Muslim Port Haber Merkezi | Sevde Köse

Yahya Sinvar, İslami Direniş Hareketi (Hamas’ın) yeni lideri. 1962'de doğdu. İsrail onu birkaç kez esir aldı, dört kez müebbet hapis cezasına çarptırdı ve 2011 yılında bir esir takası anlaşmasıyla serbest bırakıldı. Ardından İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın (Hamas'ın askeri kanadı) komutanlık faaliyetlerine geri döndü. Sonrası liderliğe…

Sinvar, 2017 yılında Hamas’ın Gazze Şeridindeki başkanı olarak seçildi ve 2021’de tekrar aynı göreve seçildi. 2024'te İsrail'in İsmail Heniyye'nin şehit olmasının ardından hareketin siyasi bürosunun başına seçildi.

İsrail onu 7 Ekim 2023'te kendisine insani ve askeri kayıplara mal olan ve istihbarat ile güvenlik servislerinin imajını dünya önünde sarsan Aksa Tufanı Operasyonu'nun mimarı olarak görüyor. İsrail, Aksa Tufanı Operasyonu'na karşılık olarak Gazze Şeridi'ne düzenlediği "Demir Kılıçlar" operasyonunun hedeflerinden birinin onun ortadan kaldırılması olduğunu açıkladı.

Sinvar’ın Hayatı

Yahya İbrahim Hasan Sinvar 7 Ekim 1962'de Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus mülteci kampında doğdu. Ailesi, İsrail'in 1948 Nakba'sından sonra işgal ettiği ve adını Aşkelon (Askalan) olarak değiştirdiği Gazze Şeridi'nin kuzeydoğusundaki Mecdel kentinden yerinden edilmişti.

Han Yunus Erkek Lisesinde eğitim gördükten sonra Gazze'deki İslam Üniversitesi'ne kaydoldu ve burada Arapça Çalışmaları alanından mezun oldu.

Zor koşullarda büyümüş ve çocukluğunda İsrail işgalinin kamp sakinlerine defalarca yaptığı saldırı ve baskılardan etkilenmiştir.

21 Kasım 2011 tarihinde Semer Muhammed Ebu Zemr ile evlendi. Semer Gazze'deki İslam Üniversitesi'nden Dinin Temelleri alanında yüksek lisans yapmış bir Gazzelidir. Çiftin İbrahim adında bir oğulları vardır.

Sinvar’ın Siyasi Aklı

Yahya Sinvar, üniversite yıllarında öne çıkan aktif bir öğrenci olarak tanındı. Filistin'deki İhvanı Müslimin’in öğrenci kolu olan İslami Kutla’nın aktif bir üyesiydi.

Gazze İslam Üniversitesi'nde öğrenci konseyinin teknik komitesinin ve ardından spor komitesinin genel sekreterliğini, ardından konseyin başkan yardımcılığını ve ardından konseyin başkanlığını yaptı.

Öğrenci faaliyetleri, 1987'deki İntifada sırasında kurulan Hamas hareketinde liderlik rolleri üstlenmesine olanak sağlayacak deneyim ve beceri kazanmasına yardımcı olmuştur.

Hareketin kurucusu Şeyh Ahmed Yasin’in görevlendirdiği Halid el-Hindi ve Ruhi Müşteha ile birlikte 1986'da Cihad ve Davet Teşkilatı adında "Mecd" olarak bilinen bir güvenlik sistemi kurdu.

Bu teşkilatın görevi misyonu, İsrail işgal ajanlarını ve casuslarını ortaya çıkarmak ve takip etmek, ayrıca İsrail istihbarat görevlilerini ve güvenlik servislerini izlemekti. Ve teşkilat kısa sürede Hamas'ın iç güvenlik sisteminin ilk çekirdeği haline geldi.

Esaret ve Hapishane Hayatı

Hamas Müzakerelerde Geri Adım Atmıyor: İşgal Son Bulsun Hamas Müzakerelerde Geri Adım Atmıyor: İşgal Son Bulsun

İlk kez 1982 yılında 20 yaşındayken öğrenci aktiviteleri nedeniyle esir alındı. 4 ay boyunca idari gözetim altında tutuldu ve serbest bırakıldıktan bir hafta sonra yeniden tutuklandı. 6 ay boyunca yargılanmadan hapishanede kaldı.1985 yılında tekrar esir alındı ve 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.

20 Ocak 1988'de ise tekrar tutuklandı ve iki İsrail askerinin kaçırılıp öldürülmesine ve İsrail’e ajanlık yaptığından şüphelenilen 4 Filistinlinin öldürülmesine liderlik etmekle ilgili suçlamalarla yargılandı. Bu suçlamalardan dolayı 4 müebbet hapis cezasına (426 yıl) çarptırıldı.

Hapishane yıllarında, iki dönem boyunca hapishanelerdeki Hamas mahkumlarının üst komitesinin liderliğini üstlendi. 1992, 1996, 2000 ve 2004'tekiler de dahil olmak üzere bir dizi açlık grevi sırasında Hapishane Servisi ile çatışmanın yönetilmesine yardımcı oldu.

