Kullanılmaktan tükenmiş, üzerindeki yazılar silinmiş ve içerisi hınca hınç dolu sayfalarını karıştırdığım pasaportumu değiştirmem gerektiğini anladığımda havaalanındaydım. Kaç kere gidersem gideyim bazı ülkelere gidişim beni her zaman heyecanlandırmıştır. Dışarıdan içeriye sokamadığımız su şişesini içeriden bilmem kaç liraya alıp uçağa binmek, bana hep futbol maçlarına girişte toplanan ancak içerideki büfede para üstü olarak alınan bozuk paraları hatırlatır. Uçağa geçtiğimde bir Darüsselam uçuşunun ilk kez bu kadar boş olduğunu fark ettim. Defalarca dolu giden uçaklar artık üç koltuğa yatılabilecek şekilde boştu.
Business Class yolcuları belki de ilk kez böyle bir hüzün yaşıyordu. Ekonomi sınıfı olarak başımız dik, ekonomi gururlu…
Tanzanya insanının cana yakınlığını, dost canlısı olmasını havaalanları dışında hep sevmişimdir. Devlet Başkanı John Magufuli'nin vefatı sebebiyle bayraklar yarıya indirilmiş durumda. Havaalanından itibaren ülkedeki yas havasını sezmek mümkündü. Olayı tam olarak bilmeyenler için açıklamak gerekirse, Magufuli, koronavirüs salgınının başlangıcından beri bu virüse inanmadığını söylemiş, maske takmaya karşı durmuş ve her toplantıya maskesiz katılmıştı. Hatta aşı bulunduktan sonra, daha önceki yazılarımda da yer verdiğim şu açıklamayı yapmıştı: 'Aşılar iyi değil. İyi olsaydı, beyaz adam HIV/AIDS için getirirdi. Aşı almayacağız, Tanrı bizi korumaya devam edecek. Tanzanyalılar onların getirdikleri şeylere karşı dikkatli olmalılar. Sizi çok sevdiklerini düşünmeyin. Bu ulus zengin bir ulus, Afrika zengin. Herkes ondan bir parça almak istiyor.'
Magufuli'nin kalp rahatsızlığı vardı ve yüksek ihtimalle koronavirüs kaptıktan sonra kalbi sürece dayanamadı. Yerelde konuştuğumuz kişilerin ilginç ve asla kanıtlanamayacak teorileri var. Bir kısmı, bazı haberlere de konu olan Kenya'da virüs tedavisi gördüğü sürede öldüğünü söylerken, diğer kısım onun gizlice Hindistan'a tedavi amaçlı götürüldüğünü iddia ediyordu. Çünkü ölümünün açıklanmasından önce yaklaşık 15 gün kimse ondan haber alamamıştı. Her neyse, Tanzanya orada olduğumuz süre boyunca yasını yaşıyordu. Yeni başkan Hassan, Tanzanya'nın ilk kadın başkanı oldu. Umarız Tanzanya'nın geleceği adına güzel çalışmalar yapar ve ülkeyi daha iyi bir konuma taşır.
Gelelim selam yurduna. Yeni kitabım için geldiğim bu güzel şehirde çalışmalarımı sürdürürken fazlaca gezme fırsatı da yakaladım. Pek çok iş kolundan, farklı sosyo ekonomik seviyelerdeki insanlarla sohbet etme imkanı buldum. Tuktuk şoföründen iş adamına kadar güleryüzle karşılaştım.
Türkiye'nin ülkedeki yerine dair çıkarımlar yapmak zor değil. Şehir içinde normal bir yolda giderken Türk alüminyum malzemelerinin reklamını görebilir, Türklerin inşa ettiği yapılara bakabilir ve mutfağından kültürüne kadar geniş bir yelpaze ile karşılaşabilirsiniz. Türkiye'de yayınlanan dizilerin orada bıraktığı etkiyi gözlerinizle görmeden inanmanız zor. Araçların arkalarında Türk dizisi karakterlerinin yapıştırmaları, otellerin veya restoranların televizyonunda Türkiye'den tanıdık simaların Swahili dilindeki replikleri oldukça normalleşmiş durumda. Bu coğrafyaları oldukça iyi bilen bir büyükelçimizin orada olması da ülkemizin artılarından biri olacaktır. Türkiye'nin bölgede daha aktif bir siyasetin içerisinde olması ülkemize olan müspet bakışı daha da yaygınlaştıracaktır.
Hayat pahalı mı derseniz, doları olmayana her yer pahalı. Bu sebeple gitmeden önce iyi bir araştırma yaparak nispeten ucuz yerleri seçmek mantıklı duruyor. Yine ülkenin komşusu Kenya'dan ucuz, diğer komşusu Uganda'dan pahalı olduğunu belirtmek gerekiyor. İnanç özgürlüğünün kısıtlanmıyor oluşu önemli bir artı. Yol kenarlarındaki panolarda Kuran'dan ayetler, Hz. Peygamber'den hadisler gördüğünüzde mutlu oluyorsunuz.
Tüm bunların dışında korona virüs salgını esnasında en fazla dikkat çeken ülkeydi Tanzanya. Ülkenin virüs politikası doğru mu yanlış mı bu hala tartışılıyor. Virüsün pik yaptığı dönemde -ki o zaman da Tanzanya'daydım- ülkenin kapıları yabancılara hiç kapanmadı. Bu politika, en büyük gelir kaynağı olan turizmin zarar görmemesi için uygulanmıştı. Batıdan insanlar akın akın Darüsselam veya Zanzibar'a gidiyor ve ülke para kazanıyordu. Fakat günümüzde bu politikanın uzun vadedeki sonuçlarının ilk kısmı görülmeye başlandı. Artık tıklım tıklım dolu uçaklar yerini daha seyrek yolculuklara bırakmış durumda. Her ne kadar ülkede virüs yok dense de bunun doğru olmadığı bilinir düzeyde. Ülkelerin hazırlıksız yakalandığı bu gibi durumlarda izledikleri yol, orta ve uzun vadede değişiklikler gösterebiliyor. Şimdilik bir değişiklik olmasa da ilerleyen süreçte Tanzanya'nın virüs politikasında bir değişiklik olacak mı, izleyeceğiz. Selam yurdundan baki selam.