Kaddafi dönemi Libya’sında en dikkat çeken uygulamalar sosyal devlet alanında olmuştur. Halkının refah düzeyini artırmaya yönelik olarak geliştirdiği ve sosyalist modellemeler yoluyla yaptığı kamu destekleri oldukça dikkat çekicidir. Petrol giderlerinin halka maaş yoluyla paylaştırılması, halkın eğitim ve öğretime kolay ve ücretsiz ulaşımı, üniversite eğitimin yaygınlaşması, halkın vergi vermemesi, özellikle her Libya vatandaşının ev sahibi olması, evlilik destekleri, başarı destekleri, yurt dışı bursları, çocuk desteği, hafız olanlara ev verilmesi gibi kendine has karakter taşıyan bir sosyal devlet modeli ortaya koyduğu söylenebilir.

Kaddafi’nin küresel standartlara bakıldığında dikkat çekici düzeyde ülkesinde standartların çok üstünde bir refah oluşturduğu söylenebilir. Ülkesinin sosyolojik dengesi ile savaşmadığını, gelişimsel alanları yapılandırdığı ve toplumsal ve ekonomik gelişmeye hizmet ettiği söylenebilir. Bu yaklaşım Arap Baharı sürecinin Libya’da refah talebi odaklı bir süreç olduğu yaklaşımını ortadan kaldıracak ve boşa düşürecektir. O halde Libya’da herhangi bir refah krizi yoksa neden Kaddafi iktidardan uzaklaştırılmış ve itibarsızlaştırılarak katledilmiştir. O halde sebepler, sosyo/ekonomik sebeplerin dışında aranmalıdır.

Afrika’daki Entelektüel Devrimin Kahramanı ve Afrika’daki İslami Kapasitenin İnşası

70’li yıllardan sonra Afrika kıtasının tümünde seferberlik ilan eden kişi Kaddafi olmuştur. Müslüman Afrika- Arap politikası temelinde Kaddafi tüm Müslüman Afrikalı gençleri yükseköğretim için ülkesine davet etmiş, bununla da yetinmeyip, tüm İslam dünyasının akademisyenlerine kapılarını açmıştır. Yurt dışında eğitim görmek isteyen gençlere yüksek burslar vererek iş garantili olarak burslandırmıştır. Uganda’dan Mozambik’e, Etiyopya’dan Somali’ye nerede entelektüel bir akademik gayret görürseniz orada Libya üniversitelerinde okumuş insanlar görebilirsiniz. Bu büyük entelektüel devrimin Afrika’da İslam’ın ve Müslümanların kapasitesine yapılmış çok önemli bir katkı olduğunu ifade etmek gerekmektedir.

Unutturulan Zafer; Kut'ül Amare Unutturulan Zafer; Kut'ül Amare

Kaddafi’nin Küresel Etki Yaratan İslami Kamu Diplomasisi Faaliyetleri

Milliyetçi ve İslami kimliği ile batı karşısında sürekli İslam toplumlarının yanında olduğu bir gerçektir. Dünya’nın neresinde olursa olsun dış politika odağına İslam toplumlarını almıştır. Arap ve Afrika halkları başta olmak üzere tüm Müslüman halkların sorunlarına duyarlı olmuştur. Dönemi itibariyle nerede bir kriz varsa Kaddafi’nin sürecin mutlaka içinde olduğu söylenebilir. Arap ve Müslüman devletlerin ortak kuruluşlar teşekkül ettirmesi konusundaki gayretleri çok değerlidir. Eğer bugün bir Afrika Birliği var ise Kaddafi’nin gayreti ile olmuştur.

Filistin Mücadelesindeki Destekleri

Özellikle Kudüs meselesi ve İsrail’in Filistin topraklarını işgali konusundaki duyarlılığı oldukça üst düzeydedir. Bu konudaki bilinç düzeyinin gençlik döneminde oluştuğu söylenebilir. Zira 1950’li yıllardaki İsrail karşıtı tüm sokak eylemlerinde görev almış ve Arap ordusunun bir neferi olmuştur. Her zeminde işgalci İsrail ve dostlarının karşısında olmuştur. Güney Asya Müslümanları ile İlişkiler Bunun yanında İslam dünyasının uzak coğrafyalarına da kayıtsız kalmadığı bilinen bir gerçektir. Moro Müslümanlarının mücadelelerinin küresel düzlemde duyulmasında Kaddafi’nin gayreti oldukça fazladır. Barış görüşmelerinin başlatılması, bazı gençlerin Libya’da eğitim alması gibi konularda verdiği desteğin yanında, Diplomatik sürecin 1976 yılından itibaren hız kazanmasına destek vermiş fakat Filipin tarafının olumsuz tutumları sebebiyle hep askıda kalmıştır.

Sovyet Müslümanları ve Balkanlarla olan İlişkileri

1918 yılında Bolşevik devrimin ardından Sovyet Müslümanları için zor dönemler başlamıştır. İslami eğitimin tamamen yok edildiği, Müslüman toplulukların hicret etmek zorunda kaldığı Rusya’da din eğitimi krizi Kaddafi’den sonra bir parça rahatlamıştır. 70’lerden sonra Sovyet sistemi içerisindeki İslami çalışmaların arka planında Kaddafi’nin etkili olduğu bilinmesi gereken önemli bir gerçektir. 1969 -1992 dönemi arasında Sovyetler ile kurduğu iyi ilişkiler çerçevesinde Sovyet Müslümanlarının dini eğitimlerinin Libya’da Kaddafi himayesinde gerçekleşmiştir. Eğer Kaddafi bu desteği vermemiş olsa yaşanacak derin dini krizin maliyetleri oldukça fazla olabilirdi. Türkiye İle İlişkiler Kaddafi’nin ülkemiz ve milletimiz ile olan ilişkileri de oldukça olumludur. Ticari olarak en yoğun ticari etkileşimi olan ülke Türkiye olmuştur. Özellikle ülkesini imar ve inşa faaliyetleri ülkemiz inşaat sektörü eliyle gerçekleşmiştir. Ülkemizde bugün inşaat sektörünün gelişmesinde Libya deneyimlerinin çok büyük bir etkisi olmuştur. 1974 yılında Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında tüm dünya’ ya meydan okuyup açıktan destek veren tek ülkedir. Bu tarihi dostluğunun milletimizde bir karşılığının olması icap ederdi. (Maalesef öldürüldüğü gün bir despotun öldürüldüğü propagandasına halkımız yenik düşmüştür.)

USSAP Başkanı, Sebilürreşad Yazarı

Sosyolog/Sosyal Politika Uzmanı İsmail Mansur Özdemir