Mecdel, Hedarim, Sebea ve Nafha dahil olmak üzere çeşitli hapishaneleri arasında nakledildi. Dört yıl hücre hapsinde kaldı. Bu süre zarfında mide ağrıları çekmiş ve hücre hapsindeyken kan kusmaya dahi başlamıştı.

İlki Askalan'daki Mecdel hapishanesi ve ikincisi Ramle hapishanesi olmak üzere iki kez hapishaneden kaçmaya çalıştı ancak bu girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı.

Mecdel hapishanesinde tel ve küçük bir demir testereyle hücresinin duvarında bir delik açmayı başarmış, ancak duvarın sadece dış kabuğu kaldığında çökerek girişimini açığa çıkarmış ve ardından hücre hapsi ile cezalandırılmıştır.

Ramle hapishanesindeki ikinci girişiminde ise, penceredeki demir parmaklıkları kesmeyi ve uzun bir ip hazırlamayı başarmış, ancak son anda yakalanmıştır.

Gözaltında tutulduğu süre boyunca sürekli baş ağrıları ve yüksek ateş nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşadı. Esirlerin hapishane koşullarına karşı yaptığı yoğun baskıların ardından yapılan tıbbi testler sonucunda beyninde donmuş bir kan noktası tespit edildi ve 7 saat süren bir beyin ameliyatı geçirdi.

Hapishanede kaldığı süre boyunca ailesinin ziyaretine izin verilmemiştir. Kardeşi serbest bırakıldıktan sonra yaptığı açıklamada İsrail’in Yahya'yı 18 yıl boyunca ziyaret etmesini engellediğini, babasının ise 13 yıl boyunca onu sadece iki kez ziyaret edebildiğini söyledi.

İsrail Zindanlarında Yazdığı Yazılar

Yahya Sinvar, 23 yıllık hapis dönemini okumaya, öğrenmeye ve yazmaya ayırdı; bu süre zarfında İbranice öğrendi ve İsrail’in zihniyetini anlamaya çalıştı. Siyaset, güvenlik ve edebiyat alanlarında çok sayıda kitap yazdı ve tercüme etti, öne çıkan eserleri arasında;

·      Carmi Gillon'un İsrail İç Güvenlik Servisi (Shin Bet) hakkında yazdığı "Leşler arasında Shin Bet” adlı kitabın çevirisi.

·      İsrail'deki siyasi partileri ve bu partilerin o dönemdeki program ve yönelimlerini tanıtan " 1992 Yılında İsrail Partileri” adlı kitabın çevirisi.

·      Filistinlilerin 1967'den Aksa İntifadası'na kadar olan mücadelesini anlatan ve 2004 yılında yayınlanan "Karanfilin Dikenleri" adlı hikâye kitabı.

·      Hamas hareketinin deneyimini ve zaman içindeki gelişimini ele alan "Hamas: Deneme ve Yanılma" kitabı.

·      Siyonist Shin Bet'in bilgi toplama, ajan yerleştirme ve işe alma çalışmalarını, fiziksel ve psikolojik açıdan acımasız sorgulama yöntemlerini, sorgulama teorisinin ve yöntemlerinin gelişimini ve bunların karmaşıklıklarını ve sınırlamalarını gözlemleyen 2010'da yayınlanan "Haysiyet" kitabı.

Gaza1 1

Yahya Sinvar, İsrail'in kendisine yönelik suikast tehditlerine meydan okurcasına 2021 yılında Gazze sokaklarında rahatça yürüyor. (Al Jazeera)

Esaret Sonrası Siyasi ve Askeri Faaliyetleri

Yahya Sinvar, "Vefa el-Ahrar" olarak adlandırılan esir takası anlaşmasında İsrailli bir asker Gilad Şalit karşılığında serbest bırakılan binden fazla mahkûmdan birisi olarak 2011 yılında serbest bırakıldı.

Anlaşma, Şalit'in Gazze'de beş yıldan fazla süren esaretinin ardından İsrail’in 2008 sonunda Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında onu hiçbir şekilde esaretten kurtarmayı başaramaması ardından imzalandı.

Hapishaneden çıktıktan sonra Sinvar, 2012 yılında hareketin iç seçimlerinde Hamas'ın siyasi bürosunun bir üyesi olarak seçildi. Aynı zamanda İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın askeri kanadından sorumluluğunu üstlendi ve hareketin siyasi bürosu ile tugayların liderliği arasında irtibat görevini yürütüyordu.

İsrail'in 2014'te Gazze'ye yönelik saldırıları sırasında hareketin siyasi ve askeri tarafları arasında koordinasyonun sağlanmasında önemli bir rol oynadı.

Bu saldırıların sona ermesinin ardından Sinvar, saha komutanlarının performansına ilişkin kapsamlı soruşturmalar ve değerlendirmeler yürüttü ve sonucunda üst düzey komutanlar görevden alındı.

2015 yılında Hamas tarafından İsrailli esirlerin dosyasından sorumlu olarak atandı ve İsrail ile müzakereleri yürütmekle görevlendirildi. Aynı yıl ABD kendisini "uluslararası terörist" olarak tanımladı ve aynı şekilde İsrail onu Gazze Şeridi'nde ortadan kaldırılması için arananlar listesine ekledi.

