahreyn, Fas, Ürdün ve Mısır'ın yardım ettiği, ABD, İngiltere ve Fransa'nın lojistik ve istihbarat desteği sağladığı koalisyon, Yemen'deki Husi hedeflerine aralıklarla hava operasyonları düzenliyor.
Diğer tarafında ise Riyad öncülüğünde kurulan savaş koalisyonunun hedefindeki Husiler var. Husiler, adı daha çok ülkenin Zeydi-Şii nüfusuyla anılan Ensarullah (Allah'ın Yardımcıları) grubunun bilinen diğer adı. Kökleri ülke yönetiminde yüz yıllarca söz sahibi olan Zeydi mezhebine dayanan ve 1990'larda Güney ile Kuzey Yemen'in birleşmesinden bu yana ülkede faaliyet gösteren dini-siyasi grup, kurucu liderleri Hüseyin Bedrettin El Husi'nin adına referansla bu isimle anılıyor. Husiler, ülke nüfusunun yarısını oluşturan Şii toplumuna hitap ediyor. Husilerin, İran tarafından siyasi ve askeri olarak desteklendiği sık sık dile getirilse de Tahran, bu iddiaları yalanlıyor.
Sahadaki Son Durum
En az yüz bin insanın savaş sebebiyle hayatını kaybettiği tahmin edilen savaşta gelinen son noktada Husiler, başkent Sana dahil ülkenin büyük bölümünü kontrol altında tutuyor. Suudi Arabistan ile Yemen'deki hükümet güçleri arasındaki hava ve roket saldırıları da devam ediyor. Husilerin sahadaki üstünlüğüne karşın uluslararası toplum, Aden kentinde bulunan, Suudi Arabistan destekli Mansur el Hadi başkanlığındaki hükümeti tanıyor. Hadi, şu anda Suudi Arabistan'da ikamet ediyor.
Riyad öncülüğündeki koalisyonun ortaklıklarından ABD'de gerçekleşen başkanlık değişimi ise Yemen'deki savaş açısından belirleyici rol oynuyor. Kasım ayında göreve gelen ABD Başkanı Joe Biden, selefleri Barack Obama ve Donald Trump'ın destek verdiği savaş için "Bu savaş artık bitmeli. Bu konudaki vaadimizi yerine getirebilmek için Yemen'deki savaşta operasyonlara sağlanan tüm Amerikan desteğini, ilgili silah satışları da dahil olmak üzere sonlandırıyoruz" dedikten sonra, ocak ayında Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile yapılan silah satış anlaşmalarını geçici olarak durdurdu. Ayrıca Trump'ın "yabancı terör örgütleri" listesine aldığı Husiler'i de şubat ayında bu listeden çıkardı.
Tüm bunların ardından Suudi Arabistan, geçtiğimiz günlerde "savaşın bitirilmesine yönelik" bir barış planı sundu. Planda BM gözetiminde bir ateşkes uygulanması öngörülürken 2015'ten beri abluka altında tutulan başkent Sana'daki havalimanlarının açılması ve Hudeyde Limanı'ndan yakıt ve gıda sevkiyatına başlanması da başlıklar arasında. Öte yandan Suudi Arabistan tarafından desteklenen hükümet ve İran destekli Husi isyancıların doğrudan görüşmelere teşviki de Riyad'ın planı kapsamında. Ancak Husiler, Riyad'ın planına sıcak bakmadıklarını beyan etti. Riyad destekli Hadi hükümeti ise plana destek verdi.
İnsani Kriz Boyutu
Birleşmiş Milletler'in (BM) tabiriyle Yemen'deki savaş, dünyanın "en büyük" insanlık krizine yol açtı. BM'ye göre altı yıldan uzun süredir devam eden savaş sebebiyle 28 milyonluk ülkede 24 milyon insan, insani yardıma muhtaç.
Ülkede savaş sebebiyle kıtlık yaşanıyor. BM'nin son raporuna göre, önlem alınmazsa bu yıl içerisinde 16 milyon Yemenli aç kalacak. Ülkedeki beş yaşın altındaki 400 bin çocuğun da açlıktan etkilendiği belirtiliyor. Londra merkezli çocuklara yardım örgütü Save the Children, sadece 2015 ile 2018 arasında 85 bin çocuğun "ciddi akut açlık" sebebiyle öldüğünü rapor etmişti. BM kıtlığın önüne geçmek için 3,85 milyar dolar acil yardıma ihtiyaç olduğunu, mart başında açıklamıştı.
Öte yandan dört milyona yakın Yemenli evlerini terk edip ülke içinde başka şehirlere göç etmek zorunda kaldı. Savaşla geçen altı yılda kolera başta olmak üzere salgın hastalıklar baş gösterdi. 2016'da başlayan ve iki milyondan fazla kişiyi etkilediği düşünülen kolera salgını sebebiyle dört bine yakın insan öldü. Ülkedeki sağlık ünitelerinin yalnızca yarısı sınırlı biçimde hizmet verebiliyor. COVID-19 pandemisinin Yemen'deki bilançoya etkisi ise belirsiz.