13 Şubat 2017'de İsmail Heniyye’nin yerine hareketin Gazze Şeridi siyasi bürosunun başkanlığına seçildi.

Bu dönemde Gazze'deki Hamas ile Batı Şeria'daki Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi'nin (el Fetih) liderliğindeki Filistin Yönetimi arasındaki ilişkileri düzeltmeye ve ulusal uzlaşının bir parçası olarak Filistin topraklarındaki siyasi bölünmeyi sona erdirmeye çalıştı, ancak bu girişimler tam olarak sonuç vermedi.

Ayrıca Mısır ile ilişkileri iyileştirmek için de çalıştı. 2017 yılında liderlik ve güvenlik heyeti kapsamında Kahire'de Mısır istihbarat yetkilileriyle bir araya geldi ve yaşam, güvenlik, insani yardım ve sınır koşullarına ilişkin anlaşmalara varıldı.

Mart 2021'de, hareketin iç seçimlerinde ikinci bir dört yıllık dönem için Gazze'deki Hamas hareketinin başkanı seçildi.

Evi defalarca bombalandı; 2012 ve 2014 yılında Gazze Şeridi'ne yönelik saldırı sırasında ve ardından Mayıs 2021'de İsrail'in hava saldırılarında işgal uçakları tarafından bombalandı ve tamamen yıkıldı.

Çok fazla konuşmayan ve nadiren kamuoyu önüne çıkan temkinli bir karakter olarak tanımlanan Sinvar, aynı zamanda yüksek liderlik becerilerine ve hareketin üyeleri üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir.

Yahya Sinvar ve Aksa Tufanı

Yahya Sinvar, 7 Ekim’de gerçekleştirilen Aksa Tufanı Operasyonu'nun ardından İzzeddin el-Kassam Tugayları Başkomutanı Muhammed Dayf ile birlikte İsrail'in en çok aranan adamı haline geldi.

İsrail'in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü "Demir Kılıçlar" olarak adlandırdığı askeri operasyonun en önemli stratejik hedefi Hamas liderinden kurtulmak haline geldi. Nitekim İsrailli yetkililer onu 7 Ekim 2023 saldırısının baş mimarı olarak görmektedir.

14 Kasım 2023'te İngiliz hükümeti, Sinvar da dâhil olmak üzere Hamas liderlerine mal varlıklarının dondurulması ve seyahat yasağı gibi yaptırımlar getirdi.

30 Kasım 2023'te Fransız yetkililer Sinvar'ın mal varlığını altı ay süreyle donduran bir kararname yayınladı.

Sinvar, Gazze savaşı sırasında hiçbir zaman kamuoyu önüne çıkmadı. Haaretz gazetesi, Gazze'de gözaltında tutuldukları sırada bazı İsrailli esirlerle görüştüğünü ve onlara İbranice olarak en güvenli yerde olduklarını ve zarar görmeyeceklerini söylediğini bildirdi.

6 Aralık 2023'te İşgalci İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, İsrail işgal ordu güçlerinin Sinvar'ın evini kuşattığını ancak kendisine ulaşamadığını açıkladı. Ordu yetkilileri, onun Hamas'ın askeri kanadının diğer liderleriyle birlikte tugaylar tarafından inşa edilen yeraltı tünelleri ağından operasyonları yönettiğine düşünmektedir.

Tutuklama Kararı

20 Mayıs 2024 tarihinde Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han, mahkemeden Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant'ın yanı sıra Sinvar, Dayf ve Heniyye hakkında Ekim 2023'te yaşanan olayların ardından savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri gerekçesiyle tutuklama emri çıkarılmasını talep ettiğini açıkladı.

Hamas liderlerinden Sami Ebu Zuhri bu karar hakkında Reuters'a yaptığı açıklamada UCM'nin Filistin hareketinin üç lideri için tutuklama emri talep etme kararının ‘kurban ile celladın eşit hale getirilmesi’ demek olduğunu söyledi.

Zuhri, mahkemenin kararının İsrail'i "soykırım savaşını" sürdürmeye teşvik ettiğini de sözlerine ekledi.

Heniyye’den sonra Hamas’ın Yeni Lideri

31 Temmuz 2024 tarihinde Hamas, İsrail'in siyasi büro başkanı İsmail Heniyye’nin İran'ın başkenti Tahran'da arkadaşlarıyla kaldığı konutun bombalanması sonucu şehit edildiğini açıkladı.

Heniyye, Hamas heyetiyle birlikte yeni İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşikyan'ın göreve başlama törenine katılmak üzere Tahran'da bulunuyordu.

Heniyye’nin Katar'ın başkenti Doha'da toprağa verilmesinin ardından hareket Heniyye’nin arkasından gelecek ismi seçmek üzere iç seçimlere başladı. Hamas, 6 Ağustos 2024 Salı günü istişare organlarının oybirliğiyle Yahya Sinvar'ı hareketin yeni lideri olarak seçtiğini duyurdu.

*Yazımız Al Jazeera kanalında yayınlanan makaleden çeviri yapılmıştır.

Editör: Muslim Port